17

220 29 16
                                    

Geldiği evin önüyle birlikte kontağı kapattı ve indi motordan Jeno. Dejun canlı konum sayesinde nerede olduğunu bilecekti fakat gelir miydi orası meçhuldü...

"Bugün burada ya yeniden başlayacak hayat, ya da her şeyi bitireceğim."

Kaskını çıkaran Jeno motorun anahtarını cebine attıktan sonra kararlı adımlarla Jaemin'in penceresinin önüne geldi.  Büyük ağaç sanki çıkması için onu bekliyordu. Önceden de Azalea'nın odasına girişi bu ağaçtı lakin yukarı çıkmaya başlamadan hemen önce gördükleriyle donakaldı Jeno. Jaemin'in penceresine uzanan dal kesilmiş, yerini boşluğa bırakmıştı. Kalbi öylesine kırıldı ki Pochemuchka'nın...sanki kesilen dal değil de aralarındaki bağ gibi hissetmişti.

"Beni görmeyi bu kadar mı istemiyorsun Azalea?"

Dolu gözlerini pencereye dikti Jeno, sanki böyle yaparsa Jaemin varlığını hissedecek ve geri dönecekti lakin yanılıyordu. Kendisini odaya kapatan beden yastığına sarılmış, ağlıyordu sessizce. Anne ve babası tatile gittiği için rahattı ama dadısı Jungwoo ağladığını görürse sebebini öğrenmek için elinden ne gelirse yapardı. Annesinden görmediği ilgiyi gördüğü dadısı Jungwoo adeta olmayan bir abi gibiydi Jaemin için.

"Korkağın tekiyim ben Pochemuchka, neden hâlâ sevmeye devam ediyorsun ki beni?"

Burnunu çekip doğruldu Jaemin, ağlamak her ne kadar yorucu olsa da içinde bir rahatlık vardı. Ağlayınca akciğerlerin rahatladığına dair söylentiler duyduğunu hatırladı Azalea, sebebi bu olabilirdi belki de. Saçlarını karıştırıp yataktan kalkan beden duyduğu tık sesiyle korkak bakışlarını pencereye çevirirken bir taş daha gelmişti arkasından. Pencereye çıkmasını isteyen kişinin sabırsız olduğu attığı birkaç taşla anlaşılıyordu.

Jeno mu diye düşündü başta lakin başını iki yana sallamıştı hızla. Onu öylesine sert reddetmişken geri dönmesi imkansızdı...

Yine de bir ümit...dedi içinden neden dediğini dahi bilmeden. Uzaklaşmak istiyordu Pochemuchka'dan ama inatla ona çekilmeye de devam ediyordu. Jeno'nun inadı ona sirayet etmişti olmalıydı yoksa bu inadın başka açıklaması olamazdı...

Düşünceleri onu bırakmazken açtı penceresini Na Jaemin, bakışları aşağılarda dolansa da kimseyi görememiş, şaşırmıştı. Ardı arkası kesilmeyen taşlar yalnızca mahalledeki kendisini rahatsız etmek isteyen çocuklardan mıydı? Bazen böyle yaramazlıklar yapar, sonra kaçar giderlerdi. İç çekti Azalea, Pochemuchka'nın gelmiş olabileceğini düşünmüştü...

Son kez bakındı aşağıya, kimsenin olmadığına emin olmuştu. Düştü yüzü, doldu gözleri ve sessizce kapattı pencereyi, çekti perdeleri. Bu gece gerçekten de ikisi arasındaki her şey bitmişti.

"İstemiyorsan eğer beni, ömrümün sonuna dek dahi olsa bekleyeceğim seni."

"Bu sefer sen bile beklemezsin Pochemuchka, artık sen de bıktın benden."

Kendini yatağına atıp ağlamaya başlayan Jaemin aşağıda olanlardan bir haberdi. Çimenlerin arasına son anda kendisiyle birlikte attığı Jeno'nun ağzını kapatan Dejun elini çekti ve diğer elindeki siyah tabancayı uzağa fırlattı. Gözleri sinirden kızarmış, gözyaşları yanakları ıslanmıştı. 

"SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN!"

Kısık fakat yüksek etkiye sahip sesiyle sessizce bağırdı Dejun. Bu sessiz çığlığı Jeno'nun gözündeki yaşları çoğaltırken yanağına yediği tokat başını yana düşürmüş, üstündeki bedenin hışımla kalkmasına neden olmuştu.

"Kafayı mı yedin Jeno, bu mu senin sevgi anlayışın?!" İleriye attığı silahı gösterip sinirle güldü ve kendi saçlarını çekti Dejun, yetişemese olacakları düşündükçe kafayı yiyordu. Kendi hayatına kıymaya nasıl karar verirdi bu çocuk?! "Ölümünü Azalea'na izletip ona hayatı boyunca peşini bırakmayacak bir travma mı hediye etmek istedin?"

Pochemuchka | NominWhere stories live. Discover now