Zaman

10.9K 909 41
                                    

Ares ve Draken'ı düşünmeden edemesem de yolculuk sakin geçiyordu ve benim kafamı toparlamam lazımdı. Sessizce yolu izliyordum. Jason arada dikiz aynasından arkaya bakıyordu. 'Neden bu kadar sessizsin Alison?' diye sorduğunda irkilerek 'Değilim.' dedim. Jason pek inanmış gibi durmuyordu. Olabildiğince hiçbir şey düşünmemeye çalışıyordum. Bunun içinde ağaçlara odaklanıyordum. Jason arabayı fazla hızlı kullandığı için çok bir şey görebildiğim söylenemezdi. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Sanki sürekli aynı yollardan gidiyormuş gibi hissediyordum artık. 'Göl evine vardıktan sonra ne yapacağız ?' dediğimde Jason hiç beklemediğim bir şekilde omuz silkti. 'Bilmiyorum. Alcander'i bir bulalım da sonrasını düşünürüz.' dedi. Jason her zaman beş adım sonrayı düşünürdü. Nasıl olurdu da şimdi bilmezdi ? Kendimi tuhaf tuhaf Jason'a bakarken buldum. Kaşları çatık bir şekilde dikkatle yolu izliyordu. Kafasında bir şeyler döndüğünden emindim ama zihnini bana kilitlemişti. Sinirle kafamı çevirdim. Ben hep ona kendimi açarken o her şeyi benden saklamayı tercih ediyordu. Kollarımı göğsümde kavuşturarak sustum.
Jason'ın genelde bana bağırıp çağırmasını susmasına tercih ederdim. Sessizliği beni delirtiyordu. Bir anda frene bastı ve cama yapışmamak için zor durdum. Jason öfkeyle yola bakıyordu. Karşımızda gri bir araba duruyordu. Jason'ın bu kadar nefretle bakmasından anlaşılacağı üzere pek iyi birileri oldukları söylenemezdi. Arabanın kapısı açıldığında kıvırcık siyah saçlarıyla Melenia indi. Jason anında olanca gücüyle gaza bastı. Melenia da Jason'ın bu hamlesini beklemiyordu. Korkarak birkaç adım geri attıktan sonra Jason ani bir hareketle direksiyonu kırarak geri döndü. Gazı köklediğinden emindim. 'Yere yat Alison ! Hemen !' dediğinde hızla ayaklarımı koyduğum yere çöktüm. Jason sürekli dikiz aynasından arkayı kontrol ediyordu. Son hızla gitmemize rağmen Melenia arkadan bize çarptı. Sarsılsak da Jason olabildiğince kontrollü kullanıyordu arabayı. Önümüzden bir araba geliyor olmalıydı ki korna sesleri etrafta yankılanıyordu. Daha fazla dayanamayarak ayağa kalktım. Emniyet kemerini takarken Jason bana kızacak gibi olsa da vakti yoktu bunu için. Tam tahmin ettiğim gibi üstümüze bir tır geliyordu. Gözlerimi kısıp dikkatle baktığımda tırı kullanan kişinin Leonardo olduğunu gördüm. Pis pis sırıtıyordu. Jason bana dönerek 'Şimdi dediğimde direksiyonu tut ve olabildiğince sağa kır.' dedi. 'Tamam.' dedim. Hızını daha fazla arttırdı. Bir Leonardo'ya bir Jason'a bakıyordum. Jason tek elini bırakıp camı açtı. 'Şimdi !' diye bağırdığında dediklerini harfiyen uyguladım. Jason üst bedenini camdan dışarı çıkardı. Sonra etrafta gördüklerim sadece alevler oldu. Çarpışma ve patlama sesleri art arda geliyordu. Arabayı yoldan çıkarmamak için uğraşıyordum. Jason kendisini tekrar arabanın içine attığında direksiyonu ona bıraktım. Çok sinirliydi. Ellerini direksiyona yapıştırmıştı. Dikiz aynasına bakmayı bıraktı. Emniyet kemeri beni çok sıkıyordu artık. Kafamda Elaina'nın kahkahaları çınlıyordu. Her şey üstüme geliyordu ve ben birisini idare edemeden diğerine sürükleniyordum. Nefes alamayacak kadar bunalmıştım. Jason sürekli sağa sola dönüp farklı yollara giriyordu. Bu yolları hatırlıyordum. Göl evine yaklaştığımızı fark etmiştim ama daha fazla dayanamayacaktım. 'Çek kenara ! Jason arabayı durdur ! diye bağırdığımda Jason şok olmuş bir surat ifadesiyle bana bakmaya başladı. Ormanlık araziye girdiğinde arabayı ağaçların arasına çekti. Kendimi arabadan aşağı attığımda hemen peşimden o da indi. 'Ne oluyor Alison?' derken şaşkınlığı sesine de yansımıştı. 'Her şeyi benden saklıyorsun ! Beni de her şeyden korumaya çabalıyorsun ! Yeter Jason ! Beni sürekli arkana saklamandan , duymamam için uzakta konuşmalar yapmandan , her hareketimi kontrol etmenden bıktım ! Devamlı birilerinden kaçmaktan yoruldum artık !' diye bağırdım. Gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum. Umursamadım. Jason 'Ben...' dedi kekeleyerek. Fazla şaşırmış olduğu her hâlinden belliydi. 'Her şeyin bir zamanı var Alison. Ben seni korumak zorundayım. Bunu anlamak bu kadar mı zor ? Tekrar söylüyorum her şeyin bir zamanı var.' dedi. Birkaç adım atarak bana yaklaştığında 'Gelme. Kendim gidebilirim. Yolu biliyorum.' diyerek arkamı dönüp yürümeye başladım. Zaten gelmeyeceğini de biliyordum.

ARİÇEMWhere stories live. Discover now