1. Bölüm

11.2K 586 910
                                    

Felix'in Anlatımı

Beni uyandıran şey midemin bulantısıydı. Yanıma döndüğümde kırmızı saçları dağınık bir şekilde yastığa dağılmış güzelce uyuyan eşime bakmıştım. Ona gülümsemiş ardından elimi karnıma götürüp okşamıştım bulantımdan dolayı ama geçmiyordu bir türlü bulantım.

Gittiğimiz hekim bu sıralar böyle olacağımı söylemişti zaten. Şu an 2. Ayımızdaydık ve bulantılar biraz daha fazlaydı.

İlk oturur pozisyona gelmiş ve midemin bulantısı geçsin diye beklemiştim. Geçmek yerine daha çok artmıştı. Hızla kalkarak banyoya koşmuştum. 

Yataktan kalkmam ile Hyunjin uyanmıştı sesi geliyordu. Büyük ihtinalle mühürlerimizden hissetmişti acımı. Ben banyoya koşup bir yandan kusarken o da hızla yanıma gelmiş eğilmiş ve sırtımı okşayarak beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Bebeğim..." demişti kalın çıkan sesiyle. Hem endişeden hem de yeni uyandığından dolayı sesi kalın ve her zamankinin aksine daha derinden geliyordu. Bu ses tonu ye endişeli ya yeni uyanıkken ya da sevişirken ortaya çıkıyordu.

Endişeli gözleri üzerimde geziniyordu Hyunjin'in
"İ-iyiyim." demiştim ona gülümseyerek. Geri çekildiğimde Hyunjin sifonu çekmiş ve ardından yerde oturan bedenimi kucağına almış odamıza ilerlemişti.

"Bu minik seni çok zorluyor anlaşılan." demişti karnımı okşarken. Kıkırdamış ve sadece kafamı sallamıştım.

"Hyun?" demiştim ona bakarken.

"Ne oldu güzelim?" bir eliyle karnımı okşuyor diğer eliylede benim elimi tutuyordu.

"Biz acıktık." demiştim sitemle. Kıkırdamış ve ilk karnıma ardından dudağıma bir öpücük bırakmıştı.

"Tamam sen burda kal dinlen bende bir şeyler hazırlayayım tamam mı?" demişti naif sesiyle. Hep bana karşı böyleydi. Dışarıya oldukça soğuk ama bana oldukça naif ve sakindi.

"Tamam~" demiştim. Göz kırptıktan sonra odadan çıkmıştı. O gittikten sonra telefonumu elime almış ve bir kaç şeyler bakınmaya başlamıştım. Bebeğimizin odası için. Evimizde boş bir oda vardı oraya önceden fazlalık eşyalarımızı koyuyorduk ama bebeğimiz için daha gecenlerde boşaltmıştık odayı sadece eşyaları gelecekti.

Kıyafetlere yavaş yavaş bakıyordum ama Hyunjin daha almamamız gerektiğini çünkü bebeğimizin cinsiyetinin belli olmadığını söylemişti. Haklıydı ama ben artık duramıyordum. Her şey bir an önce olsun istiyordum.

İçim içime sığmıyor ne yapayım?

Telefondan baktığım kıyafetlerin hepsini almak istiyordum. Küçük patikler, eldivenler, tütü elbiseler ya da güzel güzel tulumlar... Bir çok şey hepsini almak istiyordum.

"Evet kahvaltımız geldi." Hyunjin'in içeri girmesiyle telefonu kapatmış ve yanıma koymuştum. Hyunjin elinde getirdiği kahvaltı tepsisini kucağıma bırakmış ve hemen karşıma oturmuştu.

"Ne bakıyordun?" demişti meraklı sesiyle. Bir yandanda önümdeki tabakta olan yumurtadan kesmiş ağzıma uzatmıştı.

"Kızacaksın söylemek istemiyorum..." demiştim ve alt dudağımı sarkıtmıştım.

"Hey! Sana hiç bir zaman kızmadım yalan söyleme." demişti. Kıkırdamış ve yanağını okşamıştım.

"Tamam ya bir şey demedim. Şey bebeğimiz için bir şeyler bakıyordum." demiştim meyve suyumdan bir yudum alırken.

"Bebeğim daha erken biliyorsun." demişti.

"Ya evet biliyorum. Ama Hyunie çok güzel şeyler var ve benim canım hepsine bakmak istiyoorr~" demiştim şirinlik yaparken. Biraz çocuksu yapım vardı ama hamilelikten sonra bu daha da artmıştı. Hormonlardan dolayı her şeyim her duygum değişmişti zaten. Bir günüm hatta bir saatim diğer saatime uymuyordu.

Hwang Family [Hyunlix]Where stories live. Discover now