MUTLULUK BOZAN

257 19 1
                                    

Kulaklarım da bir çığılık sesi vardı tam algılayamıyordum ama birinin bağırdığına eminim huysuzlanıp diğer tarafa dönünce sert bir bedene çarpmıştım kokusundan Barış olduğunu anlamıştım.

Burnumu boynuna sokup uyumaya devam etmeye çalışmıştım, çalışmıştım çünkü ses o kadar tiz di ki
sanki... sanki bir bebek ağlama sesiydi.

Bebek? Eflâl

Hızla kafamı kaldırınca kafam Barışın çenesine vurmuştu. İnlemesinden dilini ısırdığını farketmiştim.

Barışın üstüne basıp yataktan atlamıştım. Hızla kendimi Eflalin odasına atmıştım.

Kollarını açmış kızarmış şekilde ağlıyordu. Tam beşiğine giderken ayağımla bir şeye basmıştım.

Seke seke yerimde zıplarken Eflâl hala ağlıyordu canım o kadar çok yanıyordu ki anlatamazdım.

O sıra da odaya sersem sersem Barış girmişti.

"Neler oluyor burada."

Sinirle ona dönüp
"ayı gibi kış uykusuna mı yattın acaba heh, şu çocuğa bak Allah için ayağımın üstünde duramıyorum."

"Tamam bebeğim sakin ol bakıyorum."

Barış Eflali kucağına alınca susmuştu. Elleriyle barışın göğsünü arayınca acıktığını anlamıştım.

Yavaşça ayağımın üstüne basıp mutfağa inmiştim mamasını hazırlayıp biberonuna koymuştum.

O sıra da Barış Eflali kucağında Oturma odasında oturuyorlardı.

Yanlarına gidip Eflali kucağıma almıştım.

"Acıkmış mı benim güzelliğim."
Biberonun ısısını bir kez daha kontrol etmiş ve Eflâle uzatmıştım.

O kadar hızlı ve soluksuz içiyordu ki ne kadar çok acıktığını bir kez daha anlamıştım.

Yemeğini yedikten sonra onu tekrardan Barışa vermiş ve ikimizi için krep yapmaya karar vermiştim.

Krepleri yapıp kendi krepimin içine çikolata doldurmuştum.

Barış sade yediği için öyle vermiştim ona çayları da koyup sofraya oturmuştuk.

Ben yine klasik hareketim çikolatalı krepimi ağzına doğru uzatmıştım.

"Hayatım biliyorsun ben çikolata sevmem."

"Olsun çikolata da yemelisin bak bana şeker gibi insanım ama sen."

Barış kaşlarını çatmıştı.
"Ama ben."

"Aması yok ye de tatlan hayatım."

"Ben başka bir şey yersem tatlanacağım."

Saf saf yüzüne bakmıştım ilk beş saniye, sonra pis pis gülünce ne demek istediğini anlamıştım.

"Pislik misin sen acaba çocuk var evde çocuk."

"Çocuk dediğin de daha 2 aylık ama sen bilirsin güzelim."

Omuz silkip krepimi yemeye devam etmiştim.
Yemekler bitince etrafı toplayıp oturma odasına gidip Barışa sokulmuştum.

"Ne yapsak bu gün."

"Bilmem senin canın ne isterse onu yapabiliriz."

"Hmm o zaman giyinelim ve dışarıya çıkalım hava biraz bozuk gibi ama bir şey olmaz sanırım."

Tam ben kalmış üst kata çıkarken Barışın telefonun çaldığını duymuştum çok takmadan odaya girmiş ve ne giyeceğime bakınıyordum.

"Dicle."

Yeni Ev ArkadaşımWhere stories live. Discover now