Hera ve Aden

16- Neden 2 Kasım?

Hera'dan;

Olivia ile konuştuktan sonra dışarı çıkmak için hazırlanmaya başladım, önce banyoya girip duş almalıydım.

Giyeceğim kıyafetleri ayarladıktan sonra hızlıca banyoya girdim.

💎                 💎                  💎

Ortalama 25 dakikanın ardından banyodan çıkıp odama geçtim.

Yatağımın üstünde duran kıyafetlerime uzanırken telefonuma 5 dakika önce bir mesaj gelmiş olduğunu gördüm, mesajı açtığımda;

Gönderici: Bilinmeyen bir numara;

"Biliyorum bana asla güvenmiyorsun ama lütfen şu andan itibaren diyeceklerime kulak ver."

Ne demeliyim evet dinliyorum seni mi?

"Demene gerek olmadığını biliyorsun ve Olivia'yı ikna etmelisin."

Ne için?

"Davayı bırakması hakkında onunla konuşmalı yani bıraktırmalısın."

Neden böyle bir şeyi yapmamı istiyorsun?

Emma'nın katilini ortaya çıkarmaya çalışan bir savcı sadece, ne bekliyorsun ondan?

"Hiçbir şey, çünkü onun neler yapabileceğini çok iyi biliyorum."

Doğru diyordu,Olivia'nın katili bulmak için yapamayacağı şey yoktu.

"Ayrıca bildiğim bir şey daha var, deli değilsin, kafayı sıyırmak üzerede değilsin ve emin ol yakında görüşeceğiz demiştim sana. Bunu unutup kendine fazla yüklenmeni istemiyorum."

"Söylediklerin çok hoş ama sen kimsin?"

Bu kendi kendine konuşma şeyisini bırakmak adına telefonu tekrar yatağa koydum.

💎                   💎                     💎

Hazırlandıktan sonra bizimkilere haber vermek için salona geçtim.

"Bir yere mi gidiyorsun canım?"

"Evet anne ilk önce Annie'ye uğramayı ve sonra Olivia'nın yanına gitmeyi planliyorum."

"Dikkat et kendine."

"Tamam baba." dedikten sonra salondan çıktım ve dış kapıya doğru ilerledim.

Olivia'dan;

Bu isimsiz kişi artık haddini aşmaya başlamıştı!

Ne demek başsavcıyı dinleyip davayı bırakmalısın?

Sen neyi nereden biliyorsun?

Yine kendi iç sesimle tartışırken tekrar telefonum titredi;

Gönderici: Kaçık;

"Keşke hep buradada böyle basın konuşması yapsan..."

Gülümseyerek yanıt vermek için ekrana dokundum;

"Bana bu dava gibi ilginç başka bir dava bulursan, neden olmasın?"

Gönderildi.

"Olivia!" 

İsmimi duyduğumda, bana seslenen başsavcıya bakmak için arkamı döndüm.

"Mike'ı serbest bırakmışlar." dedi.

Aslında beklediğim bir haberdi çünkü çocuğu kaç defadır suçlu muamelesi yaparak sorguluyor ve yetersiz delilden geri salıyorduk.

"Tamam ben birazdan William'la konuşurum." dedim ve tekrar telefonuma döndüm. Gözüm telefondayken konuştum;