→nakajima atsushi

469 32 6
                                    

- Sen ve Ben, Her zaman, Birlikte -

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

- Sen ve Ben,
Her zaman, Birlikte -

***

Not: Burada Atsushi ve siz çocuksunuz ve ikiniz de yetimhanede kalıyorsunuz.

***

Atsushi'nin Bakış Açısı

Derin uykudaydım. Y/N ile özgür olmayı ve normal bir çocukluk yaşamaktan başka bir şey hayal etmiyordum. Akşama kadar açık alanda bayılana kadar oyun oynuyoruz. Çevrede farklı türde çiçekler var, endişelenecek hiçbir şey yok. Birden dışarıdan gelen seslerle gözlerimi daldığım rüyadan hızlıca açtım.

Biraz korkarak uyandım. Nedense yetimhanedeki diğer çocuklardan daha fazla işitme yeteneğine sahiptim. Yatağımdan doğrulup etrafa bakınarak herkesin uyuduğunu gördüm. Y/N'nin yatağında olmadığını fark ettim. Önüme baktım, odayı aydınlatan tek şey parlak aydı. Sonra duyduğum başka bir sesle korkudan yerimden sıçradım.

Kapı kolu yavaşça döndü. Baş ustanın gelip beni her zamanki gibi döveceğinden korktum. Beni almasın diye uyuyor numarası yaparak yorganın altına saklandım. Korkudan titriyordum. Bana yaklaşan ayak seslerini duyabiliyordum. Korkudan gözlerimi sıkıca kapattım. Ayak sesleri birden kesildi. Sanırım yatağımın dibine gelmişti. Birkaç dakika daha hareketsiz bir şekilde bekledim. Fakat hiçbir şey olmamıştı.

"Pssstt"

"..."

"Psstt, hey Atsushi! Uyandığını biliyorum."

Çarşafı kaldırıp karşımdaki Y/N'nin yüzüne baktım. Suratında kocaman bir gülümseme vardı.

"Y/N? B-bu saatte ne yapıyorsun?

Kıkırdadı.

"Gerçekten unuttun mu Sushi-kun?"

Sushi ilk tanıştığımızda bana taktığı lakaptı ve o andan itibaren beraber takılıyorduk.

"Ne hakkında konuşuyorsun? Neyi unuttum?"

Yüksek sesle nefes alıp verdi. Bazen biraz gürültülü olabiliyordu ve onu kimse durduramazdı. Orada durup şaşkın şekilde bana baktı.

"Hadi ama sana göstermem gereken bir şey var."

Beni neredeyse yataktan düşürerek kaldırdı ve sürükledi.

Artık yetimhanenin oldukça uzun koridorlarında koşuyorduk. Ayak seslerimiz muhtemelen her yerden duyulabilirdi.

"Acele et Sushi!"

Yumuşak ama yüksek ses tonuna heyecan katarak söylendi.

"B-bekle! Ama hâlâ nereye gideceğimizi söylemedin"

Fısıldayarak ona doğru konuştuğumda, bana bakmak için arkasını döndü.

"Bu bir sürpriz!"

Gülümseyerek söylendi. Gülümsemesinden biraz yüzüm kızardı ve hâlâ bileğimi tutuyordu.

"Tamam geldik!"

Küçük ellerinin sıcaklığı bileğimden kalktı. Durdum ve önüme baktım, büyük bir kapının önündeydik. Hâlâ karanlık ve muhtemelen oldukça erken olduğu için daha yakından baktım. Mutfak kapısının önünde olduğumuzu anladığımda gözlerim korkuyla büyüyerek ona döndüm.

"Y-Y/N? Bunun yetimhanenin mutfağına açılan kapı olduğunun farkında mısın?"

Kafasını sallayarak önündeki kapıya baktı. Sonra bana döndü.

"Evet."

Yaptığı açıklamaya bayıldım.

H/C saçlı kız, bileğini bir kez daha tutmadan önce gözlerini devirdi.

"Sadece gel. Oh! Bunu güzel gözlerinin üzerine ört. Hadi çabuk!"

Y/N gözlerindeki parlak bakışları ile elindeki kumaşı bana uzattı. Kumaşı onun minik ellerinden aldım ve daha fazla soru sormak istemediğim için gözlerime bağladım.

Kapıyı açarken ellerimi avuçlarının içine aldı. Bir yere çarpıp neredeyse düşeceğim zaman Y/N'nin kıkırdaması yankılandı. Sonra ellerimi bıraktı ve başka bir kapıyı daha açtı.

"Tamam şimdi açabilirsin!"

Ardından bir kibrit sesi duydum ve küçük kibrit etrafı aydınlattı. Bir mumu yaktı, ardından bir taneyi daha. 8. mum yanana kadar hepsini yaktı.

Mumların verdiği küçük ışıkla küçük bir pasta belirdi. Pastayı aldı ve bana doğru yürüdü.

"Mutlu Yıllar Sushi!"

Gördüğüm şeyle şaşkına dönmüştüm. Bugünün ne olduğunu şimdi hatırladım. Bugün benim doğum günüm.

"Bir dilek tut Sushi."

Minik el yapımı pastayı bana yaklaştıratak gülümsedi. Bir dilek düşünmek için gözlerimi kapattım. Dileğimi diledikten sonra mumları üfledim.

Y/N kıkırdayarak pastayı masaya koymak için ilerledi.

"Sana bir hediyem var!"

Kafasını masanın köşesinden çıkararak gülümsedi.

"Bu da ne?"

"Önce oturmalısın!"

Dediğini yaptım ve masaya oturdum. Ne olduğunu merak ediyordum. Elinde bir şeyle tamamen dışarı çıktı ve bana doğru yürüdü.

"Bu senin favorin. Pirinçte çay!"

"..."

"Sorun ne? Beğenmedin mi-"

Yavaşça burnumu çekmem ve gözümden düşen birkaç gözyaşını görünce kendini durdurdu.

"H-hayır beğendim, hatta çok sevdim.. Teşekkürler Y/N!"

Gülümseyerek ona döndüm ve elindeki pirinçte çayı aldım. Mutluluktan gözleri parlayarak etrafımda zıplamaya başladı.

"Ne diledin peki ne diledin!"

Hafifçe güldüm ve başımı salladım.

"Eğer söylersem gerçek olmaz"

Her zaman birlikte olmamızı diliyorum..

***

1 Temmuz Cuma 10:47

(✓) Wanna Be YoursWhere stories live. Discover now