Sessiz ol duyacaklar

1K 62 8
                                    

Bölüm 14...

Görevle ilgilimi yoksa normal şeylerle ilgilimi konuşuyorlardı artık anlamıyordum.  Uykuyla gerçeklik arasında sıkışıp kalmış hemen yanı başımdaki sesleri çok uzakta duymaya başlamıştım. Hala battaniyeyi önümüzden çekmeden olduğumuz konumda duruyorduk. Başımı koluna yaslamış bir şekilde onu dinlerken mayışmıştım ve uykum gelmişti. Sesi sanki sessiz ormanda tatlı bir melodi gibi geliyordu kulağa ki bu çok hoştu. İnsanın içini ısıtan bir türdendi. Temiz ve Komutanım sesi beni çok uzaklara hep sahip olmak istediğim diyarlara götürüyordu.  Belimdeki eli olduğu yeri ağır-ağır okşarken göz kapaklarım açık kalmak için direniyordu ama bu sadece direnişti, ki bir kaç dakika sonra pes etmişlikle kapanmıştı.

Elim hala aynı yerdeydi . Ne ben çekmemiştim, ne deki o çekmem için bir şey yapmıştı. Haraketsiz bir şekilde elim bacak arasındayken etrafımda bir kaç hareketlilik his etmiştim.  Ama gözlerimi açıpta bakamamıştım ne olduğuna . Sadece kulaklarımda sesler vardı.  Önce bir askerin,  sonrada Yoongi'nin.

"Komutanım sadece 6 çadır var ve bizim  çadırlarımız iki kişilik . Asker Jimin için kalacak bir yer yok. "

"Sorun değil asker.  O benimle kalacak . Siz çadırlarınıza gidin ve uyuyun . Yarın çok fazla işimiz var".

"Emredersiniz Komutanım "


Bir kaç hareketlilik ve bir kaç ses . Sonrası ormanın sessizliği. Yarı uyanıkken bataniyenin üstümden alınmadan önce elimi pantolonundan çıkarışını hiss etmiştim . Ayağa kalkarak beni kucağına aldığında bu sefer ormanın sessizliğinde onun kalp atışları vardı . Tabi buna nefes alış verişleride ve her yürüdüğünde ayağının altında ezilen yaprakların seside karışıyordu.  Uykum yavaş-yavaş kaçarken gözlerimi açmadan beni çadırına götürmesini bekledim.  Sigara kokuyordu ama yanında sandal ağacı kokusu vardı  Biraz daha beni tutan bedene sokulduğumda uyandığımı anlayıp kıkırdamıştı.

Bir kaç saniye sonra sırtım yerle buluştuğunda önce çadırın fermuarını çekmiş . Sonrada acelesiz tavırlarıyla üstümdeki yerini almıştı. Alışkanlık haline geldiği için otomatikman bacaklarım açılıyordu ve oda yerini biliyormuş gibi arasına giriyordu . Üstümde şınav pozisyonunda durduğunda gözlerine bakıp gülümsemiştim . Yüzüme bakmıştı. Neden güldüğümü merak ettiğini biliyordum ki dudaklarıma kondurduğu minik öpücükten sonra konuşmuştum.

"Sizinle bölük dışında ilk defa bir yerdeyiz"

"Evet öyle bebeğim .
Ama biliyormusun bu günki cesaretini bölükte göstermediğin için sana kıza bilirim"


Diyecek bir şeyim yoktu.Sadece gülmekle yetinmiştim. Oda cevap istememişti zaten . Dudaklarıma yapıştığında ilk kez dışarda olmanın ve bu dışarısını orman olmanın verdiği huzurla karşılık vermiştim. Dudakları ağzımı yemek ister gibi ağzının içine çekmişti.  Burada ses çıkara bilirmiydim bilmiyorum . Muhtemelen ormanın sessizliğinde sesimiz hemen duyulurdu ki bunu istemezdik . Yapa bildiğim kadar inlememek için kendimi tutuyordum ama o böyle açlıkla dudaklarımı emerken bu imkansızdı . Hafif sızlamalarım onun ağzının içinde kaybolurken elleri vücudumun her yerinde geziniyordu . Bir anda kendini bastırıp sertliğini hiss ettirince sesli bir şekilde dudaklarından ayrılıp nefes-nefese konuşmaya çalışmıştım.

"Sessiz ol duyacaklar"

"Burada sessiz olması gereken tek kişi sensin "

love zone حيث تعيش القصص. اكتشف الآن