23.Bölüm

122 15 38
                                    

Kendine zarar verecek!

"Her yeri aradık ama okulda değil" edebiyat hocası endişeli bir şekilde müdür yardımcısının yanına gelip söylemişti bunları.

"Zarar verek hocam kendine"
"Beni görmeyeceksin bir daha dedi"
Elim ayağım birbirine dolaşmıştı. Ne yapacağımı şaşırmıştım.

"Kızım niye bir şey yapsın kendine hem de kendini aklamışken. Bir yere gitmekten bahsediyor belki evham yapma" hocanın az önceki endişesi gitmiş yerini sakinlik almıştı.
Okulda olmadığı için mi sakindi anlamadım.

Zaten bu hocaların tek derdi okulda bir şey çıkmasın. Dışarda ne olursa olsun. Başları ağırmasın yeter.

"Hayır hocam öyle değil... Anlarım ben bir şey yapacak."

Hoca hala sakinliğini koruyup bakışlarını konuşmaya başlayan müdür yardımcısına çekmişti.

"Nerde olabilir okulda değilse hocam. Spor salonuna baktınız mı okulun sistemine nasıl bağlanacak" dedi müdür yardımcımız.

"Baktık hocam her yere okulda değil." dedi edebiyat hocamız.

Hocalar beni takmıyordu.
Gitmezdi işte.
Bir şey yapacak.

Okulda değilse sisteme nerden bağladı?
Evden mi? Uzak olabilir.
O zaman yakında bir yerlerde.
İyi bağlantı kurabileceği bir yerde olmalı.
Ama neresi?

Ben düşünmeye çalışırken okulda herkesten farklı bir ses çıkıyordu.

" Bu Burçede bi sıkıntı olduğunu biliyordum ben"

"Oğlum alkının suçu yokmuş boşuna mı o kadar laf etmişiz"

"Her ne olursa olsun İlke kötü bir duruma düştü. Bunun sebebi Alkın. Toplamaya çalışırken o kızın başını yaktı."

"İstemeden de olsa Alkın yaktı o kızın başını. Kendiliğinden yayılmadı ya fotoğraflar"

"Kendi cezasını kesmeye çalışan ancak kendi başını yakar. O kim ki birisinin cezasını kesmeye çalışıyor. Süper kahraman mı?"

"Arkadaşlar saçmalamayın isterseniz çocuk her şeyi anlattı onun bir suçu yok. Her şeyi Burçe yapmış."

İnsanlar hızla nefret uçurumuna sürüklenip insanlığı öldürürken... Vicdanı değil nefreti tercih edip affetmedikleri olayları "gurur" ismiyle maskelerken insanlığın toplu katliamı gerçekleşiyor.
Bu büyük bir cinayet...
Ve katil herkes.
Felsefe hocasının derste söyledikleri aklıma gelmişti.

Gurur neydi ki. Bir candan daha mı kıymetli?
Bir insanı ölüme sürükleyecek kadar vicdanı yok muydu kimsenin.

"Çocuklar hadi sınıflara geçin" hocalar koridordaki sesleri kesmeye çalışıp herkesi sınıflara yollamaya çalışıyorlardı.

Dış kapıya doğru yürürken tarih hocamız kolumu tutup engellemişti beni.

"Elçin, kızım nereye gidiyorsun! Sınıflara." dedi otoriter bir sesle.

"Hocam lütfen benim gitmem lazım... Onu bulmalıyım." hocaya yalvaran bakışlarla.

"Olmaz elçin hadi sınıfa"

"Hocam lütfen... Bir şey yapacak kendine. Korkuyorum." Gözlerim dolmaya başlamıştı. Sanki biri beni sıkıyor nefes alamıyorum.

Hoca kolumu bırakmıştı.

"Okulda değilmiş kızım nerde bulacaksın."

"Hocam iyi bağlantı kuracağı bir yerde olmalı Ben bulacağım onu bir şekilde." Sesim titreyerek çıktığına eminim. Kendi sesimi bile duyduğumdan emin değildim şuan.

EZO | Yarı TextingWhere stories live. Discover now