"Sabır diliyorum... kendime."

87 13 169
                                    

🧙🏽

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



🧙🏽

Seonghwa, sabrını gerçekten kaybetmek üzereydi. Her zaman sabırlı bir insan olduğunu düşünmeyi severdi ve şimdi gerçekten sınanıyordu. Ciddi anlamda.

Aralarında en ağır başlı olanın en küçükleri olduğunu biliyordu, en azından öyle olduğunu umuyordu ve haklıydı. Ama bu süreçte diğerlerinin bu derece çocuklaşacağını düşünmemişti. Çok çocuklardı, çok.

Jongho'yla birebir iksir dersi yapacağını ilk öğrendiğinde büyük umutları vardı. Genç Gryffindor'luyu severdi, tatlı olan suratına nazaran sert tavırları onu arkadaş olmasalar bile tavlamıştı zaten. Bilmediği şey, ilk birkaç seanstan sonra küçüğünün yanında arkadaşlarını da getireceğiydi.

Seonghwa arkadaşlarının kim olduğunu sormadığı için bin pişmandı. Tamam, çoğu zaman küçüğünün diğerleriyle aynı masada oturduğunu görüyordu ama bunun tamamen tesadüf olduğunu düşünmeyi o kadar çok istemişti ki, anlayamazsınız. Olmadı, olsun.

Önceki haftalar sabahları hala süren garip karşılaşmalar sonrasında bile oldukça sakindi. Yunho ve Hongjoong ufak uyarısını bir hayli ciddiye almış görünüyorlardı.

Bugün yanıldığını anladı.

Seonghwa her zamanki gibi tam vaktinde iksir sınıfına girdiğinde beklediği manzara kesinlikle bu değildi; kendisine sevimli ifadelerle bakan 6 çocuk ve bıkmış bir ifadeye sahip Jongho. Seonghwa manzaraya karşı gözlerinin büyümesini engelleyemedi. Bugün biraz başı ağrıyordu ve huzur için mükemmel ortam olacağını düşündüğü iksir dersi kendisine bakan 6 gençle birlikte sonsuzluğa karışmıştı.

"Merhaba Hyung!"

Bir saniye.

Nereden geliyor bu samimiyet?

Seonghwa Jongho'ya bile izin vermemişti küçüğü kendisine sorduğunda. Jung Wooyoung'un bu cesareti nereden geliyordu?

Yine de sakin kaldı. Okulda duygularını profesyonelce saklamak için gereğinden fazla uzun bir eğitim almıştı, bunu bu şekilde mahvedemezdi. Ailesi ne düşünürdü?

"Benimle resmiyet olmadan konuşma Jung Wooyoung-ssi. Ben senin arkadaşın değilim."

Wooyoung neşeli gülümsemesini kaybetti ama bozuntuya vermedi. Omuz silkerek büyüğünü izlemeye devam etti. Seonghwa bu arkadaş grubunun hiçbir şeyi umursamadığı hakkındaki çıkarımının gittikçe doğru çıktığını anladı.

"Jongho-ssi?"

Jongho özür diler gibi Seonghwa'ya baktı. O kadar fazla ısrar etmişti ki arkadaşları, izin alma fırsatı bulamadan tamam demek zorunda kalmıştı. Elbette arkadaşlarının ısrarının sebebinin Seonghwa'ya yakınlaşmak ve onu er ya da geç mutlu etmek olduğunu biliyordu ama en büyüklerinin ketum bir kişiliği vardı ve bu tür şeylerden kesinlikle hoşlanmadığını ilk derslerinde belirtmişti.

sugar : yunhwaWhere stories live. Discover now