14.BÖLÜM

258 38 9
                                    

Hayır
Hayır seokjin dur..
Gitme...

Taehyung bilinçsizce sayıkladığı uykusundan birden gözlerini açarak uyandı. Boncuk boncuk terlemiş haldeydi ve sık sık nefesler alıyordu. Gördüğü kabus herhalde bu zamana kadar gördüğü en acı verici kabustu.

Miniğinin ona ulaşmaya çalışmasını ve kendisininde onu tutmak için çabaladığını hatırlıyordu. Çabaları her seferinde boşa çıkıyordu, çünkü seokjin arkadındaki karanlık tarafından çekiliyor ve ondan uzaklaşıyordu. Kabusunda yaşadığı o yürek burkan acı şuan uyanmış bir halde olsada hala tezeydi ve geçmemişti.

Bir eli istemsizce kalbinin olduğu tarafa gitmiş, biraz ovuşturmuştu. Etrafına baktı. Odasındaki yatakta boylu boyunca yatıyordu ve üzerinde geceden kalma eşofmanları vardı. O an burnuna gelen çiçeksi koku gözlerini sımsıkı yummasını sağladı.

Seokjin..

Seokjinin kokusu yattığı yastıktan buram buram geliyordu burnuna. Sanki miniği yanı başındaydı ve ona sıkı sıkı sarılmıştı.. olmadığını biliyordu en kötüsü de buydu ya.. ona sarılan bir çift küçük kol ve burnunu her zaman huylandıran o yumuşak, mis kokulu saçlar yoktu.

Gözleri hemen yanındaki komodinine kaydı. Yoongi hyungunun ona verdiği hamster evi duruyordu. O da boştu.. uzun zamandır boştu hemde.. Taehyung şimdi ne çok isterdi miniğinin hamster haliyle bile olsa yanında olmasını. Her haline kabuldu o. Yeterki o minik onun hayatında bir yer edinsindi.

Jinie.. bebeğim... seni çok özledim..

Nefesi düzene girdiğinde yattığı yataktan kalktı ve kuruyan boğazını biraz yumuşatmak için yanındaki komodinde duran şişeden bir kaç yudum aldı. En son ne olmuştu..

Ah evet yoongie eve gelmişti  ve ağızıda bir şapka tutuyordu. Seokjinin şapkası... Miniğine mezuniyeti için giydirdiği şapkaydı o. Çamura bulanmış bir haldeydi. tabi birde Jungkook vardı. Telefonda söylediği hala daha kulaklarında çınlıyordu. Zaten sonrasında bayılmış olmalıydı.

" Hoseok hyung. Bunu yapan o.. Seokjini kaçıran o.."

Hoseok..

Ne çabuk hayatlarına girmişti öyle. Taehyung hiçbir zaman ondan şüphelenmeyi bırakmamıştı ama onlara yardım etmesi, gerçekten içtenlikle davranması ve birde üzerine yaptıkları plan tıkırında işleyince Hoseoku avuçlarının içinde gibi hissettirmişti.

Aslında en başından beri onlar Hoseokun avucundaydı değil mi?

Taehyung elleriyle yüzünü birkaç kez sıvazladığında kendine halim olmaya çalıştı. Hosoeku sevmişti, gerçekten sevmişti ama onun bu kadar iki yüzlü olacağını tahmin edememişti.

Açılan kapı ile dikkati dağıldı Taehyungun.

" ah! Korkuttun beni tae.. karanlık odasa oturmuş ne yapıyorsun.." Jimindi. Kapıdan sadece kafasını sokmuştu ve Taehyungun oluşturduğu karanlığa bakıyordu.

" düşünüyorum " dedi taehyung olabiliğince tepkisiz.. arkadaşı yavaşça içeri girmiş ardından kapıyı kapatmıştı o sırada. Bir kaç adımda yatağa ulaştığında yaptığı ilk şey Taehyungun hemen dibine oturmak ve kafasını da usulca omuzuna koymak olmuştu .

" ne düşünüyorsun?"

Taehyung aldığı derin nefesle " ne düşünebilirim ki jimin. Seokjin... aklımda hep o var. Yaralandı mı, Acı çekiyor mu,Aç mı, Üşüyor mu? tabii birde Hosoek var. Ne kadar ona olan şüphelerim hiç bitmesede aslında bizi sevdiğini ve bunu yapmak istese bile bizi tanıdığı zaman vazgeçeceğini düşünmüştüm. Ama yanılmışım.. adam bildiğin elinde oynattı bizi. Sonunda başarabildi. Bildiğin Ellerimle seokjini ona götürdüm... her şey benim suç-"

|𝐇𝐀𝐌𝐒𝐓𝐄𝐑 𝐁𝐎𝐘|Where stories live. Discover now