21.Bölüm

187 18 53
                                    

Bu bölümümüz hacker beyimizden.
Bildiğiniz üzere hacker, alkın ve lider aynı kişiydi.
Bu bölüm farklı zamanlardan kesitler içeriyor.

M: Belki görürsün diye yazıyorum kanka.
İnşallah yazacağım bu bölümü😂😂 (yazamadı)

L Edit: p1h düzenlemesi için girdim baktım son düzenlemede ezo ayayay didim
Bana da not varmış 😂😂❤️

---
Kıyamadım bu tatlılığa silmeyeceğim.
Yukarıda okuduğunuz konuşma bu hesabın sahibi olan 2 yazarınızın birbirine bıraktığı notlar...

Ve şimdi Ezo yazarınızın haricinde olarak ilk defa Ezo'ya bölüm yazmaya ben geldim.
Ezo'yu buraya kadar yazıp getiren yazarınız: meliorism0

İlk defa şimdi bir ezo bölümü yazacak olan ben de: lotulis

***
Alkın'dan

"Bu noktada seni affetmem gereken ana mı geldik?"
Bunun bir soru olmadığı barizdi.

"Bana yenilmiş." Giderek sönen bir sesle kendi kendine bunu tekrarladı.

"Bu bir rekabet değildi Alkın." Vurgulayarak bitirdiği cümlesi ile başını salladı.

"Yenmek ya da yenilmek yoktu. "dediğinde sesi titredi.

Olduğum yerde suçumdan ötürü sessizken bu titreyiş harekete geçmemi sağladı.

Elini kaldırıp dur işareti yaptı atağıma ani karşılık olarak.

Hareket edemedim.

Şu saatten sonra onun dediğine karşı gelecek gücü de cüreti kendimde bulamadım.
Kabahatim son birkaç yıldır bana ön yargılı olmayan tek insanı da kaybetmem ile kalbime oturmuştu.

Ne dese haklıydı.
Hatta tüm o konuşan insanlar arasında ne dese haklı olan tek kişiydi.

"Dur."dedi ve elini indirdi.

"Gelme. Yaklaşma. Şu saatten sonra ben ölsem, yardım için bile olsa bana koşma."dedi.

Gözlerimi gözlerinden düşürdüm.
Yutkundum ya da çabaladım.

"Benden seni affetmemi bekleyemezsin."dedi.
"Buna hakkın yok."
"Birçok şeye hakkın yoktu. Bu yüzden en çok buna hakkın yok."

Tekrar gözlerine bakabildiğimde onun gözleri halıdaydı.

"Sana inanmak kimse dürüst değil birine güvenebilmek gibi."

Kırık bakışları, dobra olmayı tercih etmiş diline rağmen hüzünlüydü.

Kırgındı.
Şu saatten sonra bana inanmak istese bile yapmayışı gururundandı.

İçinin aynası gözlerine rağmen bu cümleyi kuran dilinin tek bir cevabı vardı. İmkansız!
Şu saatten sonra bana inanmak, güvenmek imkansızdı.

Umudumu kesmem gereken yerdeyiz.

Ben buna alışkınım.
Çok insan tarafından duydum, deneyimliyim.

Fakat neden en çok bu seferki acıttı?

Bazen bunu birçok ağızdan aynı anda duydum.
Ama neden yalnız olduğumuz odada tek bir cümle daha etkili?

"Şimdi..."dedi sesi daha da titrerken.
Ağlamamak için kendiyle savaşması içimi parçalıyordu.
"Bana gerçek bir iyilik yap... Zorlaştırmadan çık git hayatımdan."

Gerçek.

Tüm bu arkadaşlığımıza da yalan damgasını vurmuş olması... Tek seferde silip atması...

EZO | Yarı TextingМесто, где живут истории. Откройте их для себя