SARHOŞ

1.9K 55 5
                                    

"neyse ben gidiyorum" der demez evden çıkıp gitti.

Ben de mutfağa gidip tost yaptım yanına da koca bir bardağın içine meyve suyu koyup televizyon izledim.

Saat gece yarısına gelirken Barış hala ortalıkta yoktu ben de çok takmadım.
Üst kata çıkıp duş aldım.

Kedili pijamalarımla yatağa geçtim.
Bir anda büyük bir gürültü ile irkildim saçlarımı kurutmadığım için başım çatlıyordu.
Aşağıya koşarak indiğimde barış yere doğru eğilmiş kırık bardağa bakıyordu.

"Barış iyi misin?"

Ayağa kalkıp bir anda bağırmaya başladı.

"Sanane Dicle sanane git yat sen" irkilerek ayağa kalktım

"sarhoş musun sen?"
"Sanane!"

Sinirlenmeye başlamıştım.
"İyi be soran da kabahat."odadan çıkıyordum ki elimi tuttu.
Sinirle yüzüne dönmeden elimi ondan kurtardım sonra da odama geri çıktım. Yemin ediyorum bu çocuk sarhoşken hiç çekilmiyor. Yatağıma geri yatacak ken aniden kapım açıldı. Yalpayarak yanımda doğru yürüyordu görmediğine eminim ama bu üstünü nasıl değiştiriş.

"Ne var niye geldin.''

"Seni özledim pelin hadi barışalım yemin ediyorum bir daha seni üzmeyeceğim hem ben o gece kendimde değildi nasıl oldu anlamadım affet beni."

Bir anda dizlerinin üstüne çöküp ellerimi tutu. Şaşkınlıktan konuşamadım bile.

"Hadi Pelin affet beni"

"Ben pelin değilim barış lütfen kendine gelir misin?"

Bir anda ellerimi bırakıp sendeleyerek ayağa kalktı.

"Sen pelin değilsen kimsin? Ayça, Sude, elif, alev, ahu yoksa, ah doğru hatırladım Tuğbasın sen"

Şaşkınlıktan gözlerim yuvalarından çıkacaktı. İki saniye de bütün her ismi saydı ne yaptı bu bunlar ile?

"Konuşmayacak mısın benimle? Yoksa adını mı yanlış söyledim kimsin sen Zeynep olan mısın?"
Ellerimle onu sallamaya başladım.

"Ben hiç biriyim ben Dicleyim. Lütfen kendine gelir misin kahve falan yapayım sana dur bir dakika"
hemen yanından geçip aşağıya inip en acı olan kahveyi çıkartıp yapmaya başladım o sıra da barış da aşağıya doğru geliyordu.

"Biliyorum Zeynep seni o gece o yatakta yalnız bırakmamalıydım ama yaptım bir hata"

kahve karıştırdığım kaşık yere düşmüştü ne biri ile mi yattı

bu biri olduğuna emin miyiz o saydıkları dan sonra ben bir kişi olduğunu düşünmüyorum doğru.

"Barış kendine gelmen lazım iç şu kahveyi"

elimle ona doğru kahve uzattım ama o kahveyi yere fırlatıp beni kucağına çekti.

"Biliyorum özür dilerim pislik herifin tekiyim ama seni unutamadım Zeynep hadi gel benimle beraber ol tekrardan söz veriyorum aynı şeyi yapmayacağım"

bir anda dudaklarıma doğru yaklaşınca refleks ile tokadı patlattım yüzünde ve ayağa kalktım.

"Bana bak kendine gel beni alakadar etmiyor kiminle yatıp kalktığın şimdi git mutfağa kendine kahve yapıp zıkkım lan yoksa ben seni ayıltmasını bilirim."

Yanından geçip gidecekken bir anda önüm de durdu.

"Nasıl ayıltırsın Zeynep anlatsana" Allah'ım çıldıracağım hala Zeynep diyor.

"Barış git şu kahveni yap ve iç tamam mı sonra konuşuruz"
ellerimi ondan kurtarıp odama çıktım.

"İyi uykular kızılım gece yanına gelirim" gözlerimi devirdim salak dı bu çocuk Odama çıkıp kapımı kitledim aşağıdan Ocak sesi gelince dediğimi yaptığı için rahatladım umarım evi yakmaz umarım...

_______
Sabah uyandığımda saat 7 idi bu kadar erken kalkmayı düşünmüyordum ama uyanmıştım alarmı mı kapatıp aşağıya doğru indim hazır vaktim varken yemek yemem iyi olurdu. O sıra da L koltukta bir beden gördüm yanın yaklaşınca bunu barış olduğunu anladım.

Yanında 3 tane kahve bardağı vardı haklıydı ama bir tanesi kesebilecek gibi durmuyordu zaten.
Yanına yaklaşıp omzundan dürttüm dokunmam ile pazılarını hissetmiştim zaten güçlü olduğu belliydi. Her neyse.

"Barış uyan hadi sabah oldu."

Aslında dün geceden sonra ne hali varsa görsün derdim ama neyse ben büyüklük yapayım hehehe.

Hafif kıpırdan dı. Gözlerini açıp yüzüme baktı. "Hadi uyan ben işe gidiyorum."

Gerçekten bunu demek için mi uyandırdım sus gıcıklık değil mi oh iyi

yanından kalkıp evden çıktım saat 10 olmuştu bile biraz dışarda turlayıp işe geçtim.
Yorucu bir işin ardından yine pertim çıkmış bir şekilde eve gelmiştim. Evin ziline bastım ama açan olmamıştı. Herhalde barış evde değil diye anahtarla kapıyı açtım.

İçerisi temizlemiş ti yediğim yemek tabağı bile toplamıştı aslında çok iyi olmuştu bu halde bir de etrafı toplayamazdım.

Yavaş yavaş üst kata çıkarken barışın odasının kapısı yarım açıktı yanından geçip gidecekken ayaklarımın yere çakılması bir oldu.

Odadan kadın sesleri geliyordu ve bu sesler hiç iyi değildi kendimi silkelemem ve buradan gidip odama çıkmalıyım ama daha kötü bir şey yapıp kapının arasından içeriye baktım.

Bir kadın vardı yatakta üstünde de barış yerde de kıyafetler panikle geri geri giderken ayağım bir şeye dolandı ve yere popo üstü düştüm. Ayağa kalkarken odasının kapısı açıldı ve yarı çıplak önüm de barış durdu.

"Dicle iyi misin? Niye erken geldin sen" erken mi yooo ben kendi saatim de geldim. Hayır bunun konumuzla ne alakası varsa

"yoo erken gelmedim hatta biraz geç geldim de, sen niye bu haldesin o içeri de ki kadın kim?"

Eliyle dağınık saçlarını dağıtırken bütün kasları kasılmış tı bakmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Ha o mu o Zeynep yaa eski bir arkadaşım."

Neee
Eski?
Zeynep?
arkadaş?

Yeni Ev ArkadaşımWhere stories live. Discover now