19

1.2K 54 2
                                    

"Kuzey kavga istemiyorum, Hayat sende kendine dikkat et bir şey olursa hemen beni arıyorsun anlaşıldı mı?"

Kuzey "Anlaşıldı abi." diyerek arabadan inerken bende "Anlaşıldı." diyerek hemen indim.

Evet herkese iğrenç bir günden merhabalar güne Barlas'ın asık suratıyla başlayıp bizi okula bırakan bir adet sinirli Volkanla başlamıştık...

Ahhh hayat beni yoruyorsun...

Kuzey elimi tutarken elimi ondan çekip hızlı bir şekilde okulun içine girip merdivenleri çıktım. Kuzey ne kadar ikizim olsada şu an onunla konuşmak istemiyordum. Sınıftan içeriye girerken Rüzgar'ın patlamış dudağı kaşı ve kızarık olan elmacık kemiğiyle karşılaştım. Buğra'nın ise sadece yanağında hafif bi morluk vardı. Onlara bakmayı kesip hemen yerime oturdum, eminimki Kuzey onları bu hâle getirmişti...

Güneş'in yanıma oturmasıyla ona döndüm. "Hayat... Ben çok üzgünüm Rüzgar nasıl böyle bir şey yaptı anlamıyorum ben onun adına özür dilerim gerçekten üzgünüm..."

"Onun adına özür dilemene gerek yok Güneş olan oldu."

"Neden söylemedin Hayat neden yaa sırf bu yüzden Kuzeyle tartıştınız Kuzey olanları bilmeden sana yüklendi daha mı iyi oldu?"

"Güneş Kuzey sence yıllardır olan arkadaşına mı inanırdı ya da iki haftalık bi kıza mı? Bazen bazı şeyleri yaşamadan anlayamazsın.
Biz Kuzeyle hiçbir zaman ikiz gibi olamadık biz birbirini tanıyan iki kişiyiz sadece ha eğer çok merak ediyorsan Kuzeyle Rüzgar'ın arası bozulur diye korktum Kuzey'in hayal kırıklığına uğramasını istemezdim."

"Ben-ben ne diyeceğimi bilemiyorum gerçekten özür dilerim böyle bir şeye maruz kalmanı istemezdim." dediğine buruk bir şekilde güldüm. O da zaten yanımdan kalkıp Rüzgar'ın yanına gitmişti. Gözümden kaçmayan şey Kuzey'in Güneş ile konuşmamasıydı?

Ama neden Güneş'in bi suçu yoktu ki...

Hocanın derse girmesiyle sessizlik olmuştu uzun geçen derslerin ardından beden dersi gelmişti... Hepimiz spor odasına gidip üstümüzü değiştirecektik hepsi teker teker üstünü değiştirip çıkarken sadece ben kalmıştım benim için ne kadar geç o kadar iyiydi derse girmek istemiyordum en nefret ettiğim şey beden dersiydi...

Yavaş yavaş üstümü değiştirip odadan çıkmamla bi bedene çarpmam bir olmuştu. Hemen  bi adım geriye gidip başımı kaldırdım Rüzgar'dı.

"Konuşabilir miyiz?" demesiyle başımı salladım. Birlikte sessizce merdivenlerden çıkıp kantine gitmiştik masaya geçince oturup ona baktım zaten o da bana bakıyordu...

"İlk önce nerden başlayacam bilmiyorum Hayat. Özür dilerim o ş*refsizliği yaptığım için gerçekten özür dilerim. Bak Hayat ben öyle biri değilim daha önce hiç sevgilim olmadı ya da birini öpmedin hiç bir kızla hiç bir anlamda yakın olmadım ama sen-sen bilmiyorum hareketlerin tavırların çok çok güzeldi. İlkin basit bi hoşlantı diye düşündüm boşverdim ama öyle bir şey değil ben gerçekten seni seviyorum. Sana gel sevgili olalım demiyorum zaten ona yüzüm yok ama ben bugün gidiyorum yurtdışına bir kaç hafta orda kalıp kafamı dinlenecem düşünecem seni unutmaya çalışacam.  Ben gerçekten özür dilerim Hayat senin ilkini çaldığım için özür dilerim ben nasıl senin ilkin olduysam sende benim ilkim oldun bunu unutama beni yanlış anlamını hatırlamanı istemem." diye konuştu ne diyeceğimi bilmiyordum öyle biri olmadığını biliyordum. İyi biriydi böyle bir şey olmasaydı Rüzgar benim için farklı bir konumda olabilirdi...

"Derse girmeyecek misin?" diye sordum.

"Hayır okula seninle konuşmak için geldim." deyip ayağa kalktı onun kalkmasıyla bende kalktım. Elini uzattı elini tuttum. "O zaman görüşürüz ilkim." diye konuşmasıyla buruk bir şekilde başımı sallayıp güldüm. *ilkim* çok güzel demişti...

Ne Oluyo Ya!Where stories live. Discover now