11. bölüm

242 18 3
                                    

Dün Yavuz ile aramızda geçen konuşmadan sonra, bir hayli yüklerim azalmıştı.
Yavuz abimin eski arkadaşını söylediği zaman şok olmuştum.
Bunu beklemiyordum.

Yavuz beni tanıyordu ama bir türlü bunu bana söylememişti.
Zorunda da değildi zaten.
Ben onun için kimdim ki zaten.
Bir meslektaş, iş arkadaşı...
Sadece buyduk biz bir birimiz  için.

Ben onu seviyordum. Kabul.
Ama o beni seviyor mu?

Eğer sevseydi beni orada tek başıma bırakıp gitmezdi...

Son kez aynada ki görüntüme baktım ve çantamı alarak odadan çıktım.
Üzerimde bordo bir kalem etek ve hemen üzerinde siyah askılı bir bluz.

Saçlarımı tepemde sert bir şekilde topladım ve at kuyruğu yaptım.
Hafif makyaj ile de kendimi ödüllendirdim.

Kahvaltı yapmak istemiyordum bugün.
Vücudumda bir heyecan dalgası vardı.
Bu yüzden kahvaltı yapmadım.

Bu heyecanımı neye borçlu olduğumu sorarsanız eğer,
Bugün önemli bir toplantım vardı.

Salonda ki vestiyer de ayakkabım vardı.
Hemen onu aldım ve ayağıma geçirdim.
Kendimi süslemek ile uğraşırken, otobüsü kaçırmıştım.  Bu yüzden taksi çevirmek zorunda kaldım.

Taksiye binince adresi verdim ve yolculuk sırasında toplantıda ne konuşacağımı tekrar ederek, şoför un garip bakışları altında yolculuğu bitirdim.

Taksi ücretini ödedim ve ofise doğru adımladım.
Odama geçince ilk işim camı açıp odayı havalandırmak oldu.

Hızla masamın başına geçtim ve bilgisayardan evrakları kontrol ettim.
Hepsi tamamdı.

Odamdan çıktım ve  lavaboya doğru ilerledim.
Boş kabinlerden birine girdim ve işimi hallettim.
Elimi yüzümü yıkayarak lavabodan çıktım.

Henüz işim olmadığı için, Lalin'in olduğu katta ki, kafeterya ya indim.

Bu süre zarfında koridorda karşılaştığım kişilerle konuşup, sohbet ettim.
Artık insanlarla kaynaşmıştım.

Henüz adım atmıştım ki, birinin adımı seslenmesi ile yerimde durdum.

"Derin hanım!"

"Ah buyurun benim."
"Derin hanım ben Serdar. Siz henüz yokken bile ben burada çalışıyordum. Eşimin sağlık sorunu olduğu için onun yanında kaldım. İzinliydim yani. Sizinle tanışmayan bir ben kaldım galiba, sizinle tanışmak isterim."

Serdar oldukça kibar ve sevecen bir tavırla konuşmuştu. Bende onun bu nazik tavrı karşısında onu kafetarya ya davet ettim.

Birlikte kafeterya ya gittik ve birer kahve aldık.
Birlikte boş bir masaya geçtik ve karşılıklı oturduk.

Kahveden bir yudum aldım ve konuşmaya başladım.
Böylelikle sohbeti başlatmış oldum.

"Eee Serdar az önce üstün körü konuşmuştuk.
Kendinden bahsetsene biraz."

"Ah tabii burada üç yıldır çalışıyorum. 23 yaşındayım. Mardinliyim. Eşim hamile. Kızımız olacak bizim. Zorlu bir dönem olduğu için eşimin yanında kaldım. Ama artık durumu iyi olduğu için işe geliyorum."

"Eşin kaç yaşında Serdar?"

Serdar önce bakışlarını kaçırdı. Ardından konuşmaya başladı.

"19 yaşında. İsmi bade. Oda aynı benim gibi Mardinli."

Serdarın gözleri dolmaya başlayınca bir şeylerin ters gittiğini anladım.

Düşman BaşınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin