21.

228 20 10
                                    

her şey hazırdı, çocuklara her şeyi anlatmış bu işi bugün bitireceğimizi söylemiştim. silah kullanmaya başlayalı çok olmamıştı ancak jisoo bize cidden en kısa zamanda öğretmişti. onun bilgilerinin sınırı yoktu.

hayatım boyunca istediğim tek şey gerçek beni bulabilmekti. babamın bana koyduğu baskı ve kuralların haddi hesabı yoktu. öyle ki bunlar yüzüne defalarca intihar etmeyi düşünmüştüm.

hayatta hiçbir şey için amacım yoktu ve bunları düşündüğümde ortaokula gidiyordum. bir gün annem odama geldi ve 8. sınıfın ortasında okulumu degistirecegimi söyledi. sorun etmedim, arkadaşım veya çevrem yoktu. hocalarla da iyi anlaşamıyordum. sıradan sessiz bir öğrenciydim.

çocukken annemle başka yerlere giderdik. o bahçede ki çocuklar ile oynardım. öğrendim ki onlar yeni okulumda hatta sınıfımda ki öğrencilerdi. bizimkilerle de böyle yakınlaştık işte. evde olmayan mutluluğu onların yanında buldum. en sonunda lise oldu bitecek her şey normal bilinen üzere sunghoon bana birini ayarlamak istedi.

jay..

jaye çok sinir oldum, intikam bile almak istedim ancak yapamadım. bir şey bana engel oluyordu, ayrıca klişe sonları fa hiç sevmezdim. hayatıma asla yakışmaz diye düşünüyordum ancak kader öyle demedi ben jay'den çok hoşlanmaya başladım.

şimdi ise hepimiz çok garip bir isteyiz. liseyi açıktan okuyoruz, onun harici çalışıyoruz. babamın şirketini batırmak üzere olduğumuz söylenebilir ki birçok kanal bunun haberini yapmış durumda.

etrafıma göz gezdirdim. tam kafamı yere geri eğip yaptığım işe koyulacakken jayi gördüm. yanda ki odanın kapısında durmuş beni çağırıyordu. gülümseyerek elimdekileri bırakıp yanına ilerledim. önce elimi tutmuş sonra kapıyı açıp içeriye girmiştik. beni duvarla arasına aldığı zaman kalbim hiç olmadığı kadar çok atmaya baslamisti. ve birden ağzımdan kelimeler döküldü.

"seni seviyorum."

gülümsedi.

"bunu şu anda duymak güzeldi"

kaşlarımı çattım.

"cümlen bitmedi herhalde?"

yine gülümsedi.

"hayır tabii ki, bende seni seviyorum!"

bu sefer gülümseyen bendim...

aslında onlara bir şey söylemeden gitmek istiyordum. kendim halledip bu işi bir an önce bitirmek istiyordum ancak üstesinden gelemeyeceğimden emindim. biz 7 kişiyken iyiydik. 7 kişiyken en iyisini yapardık.

"jungwon aslında seni çağırma nedenim kararını sorgulamaktı. bu çok büyük bir şey, ilk defa olacak ve senin için endişeleniyorum ne olursa olsun o senin baban. bu seni zorlamayacak mı?"

zorlardı..

"zorlayacaktır, neden böyle oldu diye düşünüp duracağımdan da eminim ama ben seni veya arkadaslarimi ablamla abimi kaybedersem mahvolurum jay. benim için babam hiçbir zaman ön planda olmadı, o pislik ölmeden kimseye huzur yok."

gözlerimin dolduğunu hissettiğimde kafamı geriye yasladım. beni duvardan çektiğinde geri ona döndüm. kollarını anında bana sardı. daha çok aglamak istedim ama bunu sonraya saklayacaktım. geri çekildiğinde dudağımı buzmemek için zor durdum. sonsuza kadar böyle kalsak sorun edecek değildim. onun yanında kendimi iyi hissediyordum.

tam bir şey diyecekken aniden kapı açıldı ve sunoo nefes nefese kalmış şekilde içeri girdi.

"baban, bizden önce davranmış. jisoo yok, kaçırılmış olmali!"

family problems, jaywon ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin