Kucağıma gel bebeğim

947 44 27
                                    

Bölüm 30...FİNAL...


Bu güne kadar bir kaç çeşit yemek yapsamda hiç hamur yoğurmamış biri olarak vıcık vıcık hamuru yoğurdukça Yoongi'nin gülmesi sinirlerimi bozuyordu . Yani alt tarafı hamur çok sulu olmuştu o kadar. Gülecek bir şey yoktu . Heleki böyle kahkaha atacak bir şey hiç yoktu.

"Yah gülmesene be"

"Ama bebeğim sen böyle hamurla savaş verdikçe çok tatlı gözüküyorsun. Aynı zamandada komik"

"Biraz daha gülmeye devam edersen pizza yerine hamur yersin demedi deme" Söylediğim şöyle gülmeyi kesip ciddi yüzüyle yüzüme bakarken sadece geçen 2 saniyeden sonra gülmeye devam etmişti. İstesemde dilinden kurutulamayacaktım . Dayanamayıp bende gülmeye başlamış

"Gülmeyi keste Biraz daha un dök". Nasıl düzelecekti bu hamur bilmiyorum .

"Tamam dökeyim ama bu seferde fazla kuru olacak ve toparlayamayacaksın"

"Bir şey olmaz sevgilim sen az az dök"
Evet odada tamamen anın getirisi olarak ağzımdan çıkan kelimeyi ben malzemeleri hazırlarken beni tezgahla arasına alıp deli gibi öperken tekrar söyletmiş ve sürekli söyleyememi istemişti. Bide bunun üstüne o kısa arada yemekten önce tatlı bir şeyler yemek istiyorum diye iç çamaşırımı çıkardığı gibi beni ada tezgahına yaslayıp deliğimi yemişti şapırtılar eşliğinde. Öyle keyifle yemiş ve devam etmiştiki açlıktan bayılacak kıvama gelsem durduramamıştım. Şimdide sadece onun tişörtüyle ordan oraya gidip gelirken iç çamaşırımı neden giydirmeidiğini anlıyordum. Her fırsatta parmakları içimde dudaklarıysa dudaklarımdaydı.

Az az döktüğü unla sonunda hamur kıvama gelince büyük bir mutlulukla ellerimi alkış tutup Yoongi'nin kucağına atlamıştım. Hamurlu ellerimi yukarda tutarken burnuna hamur bulaştırıp gülmüştüm . O kadar huzurlu ve mutlu hiss ediyordum ki sonsuza kadar bu evde onunla yaşamak istiyordum. Beni kendi etrafında döndürüp gülmeye devam ederken mutfağı kahkahalarımız sarmıştı.

Kucağındaki bedenimi musluğun yanına getirp beni yere indirmiş arkadan bana sarılırken ellerimi yıkamıştı .

"Şimdi sıra bende bebeğim.
Sen otur ve sevgilini izle".

Yaydığı hamurun üstüne sosu ekleyip malzemeleri dizdikten sonra işi bitmiş pizzayı fırına vermişti. Mutfağı toparlayıp ellerini yıkarken bakışlarımı bir saniye olsun üstünden çekememiştim.

Fazla yakışıklıydı. Süt beyazı teniyle üstüne giydiği sıfır kol tişört fazla dikkat çekiciydi . Saçları alnına gelişi güzel dağılmışken aklıma gelen şeyle yapmak ve yapmamak arasında kalsamda ikimizinde en sevdiği şey olduğu için kararsızlığım çabuk geçmişti. Zaten beni bu hale kendisi getirmişti.

Uzun zamandır onsuz kaldığım için doyumsuzluğum fazlaydı. Onu bu denli çok arzulamamın seksiliğiylede alakası vardı tabi o ayrı.

Tüm bedenini baştan aşağı süzerken dudaklarımda dilimi gezdirip kolundan tutup salona çekmiştim. Pizza pişene kadar vaktimiz vardı sonuçta. İtiraz etmeden benimle salona geldiğinde koltuğa attığı bedeninin üstüne oturup dudaklarına yapışmış ani gelen hamlem yüzünden derince inlemesiyle kendimi kasıklarına bastırmıştım .

Altımda kalan bedenini koltukla aramda sıkıştırıp ezerken dişlerine baskı uyguladığımda bekletmeden benim için ağzını aralamıştı . Elleri bel boşluğumu okşarken sağ elinin kalçama gitmesiyle diline abanmış seslice emmiştim. Şapırtı sesleri solanu sardığında dakikalar sonrasında nefes nefese dudaklarımdan ayrılıp

love zone حيث تعيش القصص. اكتشف الآن