Hwang Family [Hyunlix]

17. Bölüm (final)

Yazarın Anlatımı - 2 ay sonra.

"Sevgilim."

Hyunjin eşinin çıplak omzuna yumuşak dudaklarını bastırmış ve minik bir buse kondurmuştu. Yarı uyanık olan Felix eşine dönmüş ve kısık gözleriyle ona bakmıştı. Hyunjin, Felix'in ona dönmesiyle artık iyice şiş olan karnında elini gezdirmiş ardından taptığı dudaklara eğilmiş ve öpmüştü.

"Minik bebeğim." bir öpücük daha. "Papatya kokulu sevgilim." ve bir öpücük daha ardından bir tane daha.

Hyunjin'in son iki ayda eşinin üzerinde daha çok titriyordu. Bebek artık sekiz aylıktı ve doğuma bir ay belki daha az kalmıştı. Doktor erken hekim riskide taşıdığını söylemişti çünkü. O yüzden daha çok eşinin yanında duruyor her sabah onu böyle mutlu ediyordu.

Felix karnına giren minik sancıyla gülümseyen yüzünü düşürmüş ve acıyla inlemişti.

"İyi misin hayatım?" demişti Hyunjin kendi yüzünü düşürürken. Korkuyordu eşinin bir anda doğum sancısının tutmasından çünkü ne yapacağı hakkında küçük bir fikri yoktu.

"İyiyim, yine ufak sancılardan biri." demişti. Ardından kalkmak istediğini eşine belli edip ellerini ona doğru uzatmıştı. Hyunjin ona uzatılan elleri tutmuş ve eşinin yavaşça kalkmasını sağlamıştı.

"Acıktın mı?" demişti elindeki tişörtü eşine giydirirken.

"Evet hemde çok." diyerek cevaplamıştı dudaklarını büzerken. Kilo çok almamıştı ama yinede böyle boş boğaz gibi yemek yemeği o da sevmiyordu.

"Hadi gel aşağıda kahvaltı hazır."

"Ne ara kalktın ve hazırladın?" demişti. Bir elini yatağa bastırarak yataktan destek alırken diğer elinide Hyunjin'in elinin üstüne koymuştu. Yavaşça yerinden kalkmış ve aşağı inmişlerdi beraber.

Hyunjin, Felix'in sandalyesini çekmiş ve oturmasını sağlamıştı eşinin. Felix kıkırdarken sandalyesine oturmuş ve eşinin meyve suyunu koymasını izliyordu.

"Hadi başla bebeğim."

"Sende ye bakma bana öyle." demişti sitemli sesiyle.

Hyunjin eşine kıkırdamış ve o da önüne dönerek yemeğine başlamıştı.

• • •

Yazarın Anlatımı - 1 ay sonra.

Felix sabaha iyice karnına giren ağrılarla uyanmıştı. Doğumuna hekimin dediğine göre bir hafta ya var ya yoktu. O yüzden iyice sıklaşıyordu sancıları. Hatta yalancı sancılarla bir kaç kere kliniğe bile gitmişlerdi. Olaylı günler geçiriyorlardı son bir aydır.

Felix uyuşuk adımlarla banyoya ilerlemiş ve elini yüzünü yıkadıktan sonra aşağı inmişti. Eşi evde değildi birlikte işi vardı o yüzden evde değildi.

Mutfağa ilerlemiş ve kapıdan girdiği an masanın üzerindeki eşinin masaya bıraktığı tabağı görmüştü.

Donatlarla dolu tabağa bakarak gülümsemiş ve tabağı eline alıp bahçeye çıkmıştı.

Bahçede duran kocaman salıncağa oturmuş ve sallanmaya başlamıştı. Havalar iyice güzel olmuştu oğlu yaz bebeği olacaktı. Bundan memnundu şahsen. İleri geri ayaklarıyla kendini ittiriyor ve sallanmaya devam ediyordu tabi bir yandanda donatlarını yiyiyordu.

Yalnız kalmanın faydalarını kullanarak bebeği ile konuşma kararı almıştı. Elindeki tabağı yanına bırakmış ve elini karnına koyup okşamaya başlamıştı.