11. BÖLÜM İPUCU

191 12 7
                                    

İPUCU

Arkadaşlar son zamanlarda çok sık yazamadığımın farkındayım yine aynı şeyi diyeceğim ama demeliyim. Çalıştığım kreş okuduğum kendi okulum sınavlarım ödevlerim ve birde şimdi alacağım kurs var. Ama yine de yazmaya çalışacağım. Şimdiden arada geçen uzun zamanlar için üzgünüm. Bana yorum yazarsanız çok sevinirim. Eleştirilmeye ihtiyacım var. İyi bir yazar olmak istiyorum. Bu kitabı bitirir bitirmez bir kitabım daha var ona başlayacağım. Neyse bu bölüm çok güzel. Umarım sizde beğenirsiniz. İyi okumalar.

ZÜLEYHA ATASOY

Kayra karşımda ellerini montunun cebine koymuş bana bakıyordu. Yüz ifadesinden hiçbir şey anlaşılmıyordu. Aklımda ise tek bir soru vardı. Beni nasıl buldu. Babama bile nereye gittiğimi söylemedim ya da daha önce buranın adresini ona verdiğimi sanmıyorum. Bir süre öylece durduk. Hızlı adımlarla bana doğru gelmeye başladı. Taki nefesini hissedeceğim mesafeye gelene kadar. Bu kadar yaklaşmasına ne gerek vardı bana ceza verirmiş gibi. Ellerimi tuttu.

''Seni kırdığım için özür dilerim.'' az önce ne dedi o. Özür mü diledi.

''Sen kimsin. Kayra asla böyle bir şey yapmaz.'' Hafiften gülmeye başladı. Kahretsin! Gün geçtikçe gözüme daha yakışıklı gözükmeye başlamıştı.

''Dalga geçmeyi bırak şimdi. Seninle konuşmam gerek.''

''Tamam da, ne için özür diliyorsun.''

''Senin odanda yalnızdık ve öpmem konusunda sana sorabilirdim. Birisi olduğunda sormak saçma olur ama dediğim gibi orada yalnızdık. Bu hareketimden incineceğini düşündüm.''

''Önemli değil. Üstelik haklıydın arkadaşlarım ilk öpücüğü soracaklar. Peki, ne hakkında konuşacağız.''

''Önce şu gelenden kurtulmalıyız.'' Dedi ve beni kendine çekerek ihtirasla öpmeye başladı. O an ne düşüneceğimi ya da ne yapacağımı bilemedim. Hoşuma gitmişti, bedenim titriyordu. Kendimi alamadım ve ona karşılık verdim. Kokusunu duyuyordum ve bu başımı döndürüyordu. Kayra kendini geriye doğru çektiğinde biraz daha sürmesini dilediğime inanamıyordum. Beni belimden kendine doğru çekerek belimi sıkıca kavradı

''Merhaba Araz sende mi buradaydın?'' ah Araz onu nasılda unutmuştum. Eminim şu an kalbi çok incinmiştir. Benden nefret edebilir. Eminim Kayra'dan ediyordur. Aman tanrım! Beni onunla nasıl gördü. Çok utanmıştım. Yanaklarımın kızardığına emindim. Gece olduğu için görünmeyeceğimi düşünsem de etrafta çok fazla ışık vardı. Lanet olsun! Az önce beni büyüleyen binanın renkli ışıklarından nefret ediyordum.

''Evet, sen gelene kadar onun yanındaydım.''

''Üzgünüm Araz onunla konuşmam gerek eve ben bırakırım.''

''Bu saatte onu seninle bırakamam ne söyleyeceksen söyle ve git.'' Araz'ın böyle bir şey söyleyeceği aklıma gelmezdi ama az önceki halimizden sonra da başka bir şey söylemesini bekleyemezdim sanırım. Çok kırgın olmalıydı. Sanırım konuşmaya girmenin tam sırasıydı.

''Araz üzgünüm ama gitsen iyi olur. Bana eşlik ettiğin için teşekkür ederim. '' Araz'ı bu duruma soktuğum için kendimden nefret ediyordum. Elimde olmadan da olsa onu incittiğimi biliyordum. Bu bana acı verse de Kayra ile bir anlaşmamız vardı onu kızdırmak istemezdim. Nede olsa kabullenmek istemesem de o bir katil. Ona katil olmak yakışmıyordu. O özünde iyi birisi aslında. Ne saçmalıyorum ben. O azılı bir katil ve ben bunu onun gözlerinde birçok kez gördüm. Ama az önce beni öpen adam o bambaşka biriydi. Bunun bir oyun olduğunu bilmesem kalbinin kalbime değdiğine yemin edebilirim. Beynim bu düşüncelerden Araz'ın sesiyle sıyrılmıştı.

Aşk Kalbe DeğinceOnde histórias criam vida. Descubra agora