1

194 19 12
                                    

Yorum yapmayı ve oylamayı unutma plz. Ve tekrar unutma ki, her kitap senin yorumuna göre şekil alır

Goodlu okumalar!

.
.
Π
.
.

Şimdiki zaman

Mahi Kêvin

Korkudan içim içimi kemiriyordu. Hani hayatta bazı anlar gelir ve 'bu benim dönüm noktam' dersin ya. Hah! tam şu anda hayatımın dönüm noktasındaydım. Olmak istemediğim tek yerde. İçimde ki korku o kadar baskın ki, yüreğim çaresiz bir serçe gibiydi, ne uçabiliyor ne de olduğu yerde durabiliyor du.

"Abi yapmadık de, nolur yapmadık de" sesim çaresizliğimi ele vererek titriyor ve ağlamaklı çıkıyordu. Elimde ki telefonu sıktım, gelecek cevabı biliyordum içimde ki minik umut kırıntısı gelmeyeceğini söylese bile her şey kabak gibi ortadaydı.

"Bana başka çözüm yolu bırakmadınız Mahi, evet kaçtık" sesi keskin ve acımasızdı. Kardeşini zerre gıram umursamadığını kanıtlıyordu. Onun beni umursamadığı gerçeğine çoktan alışmıştım ama göz yaşlarım hala alışamamıştı.

Odamda ki tekli koltuğa oturdum, bu gerçekleri kaldırmak zor geliyor du. Karşımda ayakta dikilen kuzenim Ravza ağladığımı görünce yüzünü buruşturdu. Bende ağlamaya çok meraklı değildim ama kendimi tutamıyordum işte "Abi bir sene daha bekleyecektiniz sadece ya, bir sene bir"

"O Merani iti Berfin'i bana vermeyecekti Mahi! Bir sene falan değil ömrüm boyunca vermeyecekti!" diye bağırdı. Telefonu hafifçe kulağımdan uzaklaştırdım. Evet Mêranî  Aslanbey'in kardeşini abime vermek gibi bir niyeti olmadığını herkes biliyordu. Abim kimseyi umursamazdı, canı nasıl istiyorsa öyle yapardı ve yapmıştı da. Beni umursamamış sadece sevdiği kadını umursamıştı

Bir süre cevap vermeyince daha ılımlı bir sesle konuştu "Senin adına üzgünüm Mahi, ama mutluyum. Anneme ve kendine iyi bak. Hakkınızı helal edin" ve telefon suratıma kapandı. Benim adıma üzgün falan değildi, sadece vicdan azabı çektiği için üzgündü.

Elimde telefonla öylece kalakaldım, hiçbir cevabım yoktu. Ravza endişeyle önümde diz çöktü ve elini ayağıma koydu. "Mahi iyi misin?" gözlerinde tepkisizliğimin endişesi vardı. Normalde Mahi, bağırır çağırır ve her yeri yıkardı.

Gözlerimi Ravza'ya indirdim. Çok güzel bir kızdı, aynı amcamın kopyası gibiydi. Keskin yüz hatlarına sahipti, kalın simsiyah kaşları gür kirpikleri ile ben Mardinliyim diye bağırıyordu. Her halükarda parlayan kahverengi gözleri tekrar ışıl ışıl önümdeydi. Telefonu kulağımdan uzaklaştırdım ve Ravza'nın elini kolunu üstüne elimi koydum.
"İyiyim ben. Ama abim için aynısını söyleyemem" gözlerimde ki boş ve duygusuz göz yaşlarını sildim.

"Kaçtılar değil mi?" kafamı salladım. O da biliyordu mutlak sonu. Ümitsizlikle kafasını iki yana salladı.

"Allah belalarını versin" dedi. İçimden amin demek geliyor du, ama o belaların ucu bana da dokunduğu için diyemiyordum.

Mardin'in Ak GülüWhere stories live. Discover now