21. Bölüm

650 157 81
                                    

23 Ekim Cumartesi

Uzun yorgun günlerin ardından, asıl gerçeğe ulaştığım günden hepinize merhaba. Perşembe ve Cuma günü hem kına hem düğün için provaya gittik. Yani aslında pek bir şey olmadı. Ama bugün bir şey olacaktı. Bugün herkesin mutluluk zirvesine ulaştığı bir gündü. Benim kınam vardı.

En son Cemile ablanın konuşmalarını duyunca Perşembe sabahı gitmeye karar vermiştim ama Ecem bırakmadı. Zaten gitsem de, yine Tunç ailesinin evinden başka nereye gidebilirdim ki? Her neyse tekrardan hatırlayıp üzülmek istemiyorum. Özetle iki günüm böyle geçti.

Erken saatte kızlarla beraber her zaman geldiğimiz güzellik merkezine geldik. Ayrıntılı olarak anlatmayayım; manikür, pedikür, saç ve makyaj işlemlerimiz yapıldı. Daha sonra da giyindik. Saçıma maşa yaptırıp arkadan küçük bir tutamı birleştirdiğimiz, güzel bir model yaptırmıştım. Daha sonra güzellik merkezinde bol bol fotoğraf çekildik. Hakan gelince de dış çekim için Sarıyer Korusuna geldik. Hakan, beyaz bir gömlek ve siyah pantolon giymişti. Çekimin olacağı yere sadece Hakan, ben, Ecem ve Oğuz geldik. Volkan, Melis, Gizem ve Eray ile güzellik merkezinde ayrıldık. Zaten kına da sadece kadınlar olacağı için Volkan ve Eray hazırlanmamıştı. Bizden sonra Oğuz da rica etti ve çekim yerinde Ecemle beraber birkaç poz çekildiler. Büyük bir ihtimalle Oğuz, çekim yapılacağı için hazırlanmıştı.

Dış çekim bittiğinde saat 16.00'dı ve elbisenin ağırlığından dolayı bayılacaktım. En son sabah bir şeyler yediğim için de açlıktan karnım gurulduyordu. Tam eve gitmek için arabaya bindik ve Hakan konuştu

''Oğuz, arabayı Ezgi'nin evine sür.'' Ne olduğunu anlamaya çalışırcasına Hakana baktım.

''Öyle bakma Ezgi, kendi evinden çıkaracağız seni tabii ki. Konvoy olacağını biliyorsun.'' Haklıydı. İllaki babamın tanıdığı bazı kişiler ve bazı akrabalar kendi evimize gelecekti. Hakan çok gergin gözükür sanıyordum ama aksine çok mutluydu.

''Sonunda büyük gün geldi çattı değil mi? Sanki daha dün baban bana teklifin cevabını soruyordu.'' Hakan hafif bir tebessüm ederek cevapladı

''O kadar kavga ettik, bir o kadar da eğlendik. Bakalım bundan sonrası ne olacak.''

''Gerçekten ya, evlendikten sonra ne olacak? Tamam evlendik bitti mi olacak?'' Hakan dudaklarını büzdü

''Bilmem, belki daha çok eğleneceğimiz günler olur.''

Hakanla sohbet ettiğimiz bir yolculuk yaptıktan sonra Tunç ailesinin evi gözüktü. Saat 16.35 olmuştu ve 18.00'da tekrardan beni almak için geleceklerdi. Evi gördüğümde içim bir tuhaf oldu. Oğuz arabayı park edince arabadan kocaman elbiseyle inemediğim için Hakan ve Ecem yardım etti. Ecemle beraber, Hakan ve Oğuzla vedalaşıp evin kapısına geldik. Zili çalmak için kapının yanına uzandığımda nedense çalamadım. Ecem birkaç dakika beni izledikten sonra zile bastı. Kapının arkasından ''Geldim, geldim! Akrabalar gelmeye başladı herhalde.'' diyen Sevim ablanın sesi geldi. Kapıyı açtığında karşısında beni görmeyi beklemediğinden dolayı şaşırdı. Değişik bir tepki vereceğini düşünmüştüm ama bana sarılıp ''Hoş geldin kızım.'' dedi. Sarılmasına tabii ki karşılık vermedim ve ağzımın ucuyla ''Hoş bulduk.'' deyip geri çekildim. Sevim abla ve Ecem, kabarık elbisemin ucundan tuttu ve kapıdan içeri girdim.

Ezgi'nin giydiği elbise

Ezgi'nin giydiği elbise

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ummadık Bir Anda  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin