°•1•°

7.8K 98 8
                                    

"Yenile."

Dedim, biten içkimi barmene doğrultup hoşnutsuz bir bakışla. Benden pek hoşlanmışa benzemese de, bir şeylere katlanmak gerekiyordu. Tabii belki de bar ortamına göre reşit olmadığım içindir. Barın sahibinin akrâbâsıyla kanka olmak bazen işime yarıyabiliyordu. Barmen bir süre durup, verdiği nefesiyle bardağımı alıp yeniledi. Burası daralmış gibiydi sanki. Etrâfıma bakınıp gözlerimi kıstım. Çantamdan gelen titreşimi hissetmemle birlikte; uyuşuk hareketlerle çantamı açıp telefonumda ki kocaman yazıya baktım. Gözlerimi devirip yeşil tuşa bastıktan sonra telefonu kulağıma götürdüm.

"Efendim anne,?" Yoğun müzik sesinden dolayı karşı tarafı duyamamıştım. Offlayıp sarhoşluğumdan kaynaklı yüksek tabureden inmeye çalışmıştım ama düşecek gibi olmuştum. Kendime çeki düzen vermeye çalışarak adımlarımı barın dış kapısına doğru yönlendirdim. Gerçi, bu pek kolay olmuyordu. Attığım her 2 adımda düşecek gibi oluyordum. O sırada da hâlâ annemle konuşuyordum. Nihâyet kendimi dışarıya attığımda derin nefes verip duvara yaslandım.

"Neredesin?" Sesi meraklı ve biraz endişeli gibiydi. Yoldan geçen arabalara kısa bir bakış atıp yalan uydurmaya karar verdim.

"Isabell'in doğum günü partisindeyim, sana söylemeyi unutmuşum." Aslında doğum günü partisi falan yoktu sadece eğlenmeye gelmiştim.

"İyi, 1-2 saat içinde gel de, geç kalma tekin olmaz geceleri." İyi ki yalanımın üstüne düşmemişti yoksa sarhoş olduğum anlaşılırdı. Boğazımdan onaylarcasına ses çıkardığımda telefonumu kapattım. İçeri girmem gerekiyordu.

Telefonumu çantama atıp; siyah, düz askılı ve dar olan elbisemi düzeltip sarıya yakın saçlarımı önüme aldım. Tam bara girecektim ki kulağıma gelen sesler durmamı sağladı.

"Bir daha onu üzersen bu sefer dövmekle kalmam öldürürüm." Kaşlarımı çatıp kafamı sola doğru yatırdım. Derin bir meseleye benziyordu klasik barın önünde olan kavgalar falan. Yüzleri neredeyse hiç görünmüyordu buradan geçen biri rahatlıkla içeri geçerdi. "Sadece çok âşığım." Bir dakika. Bu ses bana baya tanıdık geliyordu. Biraz daha kafamı sola yatırıp seslere yaklaştım. Tabii ya! Kuzenim dayak yiyordu. Yine! Dudağımı ısırıp bir şeyler yapmam gerektiğini anladım fakat yumruk sesleri ânında oraya doğru gitmemi sağlamıştı. Topuklu ayakkabılarımın çıkardığı iğrenç seslerden kaynaklı bakışlar bana dönmüştü. Neyse ki tek o adam ve kuzenim vardı. Başımın belâya girmesini istemem.

"Carmen! ne işin var burada? git hemen." Kuzenimin kanlı suratına iğrenerek bakıp yüzümü buruşturdum. Adama bakışlarım döndüğünde bana bakıp, beni süzüyordu. Yakışıklıydı ama maalesef kuzenimi alıp gitmem gerekiyordu. "Aranızda her ne olduysa bilemem ama kuzenimi alıp gitmem gerekiyor." Kuzenim Fred'e yaklaşıp omuzlarından tuttuktan sonra götürmeye başlayacaktım fakat sert sesi beni durdurmuştu. "İşimizin bittiğini sanmıyorum, küçük hanım." Benim küçük olduğumu da nereden biliyordu! Sanırım çok belli ediyordum olgun davransam bile. Sahte gülüşle etrâfa bakındım. "Daha ne kadar işiniz olabilir acaba!? Ne yaptığınızı görmüyor musunuz?" Diyerek Fred'in yüzünü gösterdim işâret parmağımla. Kötü bir sırıtışla yanıma gelip kulağıma doğru yaklaştı. Bir şey söyleyecek gibi oldu fakat 5 saniye kadar orada kalmaya devam etti. Daha sonra kafasını çekip Fred'e de bir bakış atıp barın içerisine doğru yürüdü. Tutmuş olduğum nefesimi verip omzumda sızmış olan kuzenime baktım. Bu çocuk benden büyük olmasına rağmen salak saçma işlere bulaşıyordu. Fred'in telefonunu zar zor bulup en yakın arkadaşı Harry'i aradım. Buraya gelmesini; Fred'i almasını ve eve gitmesini söyledim.

Yaklaşık bir 15 dakika sonra sonunda Fred'den kurtulmuştum. Bara gidip birkaç şey içmek iyi gelir diyip bara girdim. Her zamanki gibi kötü koku ve dans vardı. İnsanları itekleyip yüksek taburelerin bir tânesine oturdum. Sarhoşluğumdan eser kalmamıştı artık. Tekrar sarhoş olmak belki de şu an için güzel bir şeydi. Barmeni buraya çağırıp "Aynısından." dedim. Cidden bir gün kafamı tezgâha vurup yerde süre süre çıkaracağından korkuyordum. "Küçüklerin artık bara alındığını bilmiyordum." Tanıdık ve sert sesle, gizlice gözlerimi devirip adama döndüm. "Ben küçük falan değilim. Şunu aklınızdan çıkarır mısınız?" Sinirli bakışlarımı ondan çekip gelen içkime doğrulttum. Hepsini bir dikişte bitirmek fenâ olmazdı. Bardağı elime alıp tam dikecekken elimden alınmasıyla birlikte şaşkınca o tarafa döndüm. Bu adamın sorunu da neydi böyle?

Cold n Dark || Daddy IssuesWhere stories live. Discover now