19.

229 25 27
                                    

"karşınızda ki kişiler aileniz olabilir, artık reşitsiniz ve onlara karşı bir şirket kurdunuz. bu yüzden sizi tehdit olarak gördüklerine eminim. aramıza girmek isteyecekler, ya da ajan sokmaya çalışacaklar. bu konuda aşırı dikkatli olmanız lazım. ve biliyorsunuz baya tehlikeliler. size yapacakları tehditleri umursamayın, arkanızda olacağım."

evden çıkmadan önce jisoo'nun son söyledikleri şeylerdi. kendisi dahil herkes gergin duruyordu. sanırım tek rahat olan ben ve jay gibi görünüyorduk. neden böyle olduğumu anlayamıyordum. bir anda tüm her şeyi kabul edip hayatıma bakmaya başlamıştım. belki de aileden olmadığım gerçeğini en başından kabulleniyordum.

"konuşmalarını tamamını sana bırakıyorum küçük kedi, eminim üstesinden geleceksin. dahil olunacak yerde bizde araya gireriz." jayin kurduğu cümle ve elimi tutmasiyla ona döndüm. gülümseyerek onayladım ve önüme geri döndüm. benim için daha büyük bir sorun vardı.

jay'in yüzüne bakamıyordum çünkü jisoo'nun hatırladıkları şeyler üzücüydü. ailemin yaptıkları çok kötüydü. küçücük bebeğin hayatına müdahale edilmişlerdi.

ailem yüzünden utanıyordum.. jisoo'nun sevdiği adamı ve özellikle bebeğini unutmasını saglamislardi bunu düşündükçe daha çok utanıyordum.

"beyler inebilirsiniz, yanınızda sadece jisoo, rosé ve lisa olacak. biz kapıda bekleyeceğiz acil bir şey olursa adamları indiririz."

jungkook hyung bize göz kırpıp arabadan ilk indiğinde herkes derin bir nefes aldı ve ardindan arabadan indi. kocaman olan şirketin önünde bir sürü adam bizi bekliyordu. belimizde acil bir olay olursa diye silahlar vardı ve biz hala acemiydik. lisa, jisoo ve rosé önümüze geçip yürüyünce bizde arkalarından ilerledik ve tam kapının önünde onları gördüm.

uzun zamandır göremediğim ablam ve abim... mahvolmuş görünüyorlar, aşırı yorgun oldukları yüzlerinden belliydi.

benim şirketime geçtikleri zaman onlara tatil izni verecektim. 😌😌

"hoş geldiniz, lütfen içeri geçin, sizi bekliyorlar."

işte şimdi içimde garip bir his vardi. yoldayken bir şey yoktu ama buraya girince her şey değişmişti.

jay etrafta olan insanları umursamadan elimi tuttu. birkaç gözün bizde olduğunu anlayabiliyordum ve bu beni daha fazla geriyordu ancak.. o adamın karşısına tamamen ciddi bir şekilde çıkmalıydım.

toplantı odasına geldiğimiz zaman basta kızlar ve daha sonra ben ile jay olmak üzere hepimiz içeri girdik. bizde ki hissederların çoğunluğu gibi ailelerimiz de ki benim ailem mecbur burada olmak zorundaydı... herkes buradaydı. jennie ve yoongi babamın arkasına geçti. bende izin bile almadan tam olarak babamın karşısına oturdum. upuzun bir masa vardı aramızda. böylesi tamamen iyiydi.

jay'in annesi olduğunu düşündüğüm kadin jisoo'ya ve yanıma oturmuş jay'e çok kötü bakışlar atıyordu. aslına bakarsak hepsi kötü bakışlar atiyord- sunoo'nun annesi neden gülümsüyordu? ailecek bir garipler cidden...

"buraya gelmeniz beni cidden çok mutlu etti jungwon" dedi babam olacak pislik. boğazımı temizledim ve hatasını düzelttim.

"jungwon değil, bay yang derseniz sevinirim. sizinle öyle konuşabilecek bir yakınlığımız yok." dedim soğukkanlılıkla. jake kimseye göstermeden yüzünü bana döndü ve ağzı açık sesi çıkmadan çığlık atıyordu.

1-0

öndeyiz.

"tabii ki, sizi çağırma ve burada olma nedeninizi biliyorsunuzdur asistanınız jisoo, size anlatmıştır." dedi, ardından yine cevapladım.

family problems, jaywon ✔️Where stories live. Discover now