Bölüm-5

981 73 26
                                    

Olayın üzerinden 2 hafta geçmişti. Nazlı bize alışmıştı. Bu sürede anonimle sürekli konuşmuştuk. Artık onun Aplarslan olduğundan şüpheleniyordum. Akşam Ayça'nın kınası vardı.

Rutin işleri hallettikten sonra. Bol paça bir kot üzerine de, kalın askılı su yeşili bir crop giydim. Beyaz bir gömlek ile kombinimi tamamladım. Saçımı sade bir topuz yaptım. Evden çıkmaya hazırdım artık.

Ayça'nın evine gidecektim, kızlarla orada bulaşacaktık. Ardından beraber kuaföre gidecektik. Ayça'nın evine geldiğimde, kapıyı çalmadan kapı açıldı. Ayça heyecanla karışık bir telaş ile beni içeri çekti.

"Sivilcem çıkmış!" diye cırladı. "Kına iptal, kocaman sivilce. Rezillik!" dedi. Haline ne kadar gülmek istesem de kendimi tuttum. "Makyajla kapatılır kuzum. Takma sen böyle küçük şeyleri." diye teselli etmeye çalıştım ancak olacak gibi değildi.

Sivilceden başka bir şey söylemiyordu. En sonunda içeriden fondöten ve kapatıcı getirip Ayça'nın yüzüne uyguladım. Abarttığı kadar da büyük bir sivilce değildi. Hemen kapanmıştı.

Ayça sivilcenin kapandığını görünce rahatladı. Ancak 2 saniye falan sürmüştü. "Umay ben hazır değilim! Kuaföre geç kalıcam. Of kendi kınama geç kalıcam. Bu nasıl gelin diyecekler." dedi ancak kınaya daha 6 saat vardı. Bize yeterdi de artardı.

"Saçmalama Ayça. Daha 6 saat var!" dediğimde. Koltuğa oturup. "Umay korkuyorum." diye geveledi ağzında. "Neyden korkuyorsun?" dememle kendini dikleştirdi.

"Ya yapamazsam. Mirza asker, hergün şehit haberi ile yaşayamazsın ne olucak? Peki birgün gerçekten şehit haberi gelirse nasıl dayanacağım? Bana yol göster."

"Asker yari olmak zor Ayça. Sen bunu bilerek çıktın bu yola. Diken üstünde yaşayacaksın buna bir çözüm yok. Heran şehid düşebiliriz biz. Sen bunu kabullenmek zorundasın Ayça. Ve eğer olursa Mirza şehidlik mertebesine ulaşırsa. Dimdik duracaksın. Acını dahi dışa vurmayacaksın. Gurur duyacaksın, benim sevdiğim vatan için öldü diyeceksin. Ama asla yıkılmayacaksın. Tüm şehit aileleri gibi, dimdik duracaksın. Mirza bu vatan için hergün çarpışıyor. Ölümden dönüyor. Buna alışmak zorundasın, yol beklemeye alışmak zorundasın. Hatta bazen öyle anlar gelicek ki televizyon başında şehit haberlerine ağlayacaksın. Bir yanın şehitlerimiz için kan ağlarken, bir yanın Mirza sağ diye gülecek. Sen bunlara alışacaksın. Olur da bir çocuğun olursa, oda alışacak. Mirza'nın yokluğunda onun varlığına sarılacaksın. Asker eşi olmak zor Ayça. Hayatın alışmakla geçecek. Yeni yerlere, kötü haberlere, uykusuz gecelere, ölümlere, kaybetmeye alışmakla geçecek hayatın. Ama korkmayacaksın! Aksine en cesur halinde göğüs gereceksin tüm zorluklara."

Ayça bir yandan ağlarken bir yandan göz yaşlarını siliyordu, kendini iyice toparladıktan sonra bana dönüp gülümsedi. "Bizim kitabımızda korkmaya yer yok!" içine Mirza kaçtı güzelim kızın.

Kapı çalmaya başlayınca kapıya koştum. Kader içeri daldı resmen. "Gelin nerde ya? Kendi kınasına geç kalacak." dedi gülerek. Hazal, Pelin, Lavin ve Nazlı da ardından girdi. Herkes kucaklaştıktan sonra Ayça hazırlanmaya gitti. Bu sırada kızlarla sohbet ettik. Ayça geldiğinde kuaföre gitmek için evden çıktık.

Kuaföre vardığımızda önce Ayça'nın saçı yapılmaya başladı o sırada biz de nasıl bir model istediğinize karar veriyorduk. Kader saçına yanlızca hafif bir maşa istedi. Hafif kahve tonları bir makyaj ile çok güzeldi. Ege'nin dibi düşecek... Nazlı'nın da Kader'den pek bir farkı yoktu onun makyajı biraz daha ağırdı ancak çok güzeldi. Lavin saçlarının bir kısmını örgü ile topaltmış, bir kısmını açık bırakmıştı. Çok güzel duruyordu. Hazal gelinin kız kardeşi makyajı yaptırıp kalkmıştı. Bence sade bir topuz ve ağır sayılmayan bir makyaj yaptırmıştım.

Yüzbaşı Hanım -Yarı Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin