"Neden yardım ettin bana?"

33 8 34
                                    

⚠️ İntihardan bahsetme, depresyon referansları, ölümden bahsetme, iştahsızlıktan bahsetme.

🧙🏼

Tuvaletten içeriye girdiklerinde Seonghwa'yla karşılaşmaktan daha da şaşırtıcı bir şey varsa o da Seonghwa'nın onlara nefretle bakmıyor oluşuydu. Hepsi siyah saçlının onlara nefret veya tiksintiyle bakmasına alışmıştı.

İlk defa oluyordu böyle bir şey, hepsi şaşkındı bu yüzden.

"Seonghwa-ssi?"

Seonghwa tuttuğu nefesini bıraktı. Doğru anladıysa ona yardım eden patronus Yunho'ya aitti. Seonghwa eğer öyleyse hiç şaşırmazdı, genç Gryffindor'lunun yüzü bile ben bir golden'im diye bağırıyordu. Hufflepuff'un soğuk prensi olan Seonghwa bile Yunho'yu sevimli buluyordu.

"Hongjoong-ssi."

Yutkundu, içlerinde ne büyük olan. Günün bu şekilde sona ermesini beklemiyordu ama borçlu kalmayı sevmezdi ve insanlar hakettiğinde teşekkürünü esirgemekten hoşlanmazdı.

"Teşekkür ederim Yunho-ssi. Odama gelen patronusun senin olması gerektiğini biliyorum."

Yunho'nun gözleri kocaman açıldı. Seonghwa'nın ona bağırıp çağırmasını, okkalı bir lanet fırlatmasını falan beklemişti, teşekkür etmesini değil.

"Nereden biliyorsun?"

Seonghwa düşünceli gözlerini yere dikti. Yunho'ya nasıl açıklayacağını düşünüyordu.

"Patronus'unun bana verdiği hissiyattan sanırım. Aynı sabahki-" Seonghwa kızardı. Öpücük gelmişti aklına. "-tesellinin verdiği rahatlıkla aynıydı. Ayrıca bir anlığına senin suratını görür gibi oldum."

Yunho sessizce kafasını salladı. Seonghwa'nın fark etmeyeceğini düşündüğünden dolayı biraz utanmıştı ancak yine de bozuntuya vermedi. Seonghwa sessizce tekrardan teşekkür ederken de ona sadece ufak bir tebessüm sundu. Ayrıca o rahatlıktan mı bahsetmişti? Yunho şu saniyede ölse gam yemezdi, Park Seonghwa ona rahatlık verdiğini söylemişti.

"Merak ettiğim bir şey var."

Yunho devam et der gibi bir ses çıkardı Seonghwa'ya. Neyi merak edebileceği konusunda kafası karışmıştı. Aklı da hala önceki söylediklerindeydi zaten. Ana odaklanmakta zorluk çekiyordu.

"Neden yardım ettin bana?"

Yunho omuz silkti. Amacı basit bir olay gibi göstermek değildi bu hareketle, bilmediğini göstermekti.

"Miyeon-ssi'yi etrafta koşturup bina başkanını ararken gördüm, gerisi sadece bir tahmindi diyebilirim."

Seonghwa sıkıntıyla kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Yanlış anladın, nasıl anladın demiyorum. Neden bana yardım ettin? Sana, size çok kötü davrandım ve bazen bunu hak etmediniz bile. Anlayamıyorum neden her konuda bana yardım etmeye çalıştığınızı."

Seonghwa derin bir nefes alıp verdi. Çok hızlı konuşmaktan ve sürekli ağlamaktan boğazı bugün çok yorulmuştu. Aylardır ne bu kadar çok konuşmuştu ne de bu kadar çok ağlamıştı. Bu onun yeni zirvesiydi. İyi miydi kötü mü orasını bilemiyordu.

"Yardıma ihtiyacın var gibi görünüyordu, görmezden gelemedik."

"Yıllardır görmezden geliyordunuz, ne değişti?"

Seonghwa istemeden sesini yükseltti. Resmen kendisine acıdıkları için yardım etmeye çalışmışlardı. Seonghwa kendisine acınmasından pek hoşlanmazdı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 09, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

sugar : yunhwaWhere stories live. Discover now