28.bölüm

46 5 88
                                    


Yazarın ağzından:

En mutlu olduğunuz zamanları düşündünüz mü hiç?
O anlarda gerçekten tamamen mutlu muyduk?
En mutlu olduğumuz zamanlarda bile insanın içinde bi burukluk oluyor.
Eskiden yaşadığımız kötü duyguları hatırlıyoruz.
O an bile tamamen mutlu olamıyoruz.
İnsanın kötü anıları, mutlu olduğunda bile onu bırakmıyor.
Her zaman kötü hissetmeye mahkum muyduk yoksa?

Alkın da böyleydi, en mutlu anlarında bi burukluk vardı.
Belki bundan çok daha önce böyle şeyler yaşayabileceğini tahmin etmezdi, belki de bir daha düzelebileceğini tahmin etmezdi.

Tam da düzelmiş değildi aslında. Eskileri hatırlıyordu.
Yaptığı yanlışları, doğruya çevirmek isteyip batırdığı yanlışları...

Herkes farkındaydı Alkın için hala kötü günlerin geçmediğini.

Yüzleşmesi gerekiyordu. Belki de tüm çözümü buydu.
Eğer çözümü bu olmasa bile en azından çabalayıp olmadığını düşünürdü.

Yaptığı hiçbir yanlışı isteyerek yapmamıştı. Tek amacı sevdiğini korumak ve kötü bir amaca hizmet eden o kişiyi durdurmaktı. Bunu yaparken tuzağa çekileceğini düşünmemişti.

Bu sorun artık çözülmeliydi.

"Burçeyle konuşmam gerektiği konusunda hala aynı mı düşünüyorsunuz? Hala vazgeçebilmek için geç değil" dedi Alkın büyük binanın girişine doğru ilerlemeye devam ederken.

"Alkın tamam senin için zor olduğunu tahmin edebiliyoruz ama bunu yapmazsan kendini rahat hissetmeyeceksin en azından bazı sorularına yanıt bulabilirsin" dedi Betül, Alkına destek olmaya çalışarak.

"Kız deli olabilir" dedi zeynep ve bir süre kurumun girişine baktı
"Tamam tescilli deli ama ne yapalım.
Her haltı düşünüp bunları yapabildiyse bir nedeni de olabilir"

"Bazı kötüler neden aramaz onlar doğuştan öyledir.
Aradığın cevapları bulmana yardımcı olabilir senin isteyerek yapmadığını biliyoruz. Onun asıl amacını öğrenebiliriz. İsteyerek yapmadığın durumun acısını çektin. Artık bu acıyı çekmeni istemiyorum. Bu acıyı dindirmenin da tek yolu bu."
Elçin uzanıp alkının ellerini tuttu.
"Biz burdayız. Bir sorun olursa haber ver."

Alkın kafasıyla Elçini onaylayıp kurumdan içeri girmişti.

"Bence Alkının cebine telefon koyup dinlemeliydik ne konuştuklarını" dedi Zeynep.

"Alkın anlatır gerek yok"

" Ya anlatmazsa"

"Zeynep sende ne gazı veriyorsun. Anlatırsa anlatır çocuk.'' dedi Fatih.

"Anlatmak istemezse sorun değil. Zaten Burçeden mantıklı bir açıklama mı beklememiz gerekiyor. Şuan olacak yek şey Alkının yüzleşip bu konuyu tamamen kapatması."

"Umarım öyle olur"

Alkın Burçe'nin odasına girdiğinde onu yatağın üzerinde otururken buldu.
Kapı açıldığında ise gözlerini Alkına çevirdi.

Sonra ise bir şey demeden gözlerini camdan dışarıya çevirdi.

"Niye geldiğimi sormayacak mısın?"

Burçeden ses çıkmayınca devam etti Alkın.

"Neden geldiğimi bende bilmiyorum aslında.
Senden mantıklı bir şeyler duymak istiyorum en azından derdim ki haklı bir nedeni vardı ondan yaptı."

"Ama biliyor musun senin herhangi bir haklı nedenin olmaz.
Sen sırf kötü olduğun için insanları tehtidle işini gördürürsün...
Ne yaptık sana. Sadece yanlış yaptığını söyledik diye mi?
Sen en yakın arkadaşını bile hiç uğruna harcayabiliyorsun."
"Vicdanın hiç sızlamıyor mu?
Benim amacım sadece o insanları korumaktı.
Sense her şeyi benim üzerime yığıp işin içinde sıyrıldın!"

EZO | Yarı TextingWhere stories live. Discover now