03 - güneş ışınlarıyla bezenmiş saçlar ve ilk olmayan karşılaşmalar

25.7K 2.6K 1K
                                    

Sıkıntıyla oflayarak ne zaman bitirdiğini anlamadığı üçüncü sütü oturduğu koltuğun dibine rastgele bıraktı. Çiğnemekten ezilen pipeti, dördüncü kutuya batırırken tekrar ofladı. Günlerdir yaptığı şeyler, hep birbirini tekrar ediyordu. Bomboş yaşıyormuş gibi düşünmekten kendini alıkoyamıyordu. Hiçbir amacı yokmuş gibiydi, bir şeyler yapıyordu fakat ne yaptığından bile emin değildi. Düşünmek bile istemediği, tekrarını izlemekten ezberlediği maç; tüm dengelerini bozmuş, yıllarca kurmakla uğraştığı düzenini bir anda mahvetmişti.

Bazen her şeyi boş veriyor, kafasında büyüttüğünü düşünüyor, üstünden haftalar geçen bir şeyi unutması gerektiğini kendine söylüyordu fakat yaşama amacı ve günlerce ara vermeden çalışmasının sebebi buyken her şeyi bir anda yabana atamıyordu. Tüm emeklerinin boşa çıktığını düşündüğü için kendine olan saygısı azalmıştı, farkındaydı. Umarsızca gittiği mekanlar, takıldığı insanlar zedelenen özgüvenini biraz da olsa geri kazanmak içindi fakat medyanın ilgisini kaybetmediği sürece özgüvenini ve cesaretini geri kazanamayacağını henüz anlamamıştı.

Onun hakkında yazılan şeyler, söylenen sözler ve doğruluğun yanından geçmeyen senaryolar; yeterince yıpranan sinirlerini daha da geriyor, bu şekilde yaşamaya devam etmesine sebep oluyordu. Hayatını hovarda bir şekilde yaşadığını gösteren kendisiydi, bu profili çizen ve insanların gözünde olduğundan bambaşka bir karakter yaratan yine kendisiydi. Bunu bilmesine ve birçok yerde kendiyle çelişmesine rağmen içinde kendine duyduğu ve günden güne büyüyen öfke, bazı şeyleri engellememesinin ve bütün sinirini etrafındaki insanlardan çıkarmasının başlıca nedeniydi.

Her geçen gün yaşanan şeylerin tekrarını yaşıyor, bir dejavu içindeymiş gibi hissetmesine sebep oluyordu. Sabah tüm kaslarının ağrımasına sebep olacak kadar ağır antremanlar yapıyor, öğle yemeği için her zaman gittiği, iki sokak alttaki restorana gidiyor; restoranın sahibi olan yaşlı teyze 'içine bir şey giy' diye azarlayıp onu kovmadığı sürece orada pinekliyordu. Spor salonuna dönerken tembel hareketlerle market market dolaşıyor, esnafların her biriyle mantıksız muhabbetlerin içine giriyordu. Kimseyi umursamadan ve oldukça dağınık bir şekilde dolaştığı mahalledeki herkes, onu boksa başladığı ilk anlardan beri tanırdı zira Jungkook'un çalıştığı spor salonu hala aynıydı.

Akşam üstü olduğunda ise, onun için asıl eğlence başlıyordu. Spor salonunun önüne koyduğu eskimiş, bir zamanlar çalınan fakat hırsızların peşine düşüp bulduğu koltuğuna oturuyor ve okuldan çıkan öğrencilere bulaşıyordu. Amatör dönemlerinde ona eşlik eden ve her tarafı sökülen koltuğa neden bu kadar taktığını bilmiyordu fakat oturduğu en rahat şey olduğuna emindi. Üstelik ona ait olan bir şeyin çalınması hiç hoşuna gitmemişti.

Öğrenciler teker teker okuldan çıkmaya başladığında gerinerek arkasına yaslandı, ayağını sallayıp durduğu için sürekli olarak çıkan terliği tekrar giymeye çalıştığında bugün kimseyi sinir etmeyeceğini kendine söylemişti. Öğrenciler, en büyük eğlencesiydi. Birçoğunu sinir etmeyi seviyordu, işine geldiğinde ise onlarla oynuyor, istedikleri kadar abur cubur alıyordu.

Tanıdık bir yüz, minik bedenine büyük gelen sırt çantasıyla görüş açısına girip ona heyecanla el sallamaya başladığında güldü. Ona el sallayan öğrenciye ağır ağır el sallayarak karşılık verirken kavşağa doğru uzaklaşmasını sessizce izledi. Önünden hızla araba geçtiğini gördüğünde istemsizce doğruldu. "Sağına soluna bak!" karşıya geçmek üzere olan çocuğa doğru bağırdığında küçük çocuk, birkaç adım gerileyerek onun sözünü dinledi ve yolu kontrol ettikten sonra hızla karşıya geçti. "Velet..." diye mırıldandı istemsizce, gereksiz yere endişelendiği için kaşları çatılmıştı.

Güvenli bir şekilde karşıya geçtiğini anladığında önüne döndü, geçen gün tanıştığı ve adlarını kesinlikle bilmediği üç öğrencinin ona doğru koştuğunu görmesiyle kaşları hafifçe havalandı. "Hyung!" diğer ikisinden biraz daha uzun boylu olan çocuk, hemen önünde durup heyecanla soluduğunda Jungkook; oturuşunu düzelip oturduğu yerde dikleşti ve küçük çocuğun saçlarını karıştırdı. "Ne oldu?"

collideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin