22. Bugün Bize Ait

6.1K 601 286
                                    

Sınavlar bitti yeahhhhhh🎉
Artık düzenli bölüm atmaya çalışacağım😋
Neyse hadi okumaya başlayın siz ehhehe
İyi okumalar....

<><><>

Seungmin:

"Keşke gelmeseydik Hyung. Bu lanet ıslak sesleri duymak için buraya gelmedim."

Kulaklarıma dolan inleme ve ıslak seslerle göz devirmiş, otelin penceresinden söylenerek dışarıyı izliyordum. Sabah buraya, Jisung ile Minho için gelmiştik. Ama şimdi durum buydu.

İlk geldiğimizde birbirlerinin yakalarına yapışmış bir şekilde birbirlerine bağırıyorlardı. Biz aralarına girdiğimizde ise Jisung ağlayarak bana sarılmış ardından kendini yatak odasına kapatmıştı. Odadan gelen ağlama seslerine dayanamayarak odaya ilerleyeceğim zaman Minho benden önce davranarak kırmızıya dönen irisleriyle Jisung'un bulunduğu odaya girmiş ve bir daha da çıkmamıştı.

"Biz neden kalıyoruz ki? Bizde gidelim, daha fazla bu iğrenç seslere dayanamayacağım."

Topuklarım üzerinden arkamı dönerek kapıya ilerleyeceğim zaman belime sarılan bir çift kolla durmak zorunda kalmış, titrekçe nefesimi dışarı vermiştim.

"Seni özledim."

Dediğiyle dudaklarım gerilmiş, kolları arasında dönerek göğüslerimizin birbirine yaslanmasını sağlamış, ellerimi geniş omuzlarına koymuştum.

"Her gün birlikteyiz Hyung?"

Dediklerimi takmayarak kafasını boynuma gömmüş, derin bir nefes olarak öpücük kondurmuştu. Yaptığıyla yavaşça yutkunup gözlerimi titrekçe birbirine bastırmıştım.

"Hyung?"

"Hm?"

"Seslerden etkilenmiş olabilir misin?"

Değişik mırıltılar çıkararak bu seferde dişlerini boynuma sürtmüş, yaslı olduğu yeri dudakları arasına alarak yalamıştı.

"Hyung cidden azdın mı?"

"Ne zaman Hyung demeyi bıracaksın?

Sorusuyla dudaklarım daha çok gerilmiş, omuzlarında ki tek elimi mavi saçlarının içine daldırarak okşamaya başlamıştım. Uzun zamandır, o lanet olaydan sonra birbirimizle daha çok yakınlaşmış, ve şimdi de bu durumdaydık.

Yakınlaşma kısmında onu her zaman Hyung'um olarak görmüş, temaslarından bu yüzden kaçınmamıştım. Ama bir süre sonra o yanıma geldikçe, bana temas ettikçe kalbimin kontrolü elimden kayıp gitmiş, kontrol edemeyecek hale gelmiştim. Ve bundan korkarak ondan uzaklaşmış, her hareketinden kaçmıştım. O sadece Hyung'umdu ve ona karşı böyle duygular hissetmekten korkmuştum.

Ama bu kaçışımın bir sonu olacaktı, olmuştu da...

Flashback:

"Bu ne böyle?"

Önündeki kitaba gözlerimi kısarak bakıyordum. Uzun bir süredir Latince harfler üstünde yoğunlaşmış, bu dile ilgi duymaya başlamıştım.

Bir kaç dakika sonra odamın kapısının önünde adım sesleri duyunca kafamı kapıya çevirmiş, merakla içeri girecek olan kişiyi beklemeye başlamıştım. Ama dakikalar geçse de kapı açılmamış, önünde bekleyen beden de gitmemişti.

Bununla kaşlarımı çatarak yataktan doğrulup ayağa kalmıştım. Neydi bu böyle?

Kapıya yaklaştıkça kulaklarıma dolan nefes alış sesleriyle yerimde duraksamış, yavaşça yutkunmuştum. O'ydu...günlerdir onun temaslarından kaçmış, konuşmamış olduğum Hyung'umdu....

Oddinary/Hyunlix√Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora