23 - karşı koyamadığım tek hatasın

24.2K 1.7K 1.5K
                                    

Kim Taehyung, her zaman mantıklı ve aklı başında bir insandı. Aldığı her kararı, aklının en ücra köşelerinde dahi ölçüp tartar doğru olmadığına inandığı her yoldan geri dönmesini ve hata olarak gördüğü her şeyi bir çırpıda silmesini iyi bilirdi. Çizgileri belliydi. Kendi içinde kurduğu, benliğini şöhret ve para için ruhunu bile satacak insanlardan korumak için oluşturduğu; her yerde, her zaman geçerli olan kuralları vardı. İstisnaları yahut müsade ettiği insanlar dahi çok nadir durumlarda olur fakat o anları bile toparlamayı ve kendi lehine çevirmeyi bilirdi.

Kudretliydi, aynı zamanda gücü kadar güzel ve alımlıydı. Ayakları yere her zaman sağlam basar, güzellikten başka hiçbir şeye sahip olmadığını düşünen ve bu sebeple üstünde baskınlık kurmaya çalışan herkesi ezip geçerdi. Hiçbir şey yapmadan, sadece duruşuyla ve tek bir bakışıyla elde edemeyeceği; elde ettiği gibi kendi yoluna çekip kandıramayacağı kimse yoktu.

İnsanların gözündeki gücünü kendi çabalarıyla elde etmemişti zira sektöre altın harflerle adını yazdıran babasının tek mirasçısı olarak; hayata gözlerini açtığı günden beri karşı koyamadığı bir ilgi ve şöhretin içindeydi. Fakat bir yerde, kendini geri çekmeyi ve zorla sürüklendiği hayatını görmezden gelmeyi başarmıştı.

Hırçındı, zekiydi ve zekasını nasıl kullanması gerektiğini bilecek kadar akıllıydı. Bu yaşına kadar istediği her şey önüne dizilse de, şımartılarak büyütülse de; gerçekten istediğinde onun için çabalamayı kesinlikle bilirdi. Herkesi şaşırtarak göz önünden kaybolması, karmaşa dolu hayatını bir anda düzene sokup sessiz sedasız yaşamaya başlaması ve babasının onun için biçtiği kaderden uzaklaşıp kendi çizdiği yoldan ilerlemesi tamamen bu yüzdendi.

İnsanların bildiğinden ve göründüğünden daha güçlüydü zira çabalamadan elde ettiği gücü, şımartılmayı ve ilgiyi seven doğasına aykırı bir şekilde bir kenara bırakıp kendi kendine yetebilmeyi öğrenmişti.

Bunu seviyordu. Kendisi gibi olan insanları ise daha çok seviyordu. Gücün her türlüsüne; zihinsel ve fiziksel olanına, karakteristik özellik olarak yahut ruhen geliştirilen güce; fark etmeksizin hayrandı. Babasına oldukça düşkün olma sebeplerinin başında da ayrıca bu geliyordu. Güçlü insanları seçebilir, onları diğerlerinden ayıran özelliklerini kolaylıkla keşfedebilirdi. Göz göre göre kendini ezdiren, haksızlık karşısında sesini dahi çıkaramayan ve tavrını koymayı bilmeyen insanlara tahammülü yoktu.

Bulunduğu ortamda, sabrının gittikçe azalmasının ve insanlara katlanma eşiğinin oldukça düşmesinin sebeplerinden en büyüğü buydu. Rahatsız edici müzik sesiyle yüzünü buruşturdu, mekanın neredeyse karanlık olmasına sağlayacak loş ışıklar biraz daha işini kolaylaştırıyordu. Oldukça mutlu görünen fakat bir o kadar da donuk bakışlara sahip olan ve ışık yüzünden yüzlerini zar zor seçebildiği insanlardan bakışlarını çekip çaprazında oturan ve dakikalar önce yanına gelip ona selam veren biriyle konuşan Jungkook'u izlemeye başladı.

Dışarıdan bakıldığında, şöhretin içinde olmayan ve kapıların ardını göremeyen insanlarda hayranlık uyandıracak fakat kendisinin sadece midesini bulandıran bu ortamda; güçlü olarak gördüğü kimse yoktu. Ve Jungkook, buna dahil değildi.

Bu yaşına kadar değiştirmekte zorlandığı düşünceleri; ondan sonra o kadar hızlı bir şekilde sarsılmıştı ki, kendine hayret etmekten vazgeçemiyordu. Taehyung, çoğu yerde sabit fikirli bir insandı. Tek başına çizdiği sınırları kendisi dahi geçmeye zorlanırdı. Bundan şikayetçi olduğu da söylenemezdi zira bu bakış açısı, onu birçok yerde kurtarmıştı.

Hayatını hiçbir kalıba sığdıramayacak, bir yere tutunamayan düşüncelerin arasında kaybolacak ve yürüyecek yolu seçemeyecek kadar toy olduğu yaşlarını çoktan geride bırakmıştı. Kafasında kendine biçtiği değer, ilerleyen yaşantısı, sarsılmaz düşünceleri, yapmak istedikleri ve planladıkları her zaman netti.

collideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin