Bölüm-9

18.7K 671 7
                                    

##Miray'dan##

Ev halkıyla terasta oturup tatlı tatlı sohbet ediyorduk.Bu sırada konağın kapısı büyük gürültüyle açıldı ardından tanıdık bir ses "Miraaaay" diye kükredi resmen.Bu sesi tanıyorum ben bu Selim,Selim'in sesi bu.Merdivenlerin başına geldiğimde cidden burada olduğunu gördüm."Selimm" dedim herkes şaşkınca ikimize bakıyorlardı ben merdivenlerden inerken Selim de bana doğru geliyordu.Son iki basamağı atlayıp kollarına atladım.Birden öyle bir sarıldı ki kemiklerim kırıldı sandım bir an.Hem ağlıyor hem de Selim'i ahtapot gibi sarmış kollarımı daha da sıkı sarmaya çalışıyordum.O da aynı şekildeydi eminim ağlıyordur şimdi bir de beni teselli etmeye çalışıyordu.

"Geçti fıstığım ayrılmayacağız bir daha bırakmayacağım seni" diyordu.

"Bırakma ne olur söz bende hiç kaçmayacağım.Özür dilerim Selim özür dilerim fındığım"

"Şşh tamam sakin ol.Nefes al tamam sakiniz değil mi Miray?Zaten bir daha nah kaçarsın saklanırsın.O bir kere olur güzelim." Selim'den ayrılıp yanaklarını öptüm.Utanıyorum işte elimde değil.O da benim gibi yaptı yanaklarımı öptükten sonra gözlerine bakamayan gözlerimi zorla baktırdı.

"Sen yeni doğmuş bir bebek kadar masumsun.Hiçbir suçun yok sen en mahkum kalanımız oldun Miray.Lütfen salak saçma yere canını yakan vicdan azabından bir kurtul." Dediklerine karşılık sadece kafamı salladım.Etrafımıza göz gezdirdiğimde nerede olduğumuzu hatırladım.Herkes susmuş bizi izliyordu Havin dışında herkes şaşkındı.Dikkatimi Oğuz çekti ellerini yumruk yapmış gözleri kısılmış bir şekilde bize bakıyordu.Yeniden bir ağlamak geldi bu insanlara neyi nasıl açıklayacaktım.Hadi açıkladım ya bana karşı dün akşam ki gibi sıcak davranmak yerine kapı dışarı ederlerse.Gerildiğimi anlayan Selim kollarımı destek verircesine sıkarak etrafımizdakilere göz attı.Derin bi nefes aldım Selim'i ilk gördüğüm andan beri aklımdaki soruyu bi çırpıda sordum

"Nasıl buldun?"
"Ah safım öğretmen oldun ya sen kayıtların var,uçakla geldin kayıtların var bunlar hiç mi gelmiyor küçük aklına küçük öğretmen" dedi baş parmağıyla yanağımı okşarken.
Gülümsedim 'küçük öğretmen' diye tekrarlarken onu.Bana böyle bir tek ailem hitap ederdi.İzin vermeyeceğim zaten başkasının ağzından bu cümlenin çıkmasına.Sağ tarafıma baktığımda bizden bir açıklama bekleyen aile vardı hatta yardımcılar,korumalar bile.Gözlerimi silip nasıl bir açıklama yapacağımı düşünürken Selim ortaya atlayıp
"Nişanlısıyım" dedi ağzım açık ona bakarken utana sıkıla gözlerimi onlara çevirdim Doğan babayla Zenan anne bir değişik bakıyorlardı bana sanki üzülmüş gibi Havin de benim gibiydi ne olduğunu anlamaya çalışır gibi Hakan ifadesizdi en son Oğuz'a baktığımda hayal kırıklığı vardı sanki gözlerinde hüzün gibi ben ona bakmaya devam ederken başka yerlere bakmaya başladı en son kafasını çevirdi.Oğuz eliyle bir hareket yapınca yardımcılar ve korumlar yerlerine gittiler.Selim adisine baktığımda bana piç sırıtışını sergiliyordu onu öyle görünce sinir oldum.
"Ne diyorsun oğlum sen" diyerek kafasının arkasına geçirdim bir tane.Sırıtışı yavaşça yüzünde silindi.Kaşlarını var gücüyle çatıp yüzüme doğru eğildi
"Parmağındaki yüzüğün intikamı,bir yıldır ben ne haldeyim biliyor musun?Sen gidip nişanlandın mı lan" diye bağırdı.
Nasıl böyle bir şeyi düşünebilir ya aptal herif.Bir an için kalbimden geçen keşke hiç gelmemiş olsaydı cümlesiyle bastım tokadı.Elimde baya ağırdır ha beş parmağımın izi çıktı resmen.Vurduğum elimi indirmeden gözünün önüne getirip salladım
"Tanımadın mı lan sen bu yüzüğü" dedim.Selim'in yüzü soldu herhalinden belli pişman olduğu umrumda mı?HAYIR!!
Ev halkı bir şey anlamayarak bize bakarken Selimden ayrılıp Havin'in odasına çıktım.Şuan sinirden hayran kaldığım bu konağı yakmak istiyorum.Sanki bütün gözyaşlarım kurumuş gitmiş gibi hissediyorum.Böyle duruma her geldiğimde yatağa girip uyumaya çalışırım.Yine yatağa girip gözlerimi kapattım ama bu sefer her zamanki gibi uykum gelmedi.Kendimi birden deli gibi ağlarken buldum.İçim kurumamış demek ki yaşlanmış.Kapının sesini bile duymadığımı Havin sarılarak 'sakin ol,ağlama,üzme kendini..' gibi şeyler söylediğinde fark ettim.O da sürekli konuşuyordu ama kendi sesimden pek duyamıyordum.Umrumda mı?HAYIR!!

##Selim##

Ben Miray'ın arkasından

"Gel buraya bir yılın öcünü alacağım neredeydin lan bir yıldır kiminleydin lan cevap ver bana kaçamazsın benden artık izin vermeyeceğim" diye bağırırken arkasını dönmeden gitti.Peşinden gideceğim de adamın biri önüme geçip engel oldu.Arkamı döndüğümde cevap isteyen meraklı bir aile vardı.Sahi kimdi bunlar?Miray burada ne yapıyordu?Önümde duran tahminen aynı yaşta olduğumuz adam bizi ürkek gözlerle izleyen kıza dönüp "yalnız bırakma" dedi kız da Miray'ın peşinden gitti.Kim ya bunlar??

"Kimsiniz siz,Miray neden burada?" dedim hepsinin yüzünü incelerken
"Sakin ol evladım geç otur hele" dedi evin en yaşlısı olan adam.Herkes divanlara otururken bende onlara ayak uydurdum.
"Miray kızım bizim çocukların öğretmeni bizim otelde kalıyordu bizde dedik öğretmendir,ilim dağıtır evimizi açtık ona zaten evde bulamamıştı.Bizim otelde kalmak yerine bizim konakta kalıyor.İşte evlat iki gündür burada Miray kızımız.Şimdi sen anlat bakalım sen kimsin Miray kızımla aranızda ne var?" bey amca nefeslenmeden bir çırpıda konuştu resmen.Son cümlesini farklı bir tını da söylemişti.Anlaşılan Miray Hanım bir şey anlatmamış onun haberi olmadan da anlatamam ki.
"Bak bey amca Miray benim kardeşim amcamın evladı,abisinin bana emaneti Miray ailesiyle ilgili bir şey anlatmadıysa benim anlatmam yakışı kalmaz" bey amca cevabımdan memnun olmuşçasına gülümsedi.
"Buu bir yıl olayı ne?Miray'ın parmağındaki yüzük neyi ifade ediyor?" dedi aynı yaşta olduğumuzu tahmin ettiğim çocuk adı ne acaba?Neyyysee
"Yüzük seni ilgilendirmez.Bu soruları bana değil Miray'a sorun onun anlatmasını bekleyin.Şimdi izninizle Miray'ı görmek istiyorum"
"Zarar vermek yok,ağladığını görürsem duyarsam kötü olur" bak bak laflara bak hele
"Sanane lan benim kardeşimden" diyerek cevap vermesini beklemeden yardımcı kızın gösterdiği tarafa ilerledim arkamdan bir şey dedi ama duyamadım umrumda da değil zaten.
Yardımcı kızın gösterdiği odaya girdim.Miray uyuyor o ürkek bakışlı kızda saçlarını okşayarak bir şeyler mırıldanıyordu.Çok hoş mırıltılardı bunlar sanki bir şarkının nakaratı gibi bir şeydi.Beni fark edince irkildi gözleri kocaman oldu sonra kızgınlıkla üzerime yürüdü beni odadan dışarı çıkarıp duvara itti.
"Aptal mısın sen onun ailesinden kalan tek parçasın bunu bile bile nasıl kızı saçma sapan şeylerle suçluyorsun" Evet elini yukarı kaldırıp yüzüğü gözüme soktuğunda anlamıştım yengemin olduğunu ama çok geçti.Bir dakika bu kız biliyor muydu yani?
"Sen biliyor musun kim olduğumu" yüzünde hiçbir mimik oynamadı
"Evet biliyorum hem de her şeyi"
"Başka,başka kimse biliyor mu?" heyecanlanmıştım doğrusu
"Hayır" kıza bak sadece hayır dedi hem de keskin bir şekilde.
"Peki ne zaman uyudu uyanır mı?"
"Bilmiyorum ağlaya ağlaya yorgun düştü,uyuya kaldı" herhalde bu en uzun cümlesi olmuştu konuşurken yüzümün dışındaki her yere bakması çok sinir bozucu.
"Tamam ben onun yanında yatarım oda onun mu?"
"Yok benim ama kalamazsın seni yanında görmesin bence kötü olur" çok saçma bir şey söyledin şimdi ürkek bakışlı.
"Kötü falan olmaz olamaz olmayacak anladın mı beni biz birbirimizin her şeyiyiz ne olursa olsun beraber olacağız" yüksek çıkan sesim ve fazla kaba davranışımla kızı ürküttüm galiba kız duvarın dibine sindi resmen.Söyleyecek bir şey arıyor gibiydi.
"Havin..Havin ben..ııım adım Havin yani" onu bu paniklemiş haline güldüm
"Peki Havin eminim adımı biliyorsundur,şimdi Miray'ın yanına gidebilir miyim?" düşünür gibi yaptı.
"Iıı şey peki gidebilirsin" sanki hayır dese girmeyeceğim pehh..Yalnız ismi de çok güzel yakıştı ağzıma Havin..

Mardin'deki ÖğretmenWhere stories live. Discover now