《14》

217 49 6
                                    

Çantamı yeni çalışma masamın üzerine koyarken bende rahat koltuğuma oturdum. Oturmadım çöktüm resmen. Bizim evin koltuklarından bile rahat olan o sandalyeden asla kalkmak istemeyeceksiniz. Evet. Benim için oldukça rahat bir sandalye tercih etmiş Karan Bey. Sağ olsun. Hayatımda tanıdığım sınırlı olan iyi insanlardan olduğunu kanıtladı.

Eymen'e baktım. Ona da benim masama benzer bir masa ve sandalye vermişti. İkimizinde aynı odada olmasını özellikle istemiştim. Böylelikle hem Eymen benim gmzetimim altında olacak hem de tek kalmamış olacağım.

"Günaydın Güneş abla. İlk günün hayırlı olsun."

"Günaydın Eymen. Teşekkür ederim senin de ilk günün hayırlı olsun."

"Teşekkür ederim Güneş abla."

Eymen'de kendi masasına kurulmaya başladı. Geniş masaya bir gözgezdirdim. Klasik, sade, meşe ağacından yapılmış bir masaydı. Meşe ağacı acaba sağlam olur mu? Olmazsa eğer bende Karan Bey'e söylerim değiştirir.

Şimdi bu masaya neler lazım bir düşünelim.

Öncelikle birkaç tane küçük saksıda çiçek lazım. Renkli kalemler ve not kağıtları. Aslında bir tane kalem kutusu var ama bana yetmeyebilir. Sonuçta ben daha bu masada vizelerime de hazırlanacağım. Ah ah! O günleri de görür müyüm acaba? Şöyle cicili bicili hemşire üniformamı giymişim. Bir elimde iğne bir elimde pamuk... Kim bilir belki de bir doktorun asistanı olurum. Ah nerde?!

Her neyse! Şuan işime odaklanmam dışında hiçbir şeyi yapmamam, düşünmemem lazım.

Tık tık tık...

"Girin." İçeri elinde birkaç dosya ile birlikte bir kız girdi. Beni ukalaca süzdü. Ay şuna bak sen! Sen kimsin de beni küçümsüyorsun acaba?

"Güneş Hanım Karan Bey sizi yanına çağırıyor." Şimdi mi?

"Şimdi mi?"

"Gelmenizi önemle rica etti." Ah Karan Bey ah! Daha yerleşemedim bile hemen iş mi vereceksiniz?

"Peki." Kız ofisten çıkarken çantamı masamın üzerine bıraktım. Sanırım masa dizaynı planlarım biraz bekleyecek. Odadan hızla çıkıp giden kadının peşinden hızla çıktım. Vay arkadaş! Bu topuklu ayakkabılarla bu ne sürat! Tamam bende topuklu ayakkabı kullanırım ama bu kadar hızlı yürüyemem. Sanırım buna da alışacağız. Resmen at koşturur gibi hızla giden kadının peşinden giderken haliyle geride kalıyordum. Ona yetişmeye çalışırken de düşmemeye özen gösteriyordum. İlk iş gününden rezil olmak istemem doğrusu.

"Güneş Hanım aylaklık edecek vaktimiz yok! Lütfen biraz acele edin!"

A-a! Birde beni azarlıyor! Hanıma bak sen! Sakin ol Güneş. Sakin ol ki işnden olma. Derin nefes al. Evet işte böyle. Güzel.

"Derya Hanım! Ne diye Güneş Hanım'ı herkesin içinde azarlayıp rencide ediyorsunuz? Doğrusu size yakıştıramadım bunu. Lütfen kendinize çekidüzen verin. Böyle devam ettiğiniz taktirde sizinle yollarımızı ayırmamız gerekecek. Her neyse! Güneş Hanım buyrun odama geçelim."

Karan Bey'e bak sen! Gözğme girdin şimdi delikanlı! Bana da işte böyle çalışanlarına sahip çıkan, onları birbiri altında ezdirmeyen bir patron lazımdı. Tam adamına denk geldin Güneş!

"Tabi Karan Bey." Karan Bey'in peşinden odaya girdim. Tabiki o cadı asistanda girdi odaya.

"Derya Hanım şuan özel bir görülmedeyim. Rica ediyorum dışarı çıkın."

"Ama Karan Bey dosyalar?"

"Dosyalar bekleyebilir."

"Peki Karan Bey."

SEVDAMIN KÜLLERİ (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora