4.BÖLÜM"ÖLÜ RUHLAR"

73 6 60
                                    

Ruhlarınız yaşıyor mu?

Cihan AGİR

-YAZGI KONAĞI-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-YAZGI KONAĞI-

Boşuna demiyorlardı bu adama 'ŞARK'IN HÜKÜMDARI' diye. Şu an çok iyi anlıyordum.

Cihan ağa durdu, dakikalarca durdu olduğu yerde. Düşünebildimi yoksa sadece gerçekten bir an durmak mı istedi bilmiyorum. Arkasını döndü, dedeme öyle bir baktı ki gözünden bir damla yaş süzüldü konağın taş mermerlerine düştü. Onun tek damla göz yaşı için tüm Urfa yakılırıdı kimse de karşı çıkamazdı.

İlk defa dedemin gözlerinin bu biçimde titrediğini görmüştüm. "Tamam." dedi ve sustu neye tamam demişti o bile bilmiyordu bence. "Nergiz ŞARK'ın güneşi her üstümüze doğduğunda şükür ederdim. Ve seslendirdim rabbime 'sen beni kardeşim ve karımla sınama. ' Diye rabbim sınamasından korktuğum kim varsa beni teker teker sınadı. Sen şimdi yaşayan bir ölüsün benim için. Yanlış anlama kaçtığın için değil beni abini arkanda görmediğin için. " Sesi titremişti ama bariton sesi titrek sesini pek ortaya çıkarmamıştı. Eliyle göz yaşlarını sildi. Arkasına bakmadan konağın kapısını çarpıp çıktı.

-Yazardan

Genç adam konağı inletip , yakıp yıkıp, kederlendirip terk etmişti. Herkesin üzerinde öyle bir etki bırakmış olmalı ki bütün yazgı konağı şoklar içerisindeydi. Açılan arabanın kapısıyla dışarı çıktı Cihan ağa beş saat az bir saat değildi. İki gündür tek damla uyku girmiyordu gözüne. Bedenine inat, uykusuna inat uyanık kalıyordu. Gerçi uyuyacak halimi kalmıştı. Karısının ölümüne şahit olmuş bir kadınla evlenecekti. O kadını gözlerinin önünden geçirdi. O çırpınışları o 'yapma' diyi savurduğu çığlıkları. Genç adamın karısı intikam uğruna ölüme gitmişti.

YAZGI konağı Rozerin gelinin ailesiyle geçinemiyordu. Rozerin gelinin ailesi YAZGI aşiretinin en küçük oğulunu öldürmüştü. Rozerin gelinin ne abisi ne de erkek bir kardeşi vardı. O da ağa kızıydı, YAZGI konağı öyle bir kin tutmuştu ki hıncını alamayıp Rozerin gelinin canına kast etmişti. Hiç birinin hesabında Rozerin gelinin ŞARK'ın en büyük aşireti olan AGİR aşiretinin gelini olduğu yoktu.

Konaktan içeri girdi holde gözleri morarmış, olduğu yerde oturan annesiyle karşılaştı. Küçük adımlara yanına yürüdü. Awzem hanım oğlunu görür görmez ayağa kalktı. "Oğlum,"
"Gel ana otur hele." Önce kendisi oturdu sonrada annesini de yanına oturttu. Derin bir nefes aldı. Söze girmek için o kadar zorluk çekiyordu ki bu yapacağı şeye kendisi bile inanamıyorken anasına itiraf etmesi çok zordu. "Ana ben,"
"Tamam dedin öyle değil?" (Değil mi?)
Biliyordu Cihan ağa hemen haber uçardı annesine. Ama genede kendi ağzıyla söylemek istemişti. "Tamam dedim ana,"
"Dedin oğul öyle mi?"
"Dedim ana, tamam dedim." Awzem hanım öyle derin bakıyordu ki oğlunun gözlerine. Öyle içtenlikle...
Hissetti oğlunun hıçkırarak ağlayacağını, geçirdi elini oğlunun ensesine dayadı göğsüne. Oğlu hıçkırarak ağladı oda eliyle saçını okşadı oğlunun. Ne bir şey söyledi ne de sordu. Dinledi hıçkırıkları. Gecenin kor karanlığında. Yavaş yavaş dindi hıçkırklar.

Kafasını kaldırdı Cihan ağa. Hiç bir şey demedi, kalktı ayağa döndü arkasını, odasına çıktı.

Sabah şafak vakityle yola çıkmıştı AGİR kadınları YAZGI konağına geldiklerinde Awzem hanım bir an anımsadı. Burada onlarca insanı katlini , hıncını alamayıp bir hiddetle burayı bastığını . Konağa gelirken tüm Urfa ŞARK'IN burada olduğunu anlamıştı. Bazıları bu yapılanı doğru bulsada bazıları da karısı yeni ölmüş bir adama yeni bir kadın vermenin doğru olmadığını düşünüyordu.

Melek'in kanatları gard almış sonuna kadar direnenecekti. Dün geceden bu yana bütün konağın içerisinde 'Ben onunla evlenmeyeceğim. Ben karısı yeni ölmüş dul bir adamla evlenmeyeceğim.'deyip durmuştu. Kimsede pek sesinin çıkarmamıştı. Melek söylenip söylenip yerinde durmuştu.

_______________________
-MELEK ELZO'dan
Gardımı indirmeyrcektim. Ben Melek Elzoydum, gerekirse Cihan ağanın kendisiyle konuşur bu düğünün yapılmasına izin vermezdim. Sabah bu gününde herhangi gibi bir gün olduğunu varsayarak giyindim. Beyaz uzun kollu elbiseyi üzerime geçirdim. Koyu kırmızı peçeyi yüzüme geçirip kulaklarımın arkasından bağladım. Beyaz yazmayıda tek kat başıma sardım. Dolabın aynasından kendimle gözgöze gelmiştim. Şöyle bir süre baktım gözlerime. Hiç bir şey düşünemedim. Geri döndüm, sürme çekecektim gözüme lakin ellerim titriyordu. Çekemedim bu günün tek farkı gözlerime babam öldüğünden bu yana her gün çektiğim sürmeyi çekemememdi. Sorun değildi. Odamı toplayıp odadan çıktım.

Yeter bu günlük biraz merak edin... (:

I'm starlicia valiant! 🖇️

ŞARK'IN HÜKÜMDARI Where stories live. Discover now