14.

296 37 32
                                    

JISOO.

her sabah dizilerde olduğu gibi kahvemden yudumlarken diğerlerinin gürültüsünü çekiyordum. silah kullanan yetişkin insanlar miydik 5 yaşında ki çocuk mu belli değil. daha sakin, daha yoğun olmamiz gerekirken herkesin icinde bir heyecan, mutluluk, sevinç.. umursamayıp soğumuş olan kahveden bir yudum daha alınca midemin kaldirmadigini fark ettim ve ayağa kalkıp lavaboya döktüm. şirkette koca bir oda bize aitti.

ailelerinin kirli işlerini halleden kişilere aitti, hafızamı kaybettikten sonra annemle babam bana çok şey anlatmıştı.

changbin ile çok iyi geçinir, jay ile hiç anlaşamazmışım. aslinda bende öyle hatırlıyor gibiydim ancak iç sesim aramız sonradan iyi oldu diyordu. yine de ailemdi yalan söyleyecek hali yoktu, onlar doğru ve diğer pislik insanları temizlemekle ugrasan kişilerdi. biz bu yüzden burada toplanmıştık.

fakat bilinmemesi gereken şeyler vardı. mesela jay ve heesung önemli bir partiye gelmişlerdi. herkes açıklama yapamadan jay her şeyi anlatmış jungwon sinirle bir şeyler yapma derdine düşmüştü.

"jisoo, biz erken çıkıyoruz."

lisayı ve arkasında duran hyunjin ile taehyunga baktim. şu sıralar bir şeyler çevirdiklerini hissediyordum ama uğraşmaya değmezdi. nasıl olsa kokusu ortaya çıkardı. zaten önemlisi birisi harici her şey normaldi.

jennie.

ne yapmamı bekliyordu anlamıyorum, kuralları her şeyi biliyordu. ailesinin jungwondan nefret ettiğini de biliyordu. jungwon yanlış bir şey yaparsa ailesi direkt ölüm emri verirdi.

annemle babam, jungwon'un ailesi ile bu işe ortak oluyor sonra diğerlerinin aileleri de aramıza katılıyordu yıllardır bu şirket var ve devrileceğini hiç düşünmüyorum. korenin en zengin ailelerinden yer alıyoruz ama normal gibi davranmak şüphe çektirmiyor bu yüzden birisi bizi gördüğü zaman aptal fotoğraflardan çektirmek istemiyor. herkesin gözünde "normal" bir insanız.

kapının çalınıp ortalığın bir anda sessize dönüşmesi ile gelene baktim. ortalik tamamen sessizdi, bense düşünmeden edemiyordum. sekreter gelmisti.

"efendim, bay yang ve diğerleri acilen sizi görmek istiyor."

bay yang yani jungwon'un babasının sekreteri, bu adam geldiği zaman kesinlikle bir görev veriliyordu.

"hemen geliyorum!"

adam beni beklemeden giderken aynanın karşısına geçip saçımı düzelttim. tüm şirket kurucuları olacaktı. kapıdan çıkmak üzere ilerlerken birinin bakışını üzerimde hissettim ve o yöne döndüm. jennie bana öldürücü bakışlarını atarken derin bir iç çektim. bunu isteyen ben değildim. kendi babasıydı.

adımlarım ceoların olduğu büyük toplantı odasına doğru ilerlerken karşımda lisayı gördüm, hatta diğerlerine ikisini de. hem toplantı odasından çıkmışlardı, hemde lisa ağlıyordu muydu?

"lisa ne oldu?" derken o omzuma çarpıp gitmişti. diğerleri de onun peşindeydi. titremeye başlamıştım, içim hiç huzurlu değildi. kotu hissediyordum.

toplantı kapısını çaldım ve içeri girdim. bir anda herkesin bakışı bana döndü. işte ben buna şeytanların toplantısı derdim. burada ki her bir ailenin kendine göre çıkarları vardı. hepsi en tepede olmak istiyordu.

bay yangın yerinde..

ancak bilmedikleri tek şey bay yang ve babamın onlardan sonra en tepeye heesung ve sunoo'nun ailesini geçirecek olmasıydı..

fakat bu da ben izin verirsem olurdu.

"görevlerini en iyi şekilde bitiriyorsun jisoo, tebrik ederim."

family problems, jaywon ✔️Where stories live. Discover now