Bölüm-10-

800 51 17
                                    

Cidden yorulmuşum, ne yapacağım konusunda kararsızdım. Çöküş yaşıyordum. Kendimi toparlayamıyor, daha da dibe batıyordum. İnsanlardan uzaklaşmak kaçmak istiyordum. Ne yapacağıma iyice şaşırmış bir vaziyetteyim.

Gün boyu odamda oturuyor gri perdelerin ile bakışıyordum. Yerdeki halının desenleri artık beynime kazınmıştı. Ahşap rengi olan makyaj masamdaki düzensiz eşyalarım, gri pufun tüyleri, yastık kılığım, dolabım ve odada bulanın daha nice şey, odada oturmak o kadar çok yormuştu ki eşyaların konumu deseni her şeyini ezberlemiş haldeydim.

Nazlı benim durumumla birlikte o da çökmüştü. Babası numarasını bulmuş, sürekli arayarak rahatsız ediyordu. Nazlı bunlardan sonra sürekli gitmek istediğini  söylüyor ve diretiyordu. Ne yapacağına şaşmış bir şekilde oturuyordum.

Nazlı bugün hiç odama gelmemişti, kahvaltı için bile. Odada bunaldığım için çıkmaya karar verdim. Salonda başı Kayra'nın omzunda uyuyakalan Nazlı ile şaşıp kalmıştım. Kayra uyanıktı ancak beni fark etmemişti. Şuan Nazlı'yı seyir etmekle meşguldu.

Nazlı'nın bir eli Kayra'nın karın bölgesindeydi. Diğer eli ise boynunda duruyordu. Kayra ise Nazlı rahatsız olmasın diye iki büklüm kalmıştı.

Kayra'nın beni farketmesi ile bana dönmesi bir oldu. Şaşırmış ve nasıl açıklayacağını bilmez bir şekilde bana bakıyordu. En sonunda ne diyeceğini toparlamış konuşmaya başladı.

"Seni görmeye geldim, Nazlı kapıyı açtı yine 'uyuyor' dedi. Ben de içeri geçip uyanmanı bekledim. O sırada Nazlı yanıma oturdu uykusuz olduğumuz için uyuyakalmışız." dedi. Sesi gayet rahattı, eskiden sırf onu gıcık etmek için taburdaki kadın askerler ile yakıştırırdık, o da ne yapacağına şaşırır eli ayağına dolanırdı. Hatta onu sevdiğini söyleyenlere boş boş bakar. "ne diyo bu değişik" der gibi bakardı.

Ardından Nazlı bizim sesimize uyanmış olucak ki, yavaş yavaş gözlerini açmaya başladı. Şaşırmış tavşanlar gibi önce Kayra ile oldukları haline, ardından ise onlara bakan bana döndü. Toparlanmaya çalıştı, eli ayağı birbirine girmişti.

Nazlı hemen kalkıp içeri kaçtı. Gitmeden önce de Kayra'dan özür diliyordu. Yanakları al al olmuştu. Kayra normalde yerin dibine girmiş, eli ayağı birbirine girmiş olmalıydı. Ancak şuan Nazlı'nın haline gülümsüyor, yastığa sarılıyordu.

Yanına gidip ne olduğunu sordum. Kayra bana döndü gözlerinde ki endişe okunuyordu. "Abla iyi misin? Çökmüşsün resmen." dedi.

"İyiyim Kayra, her şey yolunda. Sadece uykusuzum." dedim. Ama tabii ki inanmamıştı. Ben düz bir ifade ile Kayra'nın yüzüne bakarken, onun gözleri çoktan dolmuştu. Hatta göz bebekleri küçülmüş irisleri titriyordu. Damarları iyice belirginleşmiş kanlı bir görünümü vardı. Kayra benden daha fazla çökmüş resmen. Sadece maskeliyebiliyordu. Daha fazla Kayra'ya bakmak istemediğim için halıya bakmaya başladım. Kayra'nın yüzüne baktığımda içimde değişik bir duygu oluşuyordu.

Kayra benim küçük kardeşim gibiydi. Hiç yanlız bırakmamış beni, hep mutlu olmam için uğramıştı. Kayra'nın ailesinden hiçbir iz yoktu. O da bir şey hatırlamıyordu. Sadece bir ablası olduğunu anımsıyordu, bana benzediğini söylerdi hep. Onun yokluğunu unutturuyormuşum, hep öyle derdi. Kayra ile ne zaman boşluğa düşsek birbirimize sığınırdık. Tabii benim kendimi birine açmam, konuşmam biraz zaman alsa da Kayra sabırla beklerdi.

Ben bunları düşünürken Kayra'nın elleri bedenimi sardı, kendine çekip daha sıkı sarıldı. Bir yandan sık sık nefes alıyor bri yandan ise ağlıyordu. Konuşmaya başladı.

"Abla yalvarırım yapma böyle, ben çok korkuyorum. Ailem yoktu benim seni ailem olarak gördüm. Tam bir şeyler yoluna girdi dedim. Ablam mutlu ben mutluyum. Biz mutluyuz dedim, sen çöktün ve ben seni nasıl ayağa kaldırırım bilmiyorum. Dün operasyona çıktık, gözümün önündeki adamı vuramadım. Ben daha kendimi ayakta tutamazken seni kaldırmaya çalışıyorum. Biliyorum bir şey yapabildiğim yok ama sen kendini üzme. Kim ne derse desin sen mükemmel birisin. O Alparslan şerefsizinin lafına niye takılıyorsun sen? O bile dediklerinin yanlış olduğuna inanmış ruh gibi geziyor. Sen niye anlayamadın?" dedi.

Yüzbaşı Hanım -Yarı Texting-Where stories live. Discover now