15.

271 34 36
                                    

"ya jake yeter hayadım bir çekil, boğdun cocuğu"

"sunghoon kıskanma."

"sunoo sus!"

"bebeğime bağırma!?"

"özür dilerim heesung abi."

"yeter ya kafamın dibinde." çatık kaşlarım ve sitemli konusmam sayesinde herkes bir adım geri atmıştı. kendime geleli daha yarım saat oluyordu. başımın dibinde birisi horoz, birisi karga diğeri başka bir şey. gözlerimi açar açmaz bunları görmek şu an eziyet gibi geliyordu.

aslında mutluluk ama bilmelerine gerek yok, zaten anlıyorlar.

"jungwon böyle havalı işlere karışma bir daha, jake arkandan beni de öldürün diye geliyordu zor tuttuk." nikinin söylediğine kıkırdadım. jake gerçekten bir başkaydı, sonra aklıma gelen şeyle sunghoona döndüm.

"bulabildin mi götünü elleyen kişiyi?"

herkes anlamaz bakışlarla bakınca derin bir iç çektim sonra herkes anladığını belirten ses çıkarıp sunghoon üzülerek başını hayır anlamında salladı, özlemiştim cidden.

2 hafta boyunca uyanmak istediğim bir kabustaydım. çoğu zaman sesleri duyuyordum ama gözlerimi acmak için gücüm yoktu. bulduğum ilk güçte de buradaydım.

"bence jake elledi ama sunghoon adamlardan biri sanıyor." dedi heesung, herkes bir anda sasirarak ve sorgulayarak jake ile sunghoona bakmaya başladı.

"ya inanmayın şuna ya kafa buluyor, her güzel şeyi ellemem ben."

"bu daha da şüphe uyandırdı jake.."

niki'nin cümlesinden sonra sunoo gülmüş herkesin ciddi olduğunu görünce boğazını temizleyip kendine geldi.

odada konuşmayan birisi vardı.

çok şey söylemek istediğim birisi.

"geçmiş olsun jungwon."

???
bu soğuklukta neyin nesiydi böyle?  aramıza buz dağları girmiş gibiydi.

"ayı mısın yoksa odun musun diye sormak istiyorum jay?" dedi sunghoon, aynı soruyu bende sormak istiyordum. uyandığımdan beri hiç konusmamisti. onu geçtim yüzüme bakmakta zorluk çekiyordu. olaylarda kendini suçlu buluyorsa kafasına ben sıkacaktım.

"hayır sadece ne diyeceğimi bilmiyorum." dedi.

"jungwonum sensiz ne yaparım bana geri dön, birlikte olalım diyebili- sunoo napiyorsun ya vurduğun yer moraracak haberin olsun." sunoo ve herkes bir anda niki'nin dediklerine panikleyince gülmek istedim ama goz teması kurduğum kişiye kırgın hissediyordum.

"özür dilemek nasıl hissettiriyor? sana demiştim."

küçük bir gülümseme oluştu dudaklarında.

"kimseye bir şey olmaz demiştin, sana demiştim."

bu konuşma uzarsa sanırım ben ayağa kalkarım o bana yüklenir ve beni öldürmeyen kurşun yerine su an ölürdüm. o yüzden uzatmadım.

"bir şeylerin değiştiğini düşünmüştüm jay?"

"bunları sonra konuşalım jungwon, her şeyin başladığı yerde."

bir şey demedim zaten çok konuşacak gücü kendimde bulamıyordum. bir süre
sonra doktor geldi ve akşam üstü taburcu olabileceğimi söyledi. yeni uyanmama rağmen bu hastane çekilecek gibi değildi ayrıca bir an once neler olduğunu öğrenmek istiyordum ama herkes geçiştiriyordu. ancak sunoo ve jake dayanamayıp bir çırpıda her şeyi anlattı.

"yani şimdi bir mekan ve ayrıca bir şirketimiz mi var? bu yaşta?!" dedim sasirarak, ben uyurken çok şey yapmışlardı.

"peki babam? yani peşimizi bıraktı mı? jennie, yoongi diğerleri nerede?"

herkes üzülerek bana baktı. onlara bir şey olmuş olamazdı değil mi?

"baban peşini birakmadi, hala seni sorun görüyor ancak jennie ve yoongi hariç herkes o şirketten ayrıldı yani şirket fazlasıyla çöküşte bunun yerine bizim şirketle ilgileniyorlar. jennie ve yoongiyi ise ajan gibi düşünebilirsin. senin ve bizim için oraya katlanıyorlar."

sunoo'nun kurduğu cümle ile şaşırdım. jisoo net şirketimizle ilgileniyordu.

"çok saçma bir hayatımız yok mu? önce sakin birbirini tanımayan liseli öğrencileriz sonra bir anda mafya oluyoruz, şimdi de şirket sahibiyiz" dedi heesung, haklıydı ama bunlar olmasa tanisamazdik.

"bence bunların bir sebebi vardı, sonuçta bizi birleştirdi." dedi jay, gülümseyerek onu onayladım. aklımdan geçenleri düşünmesi hoşuma gidiyordu.

"şuradan çıkalım, her şey güzel olmaya başlayacak." dedim umutla, babam beni istemiyordu. fakat beni isteyen 6 yakınım vardı. ve babamdan kat kat değerlilerdi.

●●●

jungwon'um:
evden kovulma kısmını bari sen söyleseydin jay?

jay♡:
digerleri söylemediği için belki doğru anı bekliyorlardır diye konuşmadım

jungwon'um:
saol yardımcı oldun cidden

jay♡:
ben çağırmadan sen geldin

jungwon'um:
nereye

jay♡:
her şeyin başladığı yere

jungwon'um:
vay be
tahminim doğru çıkmış
yine de yüz yüze konuşmak isterdim

jay♡:
bir şeyleri kabulleneceğim
kurallarımı ve duvarları.ı yıkacağım
bu benim için kolay olmayacak
bu yüzden yüz yüze konuşmayı istemedim

jungwon'um:
pekala
dinliyorum

jay♡:
seni cidden özledik jungwon
fakat ben daha fazla
önceden pek anlamıyordum
hatta ne zaman böyle hissetmeye başladım bilmiyorum, kestiremiyorum
ancak bilmek istemediğim, kabullenemediğim şeyleri az kalsın seni kaybederken fark ettim.

jungwon'um:
neyi?

jay♡:
ney olduğunu biliyorsun
söylemesem olmuyor mu cidden?

jungwon'um:
bir şeyleri yıktığını zannediyordum

jay♡:
ah...
seni seviyorum
ve bu arkadas olarak değil

jungwon'um:
ne hissediyorsun ki bunu anladın belki de sadece kaybetme korkusu?

jay♡:
hayir değil
ben heesungun gülümsemesine odaklanmıyorum veya jake'in tenine değdiğim zaman heyecanlanmıyorum ya da digerlerini gece gündüz düşünmüyorum sadece sana oluyor bunlar bilmiyorum, sana ne ara bu kadar kapıldım ve ayrıca.. 

jungwon'um:
ve?

jay♡:
seni kollarım arasına alıp öpmek istiyorum, beraber uyumak ve daha fazlası...

jungwon'um:
jay
aşağıya in

jay♡:
ne aşağısı

jungwon'um:
ben geldim
sende kalmak istedim
sonuçta evden kovuldum

jay♡:
hemen geliyorum

çevrimdışı.

jungwon'um:
ayrıca sana bir sorum var
ve
bugün dediğini yapmak için fazla yorucu bir gündü, kolların arasında olmak için geldim:)

family problems, jaywon ✔️Where stories live. Discover now