•°2°•

4.2K 84 12
                                    

"Bunun ne işi var burada?" Diyen adam beni süzüp, tehlikeli bakışlarını üzerimde gezdiriyordu. Barın arkasında Fred'i döven adamdı bu. Burada karşılaşmayı beklemiyordum açıkcası. Izella'nın korkudan bembeyaz olmuş yüzü, utançla yere eğmiş düşünüyordu. "Şey, ders çalışmak için gelmişt-" Adam tek elini kaldırmasıyla Izella'nın sözü kesilmişti. "Bana yalan söyleme, ben sana demedim mi içki içmek yasak diye?" Derin nefes alıp sâkinleşmeye çalıştı. "En son içtiğinde neler oldu biliyorsun." Kaşlarımı çattım. Şu an sarhoş olduğum için hiçbir şeyi idrâk edemiyordum. Kafamı çevirip Fred'e baktım. Bir dakika, Fred nerede? Etrâfıma bakınıp onu bulmaya çalışıyordum ama yoktu. Belki de kaçmıştır kızın babasını görüp diye düşündüm. "Baba sadece bir seferlikti. Söz veriyorum bir daha olmayacak." Dik başlılığını koruyup "Pekâlâ. Ama eğer yakalarsam sonu kötü olur Izella." Bakışlarını tekrar ben de gezdirdiğinde rahatsızca yerimde kıpırdandım. İç çekmesiyle "Arkadaşında bugün burada kalsın. Eve gidebilecek gibi görünmüyor." Kurumuş olan dudağımı ıslatıp "Yok, giderim ben." Dedim zar zor. Alışıktım yâni. "Dediğimi yap." Diyerek yukarı çıkmaya başladı. Sanırım karısının yanına gidiyordu. Sessiz olmak kaydıyla Izella'ya fısıldadım. "Fred nerede?" Endişeli gözlerle yanıma yaklaştı. "Tam kapı sesi geldiğinde arka bahçeye kaçmıştı. Oradan eve gitmiştir." Rahatlıyıp başımı salladım. "Gel hadi, odama çıkalım." Onayladıktan sonra telefonumu alıp anneme bugün arkadaşımda kalacağımı yazdım. Zaten izin verirdi.

Izella bana birkaç parça kıyafet vermişti. Askılı tişört ve kısa bir şort uyumam için baya rahattı. Biraz sohbet edip daha sonra uyumaya karar verdik. Tabii ben hâlâ sarhoştum ama uyuyunca geçerdi. Izella'yı sevmiştim, iyi bir arkadaştı ve asla kötü bir düşüncesi yoktu. Odası da onun kadar güzeldi. Genellikle soft renkler barındırıyordu. Benim odama kıyasla daha büyüktü. İkimiz de aynı yatağı paylaşmıştık. Yeterince ben ve o için yer vardı zaten. Bunları düşünürken uyuya kalmıştım.

Huzursuzca gözlerimi aralayıp etrâfıma bakınmaya çalıştım fakat karanlıktan dolayı hiçbir şey görememiştim. Elimi komidinin üzerinde gezdirip bir şeyleri devirmemeye özen göstererek telefonumu elime aldım. Saate baktığımda 4'e yaklaştığını görmüştüm. Âniden gelen baş ağrısıyla sıkıca gözlerimi kapadım. Susamıştım ve bunun için mutfağa gitmem gerekti. Oflayıp yatakta oturur hâle geldiğimde Izella'ya baktım. Gâyet rahat bir şekilde uyuyordu. Onu uyandırmak istemediğim için ayaklarımı sessizce yerle buluşturup kalkmaya çalıştım. Birkaç adım atmamla bir, başım dönmüştü ve olduğum yerde kalmıştım. Her yer karanlık olduğu için bir şey göremiyordum. Nihâyet kapıyı bulduğumda; ses çıkarmayarak yavaşça yürüdüm. Koridor loş ışıkla kaplı olduğundan dolayı önümü iyi ki görebiliyordum, yoksa çoktan yeri boylamıştım bile. Merdivenlere geldiğimde korkuluklardan tutunup düşmemeye özen gösterdim. İstediğim tek şey suydu. Son basamağı da atlattığımda, derin nefes verdim. Mutfak salona yakındı, içki içerken görmüştüm. Bugün oldukça sıkıcı ve boş geçmişti. Yaz tatili olmasına rağmen mutlu olamıyordum bir türlü. Belki tatil yapmak iyi gelebilirdi. Sonunda mutfağa geldiğimde buz dolabına ilerleyip sürâhiyi çıkarttım. Fakat bardak almamıştım daha. Yukarıda ki dolaplara göz geçirdim. 2 bin tâne(!) dolap bulunuyordu ve hangisinde bardaklar vardı ki? Oflayıp tek tek kontrol ederken; hem içimden sövüyordum, hem de kapakları açıp kapatıyordum yavaş olacak şekilde. Bir ses duyduğumda arkamı döndüm. Tabii, döndüğümde gördüğüm manzara karşısında şaşkına dönmüştüm. Izella'nın babasıydı bu. Sadece altı giyiliydi ve üstü çırılçıplaktı. Yutkunup bir şey demesini bekledim. Bu çok garipti. Baya garipti. "Neden seni her yerde görmek zorunda kalıyorum?" Dediğinde anlamayan gözlerle ona baktım. "Anlamadım?" Şu an bana salak dese de dediği şeyi anlamamıştım. Sırıtıp biraz daha yaklaştı bana. "Neden karşılaşıp duruyoruz diyorum." Ne bileyim ben? "Beni tâkip mi ediyorsun yoksa?" Alayla gülüp başımı dik tuttum. "Sizi neden tâkip edeyim?" Sorduğum soru ile iki koluyla beni tezgâha sıkıştırmıştı. Bilmem farkında mıydı ama, karısı her an basabilirdi. "Ne yapıyorsunuz?" Diyerek kaşlarımı çattım. Başını eğip üstümü süzdü, dudağının kenarı hafif kıvrıldı. "Kızımın kıyafetleri sen de daha güzel durmuş." Uzanıp dolapların bir tânesini açıp; elime tutuşturduğu bardağı da verip uzaklaştı ve mutfaktan çıktı. Siktir. Bir an üstüme baktım. Dar oldukları için bütün vücudumu sarmıştı bu yüzden de baya açıktı. Tişörtten, oldukça belli olan büyük göğüslerim taşmış, neredeyse kilot gibi gözüken şort beni kötü hissettirmişti. Genelde daha da açığını giydiğim oluyordu ama onun dediği şeylerden sonra utanmıştım. Masanın üstündeki sürâhiyi bardağa boşaltıp bir dikişte bitirdim. İyi gelmişti. Şimdi odaya dönmem gerekti.

Cold n Dark || Daddy IssuesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin