Şans Olmasın

919 109 243
                                    

Beğenin Lütfen 

Yorum da atın

Kapıyı yavaşça açıp içeri girdim, ardımdan Clay girdi ve kapıyı  gürültülü bir şekilde kapadı. Kaşlarımı çatarak ona baktım ve fısıldadım, "Lan! Yavaş kapasana!"

Omuz silkti ve yanımdan geçerek geniş koridorun ilerisindeki merdivene yürümeye başladı, "Yanlışlıkla oldu."

İç çekerek peşinden gitmeye başladım. Merdivene tam adım attığımız sırada bir ses geldi. 

"Çocuklar."

İkimiz de başımızı kaldırıp üst kattan bize bakan babama baktık. "Baba..." dedim, bir bahane bulmaya çalışırken. Omzunda minik bir havlu ve elinde de su şişesi vardı. Spordan dönüyor olmalıydı. 

Ulan be adam... Bu saatte spor mu olur ya? Saat daha sabah beş!

Babam düşünceli bir şekilde ikimizi incelerken biz ise sessizce bekliyorduk. Çenesiyle koridoru işaret etti. "Gelin."

Yürümeye başladığında Clay ile ben de hızlı bir şekilde merdivenleri çıkıp onun peşinden gitmeye başladık. Babam önde, ben ve Clay arkasında, uzun koridorda yürüyorken başımı Clay'e çevirdim. O da başını bana çevirdi ve 'Ne var?' dercesine başını salladı. 

"Hepsi senin yüzünden!" dedim, babamın duymaması için fısıldayarak. 

Sinsi sinsi sırıttı ve bir şey demeden önüne döndü. 

Birkaç dakika sonra babamın odasına gelmiştik. Babam,  kendi sandalyesine oturduğunda ben, masasının karşısında duvara dönük olan ikili koltuğa oturdum. Clay ise benim sağ çaprazımda babama dönük olan tekli koltuğa oturdu. 

Birkaç dakika sessizlik oldu. Biz babamın konuşmasını beklerken babam ise ne diyeceğini düşünüyor olmalıydı. 

Ya da, neredeyse her gün söylediği şeyleri neden tekrar tekrar söylemek durumunda olduğunu da sorguluyor olabilirdi. 

"Clay," dedi, babam dakikalar sonunda. Ben babama bakarken Clay ise yere bakıyordu. "Yine mi kavga ettin?"

Clay'den birkaç saniye boyunca bir cevap gelmedi ama en sonunda sessiz bir şekilde cevapladı. "Önemli bir şey değil."

"Ansel." dedi, babam bu sefer. Benim açıklayacağımı düşünüyor olmalıydı. 

"Önemli bir şey değil baba. Clay'in her zamanki kavgaları."

Babam  birkaç saniye boyunca bana baktı ve derin bir nefes alarak Clay'e döndü. "Yine motorculardan biri mi? Başın dertteyse bize söyle."

"Başım dertte falan değil."

Babam başka bir şey söylemedi, biz de söylemedik. Zaten Clay'e kalsa sonsuza dek susardı. 

Herkese karşı ağzını açar, babama karşı susardı.

Göz ucuyla Clay'e baktım. Babamın olduğu tarafa bakıyordu ama babama bakmadığını biliyordum. Gözlerimi baktığı tarafa çevirdim ve babamın arkasındaki duvara asılı olan büyük portreyi sanki ilk kez görüyormuş gibi inceledim. 

Parlak, uzun kızıl saçlar. Koyu kahve olan parlak gözler. Kiraz rengi dudaklar. 

Güzeldi, güzel bir kadın, annem.

Odadaki oksijen bana yetmiyormuş gibi derin bir nefes aldım ve Clay'e döndüm. Dövüşmekten dolayı yara olan ellerini yumruk yapmış, hala portreye bakıyordu. 

Dabi x Reader (Bnha x Reader)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant