°•11•°

1.6K 65 14
                                    

"Aman tanrım Carmen! seni çok özledim.." Sarılışına karşılık vererek sırtını sıvazladım. Ares'in haberi var mıydı ki? Merak dolu soru işâretlerini bir yere koyarak Izella'ya baktım. "Ben de seni çok özledim, iyi ki geldin. Ne kadar güzel bir sürpriz böyle?" Başını sallayarak gülümsemeyi unutmadı. "Annemi ve babamı iknâ etmek biraz zamanımı aldı.. Ama sonunda buradayım." Demek Ares biliyordu. Tanrım bana söylemeyi düşünmemişti bile. Sıkıntılı bir şekilde nefesimi vererek arkamdaki hiçbir boktan haberi olmayan Gia'ya dönüp tanıştırmak amacıyla ikisinin arasında durdum. "Gia bu Izella, Izella bu Gia. Izella benim kuzenim Fred'in sevgilisi. Gia ise sınıf arkadaşım." İkisi birbirine gülümsese de Gia'nın eleştirici bakışları arsızca Izella'yı süzüyordu. Onu sevmediği 10 km öteden anlaşılırdı. "Memnun oldum Gia. Carmen benim sınıfa gitmem gerek! teneffüste görüşürüz." Onaylayarak el salladım ve arkasından gidişini izledik. "Bu sürtüğü sevmedim." Kaşlarımı çatarak omzumdan Gia'ya baktım. "Saçmalama! Izella iyi biridir." Dediklerime inanmamış gibi geçiştirmişti. Gözlerimi kısarak önüme geri döndüğümde Ares'in birkaç öğrenciyle konuştuğunu gördüm. Beni görmemesi gerekiyordu! Hemen Gia'nın arkasına geçip bir şeylerle ilgileniyormuş gibi yaptım. "Hey, Carmen; Bay Black'in neden sana kötü kötü baktığını sorabilir miyim?" Kahretsin! görmüştü işte. Offlayarak kafamın bir kısmını Gia'nın arkasından çıkarıp bakışlarına karşılık verdim. Etrafındaki öğrencileri yollayıp; yanımıza doğru gelmeye başladı. "Bizi bir süreliğine yalnız bırakabilir misin Bayan Storm?" Gia bana 'bunu gelince soracağım.' bakışını atarak yanımızdan ayrılmıştı. "Sana dün akşam ne dediğimi çok iyi hatırlıyorum Carmen. Görüyorum ki beni hiç dinlemiyorsun." Dudağımı yalayarak omzumu dikleştirdim. Bana emir vermeyi kesmeliydi. "Sen de bana bu okula kızının geleceğini söyleyebilirdin." Birkaç saniye konuşmadan bakmıştı. Söyleyebilirdi ve bunu benden saklamayı tercih etmişti. "Konumuz bu deği-" sözünü keserek konuştum. "Tam olarakta öyle." Sinirli bakışları ortaya çıkmaya başlamıştı. Onu sinirlendirmek benimde hoşuma gitmiyordu ama son derece haklıydım. "Sözümü kesme." Aman aman egosuna bile yediremiyordu. "Her neyse. Ben sınıfa gidiyorum." Onu geçiştirerek yürümeye başladım. "Bu konu burada bitmedi, Bayan Stonem." Bağırması, birçok yüzün bize dönmesine sebep olmuştu. Vücudumu ona döndürerek sırıttım. "Tabii, Bay Black."

🍂

"Çıkabilirsiniz, iyi günler." Edebiyat dersinin bitmesiyle bugünkü okul mâcerasını bitirmiş oldum. Aslında pek bir şey olmamıştı sıkıcı ve sıradan bir gündü. Ares ise yüzüme hiç bakmamış pas vermeden geçip duruyordu. Küçücük bir şeyi büyütmesine anlam veremiyordum. Hem de her şey onun yüzünden olmuşken. Çantamı omzuma asarak Gia'ya vedâ edip okuldan çıktım. Bir kahve yerine gidip kahve içmek iyi gelir diye düşünüp yolumu değiştirdim. Çok sürmeden yanımda bir arabanın durmasıyla kaşlarımı çattım. Bu Ares'ti. "Atla hadi." Diyip yüzüme baktı. Tabii ki gelmeyecektim ne sanıyordu bu kendini? Tam inkâr edip ağzımı açacekken böldü. "Atla dedim!" Biraz etrafa bakarak kolaçan edip öne bindim. "Ne var?" Diyemeden edememiştim okul çıkışı bile rahat yoktu.. "Evime gideceğiz." Alayla kafamı ona çevirdim. "O nedenmiş?" Bana bakmadan kısa ve net bir cevap verdi. "Ben öyle istiyorum çünkü." Oflayıp önüme dönerek kollarımı göğsümde birleştirdim. Sıkıcı bir yolculuk olacaktı.

Yine başka bir evine geldiğimizde kafamda artık soru işâretleri dönmeye başlamıştı. Daha kaç tane evi vardı anlayamıyordum. "Kaç tane evin var?" Önümde yürürken omzunun üstünden gözlerime baktı. "Sayamayacağın kadar." Diyip önüne geri döndü. Dışımdan fısıldayarak "Havan batsın." dediğimde işâret parmağını kulağına götürmüştü. "Seni duyabiliyorum Carmen." Nefesimi verip görmeyeceği şekilde dil çıkarttım.
Her ne kadar kafamda binlerce soru işâretleri olsada Ares'in hiçbirine cevap vermeyeceğini bildiğim için susuyordum. Şimdilik. Biraz etrafı sanki alıcıymış gibi süzmeye başladım. Bence oldukça şık dizayn edilmişti. Büyük bir salon ve köşe duvarını kapatan şarap dolabı estetik bulduğum şeylerdi. Tam fotoğraf çekmelik falan. Ben beyaz olan koltuklara kendimi atıp yorucu günün ıstırâbına uğrarken Ares bahsettiğim ve hayran kaldığım dolaptan kendine şarap şişesi alıyordu. Bunu yaparkende bir yandan kravatını çıkarıp gömleğinin düğmelerini açmıştı. Onun bazen tanrı olduğunu düşünüyordum o kadar kusursuz biriydi ki.. Sadece nasıl beni buldu çözemiyordum. Benim gibi normal ve sıkıcı biri bu adamı hak edecek ne yaptı?

Cold n Dark || Daddy IssuesDove le storie prendono vita. Scoprilo ora