"Kalbini kalbimle eşle."

46 11 48
                                    

⚠️Tw // Panik atak, nefessizlikten bahsetme, karanlık ve dar alanlardan bahsetme, ölüm korkusu.

🧙🏽

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🧙🏽

Nefes almak Seonghwa için hiç bu kadar zor olmamıştı.

Her şey üzerine öyle bir hızda geliyordu ki genç çocuk artık etrafındakileri takip bile edemiyordu. Odasının duvarları üzerine geliyor, üzerindeki gömlek nefes almasını engelliyor, düşünceleri ise onu direk mezara gönderiyormuş gibiydi. Ölümden farksız bir deneyim yaşadığını düşünüyordu ancak bu yaşadığının basit bir adı vardı.

Panik atak.

Ve bu lanet panik atağı aynı gün içerisinde ikinci kez yaşıyordu.

Ailesi, Gryffindor çocukları, profesörler ve Yuna anlaşmalı olarak onun üzerine çöküyorlardı sanki. Tek amaçları onun kendi düşüncelerinde boğularak kendine işkence etmesiydi. Ailesi fiziksel olarak da ona işkence etmek istiyor olabilirdi gerçi, bu onlara sorulması gerekilen bir seçenekti.

Seonghwa sadece mutlu olmak isteyen sıradan bir büyücüydü. Diğerleri gibi sevmek, sevilmek, gülmek ve eğlenmekten başka bir şey istememişti.

En basitinden, beraber beyninden tek bir düşünce bile geçiremeyeceği kadar eğlenebilecekleri sıradan ama son derece güzel bir arkadaş grubu olsun istemişti. Hufflepuff'un sımsıcak duvarları arasında diğerleri gibi oturmak ve huzurlu olmak istemişti.

En kolayından anlatılacak şekilde onu rahatsız eden Gryffindor'lular gibi arkadaşları olsun isterdi.

Elbette Seonghwa o kadar yalnız değildi. Onun da arkadaşları vardı elbet! Tabii annesinin onayladığı kişilerdi.

Ama hepsi kötü değildi asla! Aralarında iyi olanlar da vardı. Mesela Seonghwa Gryffindor'lu Yeonjun'u, Slytherin'li Minho'yu, Ravenclaw'lı Beomgyu'yu ve kendisiyle aynı binaya sahip olan Miyeon'u severdi. Eh, Slytherin'in inanılmaz ikilisi Soyeon ve Soojin'le de iyi anlaşırdı ancak tam olarak arkadaşlar mıydı bir türlü anlayamamıştı Seonghwa. O ikili ruhlarını müzik ve dansta bulmuştu, büyücülükle pek alakaları yoktu bile. Yine de bu sayılanların hepsi bir şekilde safkan aileler içinde yetişip kalbini kararttırmayan birkaç insandı.

Maalesef Seonghwa 7/24 izleniyor olmasaydı onlarla çok güzel bir arkadaşlığın içinde olabilirdi, ancak Yuna gözlerini onun üzerinden ayırmıyordu ki hiç. Öyle ki gün içerisinde Yunho'nun onu öpmesine bile şahsen şahit olmuştu.

Sahi, Seonghwa tam da bu yüzden şu anda odasının zemininde panik atak geçiriyordu. Kapısının ardından gelen sesleri umursamıyor, sadece asla sahip olamadığı o rahat nefesi alabilmek için uğraş veriyordu. Kıyafetleri üzerine çok yapışıyor, kapalı olan camlar her an basınçtan üzerine patlayabilirmiş gibi geliyordu. Işık da fazla parlak gelebilirdi ona eğer gözlerini açabilecek kadar tutarlı olsaydı.

sugar : yunhwaWhere stories live. Discover now