《9》

218 55 77
                                    

Bekle beni Azerbaycan...

Senin için geliyorum İlac'ım. Beni bu hastalıktan kurtarman için geliyorum onca yolu. Ve seni bşr daha kaybetmemek için geliyorum Demir Adam'ım. Tıpkı küçük çocuklar gibi sihir yapabilmek istiyorum Demir. Keşke bir sihir yapma hakkım olsaydı. Olsaydı da seni küçültüp cebime koyup seninle her yere gidebilseydim. Lakin bu mümkün değil. Bu yüzden bende mümkün olanı gerçekleştirmeye gidiyorum. Ömrümün geri kalanını birleştirdiğim adamın yanına...

~♡~

Uçağın penceresine kafamı dayayıp Azerbaycan bulutlarını izlemeye daldım. Bu ülkede Türkiye'den farklı bir şey var. Beni çeken bir şey...

Demir.

Bu ülkedr benim Demir Adam'ım var. Nerede olduğunu bilmediğim bir yerde beni bekliyor. Ve ben onu bulacağım. Gerekirse bu yolda canımı veririm ama yine de bulurum onu. O benim hayatımı kurtarmışken benim onu öylece bilmediğim bir yerde tek bırakmaya gönlüm razı gelmez.

"Güneş. Yapma ama böyle. Bak işte geldik Azerbaycan'a. Kurbanın olayım burda ne yapacağız? Nasıl bulacağız Demir'i? Daha adamın hangi şehirde yaşadığını bile bilmiyorsun? Nasıl bulacaksın kuzum?"

"Bulurum ben! Gerekirse karakol karakol gezer bulurum onu! Gerekirse her şehri didik didik eder yine bulurum!"

"Tamam Güneş. Gerekirse beraber didik didik ederiz. Ben her zaman yanındayım." Gerçekten de öyleydi. Benim için hastayım diyerek yalan söyleyip gitmemişti derslerine. O benim biricik kardeşim. Nasıl o her zaman benim yanımdaysa bende onun yanındayım.

Ah Demir ah! Neden beni böyle habersiz bırakıyorsun? Neden beni böyle telaşlandırıyorsun? Tamam biliyorum asker yolu beklemek zordur. Ben bu zorluğu kabul ederek sevdim zamanında bir askeri. Sonra bir asker daha sevdim. Ömrümün geri kalanını emanet ettim o askere. Ama nerden bilebilirdim ki bir Azerbaycan askerinin beni bu denli telaşlandırabileceğini? Nerden bilebilirdim Azerbaycan'lı askeri beklemenin bu kadar zor olduğunu? Her şeyi deneyerek öğreniyoruz tamam ama ben bunu denemeden öğrensem olmaz mıydı? Ay Demir ay? Neden beni böyle habersiz bırakıyorsun?

Bana, Balaca Tibb Bacı'na, haber vermeden gitmek ne demek göstereceğim sana Demir! Seni bir bulursam işte o zaman bittin! Önce etlerini lime lime sıkacağım! Sonra dilini sündürüp, uzatacağım! Uzamış dilinle kendime salıncak kurup biraz sallandıktan sonra saçlarına geçeceğim! Önce saçlarını tek tek yolacağım! Sonra o yolduğum saçlarınla bir kazak öreceğim! O ördüğüm kazağı bir kaza giydirip sana vereceğim! O kaz seni kovalarken bir kahve molası vereceğim. Kahvem bittikten sonra portakallı kaz yaparım beraber yeriz. Daha sonra o kazın kemiklerini de sana yediririm. Oh afiyet olsun!

İşkencelerime daha devam ederdim ama uçak yere inmişti bile. Gece valizini aldıktan sonra benimkini de alıp bana verdi. Gece bunları yaparken ben ne mi yaptım? Tabikide boş boş düşünmedim. Demir'den haber alamadığım için biraz kötüydüm. Tamam biraz değil baya kötüydüm. Öyle kötüydüm ki kalktım Türkye'den taa buralara geldim. Hemde Demir'in hangi şehirde olduğunu bilmeden! Aranızda bana salak mı bu kız diyenleriniz olabilir. Hiç sorun değil diyebilirsiniz. Bazen bende kendime diyorum zaten. Sürekli bunu kendime hatırlatıp salakça şeyler yapmamaya çalışıyorum.

Bakü havalimanından valizimizi sürükleyerek el ele çıktık. Doğru dürüst düşeniyordum bile! Gece'ya baktım. O şuan benden daha sağlıklı düşünecek durumda.

SEVDAMIN KÜLLERİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now