11

254 27 4
                                    

yemeğimizi yedikten sonra hyunjine birazdan sınıfa geleceğimi söyleyerek minseoyu yakalayacağım yere gittim. arka bahceye girip köşedeki ağacın orda telefonumu cıkarıp kitap okumaya başladım. müzikte açmıştım. keyfime denecek yoktu.

ama şuan bir gizli görevde olduğumı hatırladığımda etrafa bakmaya başladım.

minseo bitane çocuğun elinden tutmuş köşeye cekiyordu. vakit kaybetmeden telefonumdan kameraya girdim. videoyu açtım ve orda yaşadıkları her şeyi kameraya aldım.

minseo adeta cocuğu vakumuyordu. midem bulanmaya başladığında bu kadarının yeterli olduğunu düşünüp sınıfa çıktım. hyunjin kafasını sıraya gömmüş oturuyordu. büyük ihtimal uyuyordu şuan. hemen onu sarsıp minhonun numarasını istedim.

"ne nedenki"

"lazım hyunjin hemde çok acil lazım"

"veriyim canım veriyimde ne olduğunu anlat bana çabuk"

"minseo minhoyu aldatıyor hyunjin."

"ne sacmalama onlar uzun zamandır sevgili jisung. aileleri bile tanıştı. sanmıyorum böyle bişe olduğunu."

"hyunjin yalancı mıyım yani? neden ben işim gücüm yokken minhoyla minseoyu ayırmaya calısiyim ki "

"bilmiyorum. sözlerin kanıtının olduğunu söylüyo bana jisung , gösterir misin?"

"var hyunjin."

çektiğim videonun sesini kısıp hyunjine izlettim. ağzı açık bir şekilde telefonuma bakıyordu.

"çüşşş o çocuk minhonun en yakın arkadaşı jisung."

"ne"

şaşırmış gibi yapmıştım. bunu zaten biliyordum.

"jisung sakın videoyu minhoya şuan gönderme. numarasını vericem ama şuan gönderirsen minho bu ikiliyi dövmeye falan gider. bide üstüne okuldan kovulur zaten birçok kez uyarı aldı. çıkışta at ne yapiyorsa okul dışında yapsın"

"tamam numarayı ver sen"

çıkışta kapının orda minhoyu bekledim ama asla gelmemişti. okuldaydı. aynı o günkü gibiydi. her şey aynıydı.

okul boşalmıştı. daha fazla beklemeyip minhoya yazdım.

jisung
minho, ben jisung

jisung
sana bir şeyler göstermem gerekiyor ama önce sakin ol tamam mı?

jisung
bak ben ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorum. başta ne yapacağımı bilemesemde bunu sana göstermem gerektiğini düşünüyorum.

jisung
bunu senin bilmen gerektiğini düşünüyorum.

jisung
hala okulda mısın? çıkarken seni göremedim.

minho
beni mi beklemiştin ki?

minho
neyi bilmem gerekiyormuş?

minho
onca insan arasından göremezsin tabi çıktım ben okuldan.

'yalan soyleme minho.'

jisung
tamam, atıyorum videoyu.

jisung
*video:2.57*

üç dakika boyunca bekledim. videoyu izlemesini. hepsini izlemiş miydi bilmiyorum ama yaklaşık 5dakika sonra dayanamayıp okula geri girdim.

boş sınıfları deli gibi aramayı bırakıp çatıya yöneldim.

kapısı açıktı. minhonun intihar edebileceğini düşünüp telaş yapmıştım. böyle bir şey olmayacağını bildiğim halde o düşünce o heyecan o telaş aynı o zamankiyle aynıydı.

hızlıca içeri girdim.

"MİNHO"

"MİNHO BURDA MISIN?"

korkudan ağlamaya başlamıştım. sesimi azaltıp tekrar seslendim.

"minho, özür dilerim."

kapının orda öylece dikilirken yan taraftan ağlama sesleri duymuştum. yavaş yavaş o tarafa dogru gitmeye başladım.

duvarın kenarında bacaklarını kendine çekmiş ağlıyordu. kücücük gözüküyordu.

'seni ağlatan herkesten nefret ediyorum minho'

ona burda aşık olmuştum işte.

yavaş yavaş yanına gittim ve oturdum.

"özür dilerim minho"

kafasını gömdüğü yerden kaldırıp bana baktı. gözleri parlıyordu.
elimi yanağına koyup göz yaşlarını silmek istedim. ona sımsıkı sarılıp her şeyin geçeceğini söylemek istedim. onun her zaman yanında olduğumu hissettirmek istedim ama korktum. beklemem lazımdı. her şeyin bir zamanı vardı.

ve bekledim. hep bunu yaptım ya zaten. küstüğümüzde hep senin gelmeni bekledim. ben gelirsem terslersin veya gönlünü almayı başaramam diye korktum minho. ve başaramadımda. kaza yaptım ve şuan beni tanımıyorsun. birbirimizin ruh eşleri olduğumuzu bilmiyosun.

"sen neden özür diliyosun mal mısın?"

"sabah yüzünde güller açıyordu minho. şuansa o güller soldurdum. onları sulamaya çalışma minho. solan çiçek tekrar açmaz. o yüzden ağlamayı bırak. lütfen. kendimi kötü hissediyorum."

hala yüzüme bakıyordu. hiç tepki yoktu.

"sen ağlamayı haketmiyosun . bak nası bi ilişkiniz veya ne kadar uzun bir ilişkiniz vardı bilmiyorum. ama sorun bu değil. bir hafta öncede çıkmaya başlasanız. eğer başkasıyla olmak istiyosa gelip ayrılmalıydı minho. onun gibi bir kız seni haketmiyor. gerçek yüzünü görmüş oldun. üzüleceğine onu hayatından cıkardığın için sevinmelisin"

"o öpüştüğü çocuk"

duraksadı. göz yaşları akmaya devam ediyordu. hatta hızlanmışlardı. berbat hissediyordum. onun ağlamasını istemiyordum. yutkundu ve devam etti.

"en yakın arkadaşımdı jisung. en yakın."

kafasını tekrar gömüp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. daha fazla konuşup ağlamasını istemiyordum. titreyen kollarımla yavaşça sardım onu. bu hareketimi garipsediğinin farkındaydım. ama hiçbir şey demedi. çünkü buna ihtiyacı vardı.

"minho ne demem gerektiğini inan bana bilmiyorum. ama bundan sonra güvendesin. böyle insanlarla arkadaş olmana izin vermeyeceğim minho. ben yanındayım. sana sanırım diyebileceğim tek şey bunlar"

"yanımda mısın?"

"evet, sen beni istemeyene kadar hep yanında olmaya, tam şu anda karar verdim.".

"sonsuza kadar mı yani?"

scars •minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin