8

3.1K 249 347
                                    

Nedense iki okuyucumu shipliyoru- ama aynı vibe veriyorlarrr

~

"Hadi Lisa hadi! Sevgili yaptığından beri zaten seninle doğru düzgün zaman geçiremiyorum.. moralim bozuk bu yüzden."

Evet doğruydu. Aslında son zamanlarda Lalisa'ya kıyasla, Jungkook ile daha çok konuşuyordu.

İkili kol kola girmiş, kara batmamayı başarmış bir şekilde yürüyorlardı. Jimin'in atkısı yere düşünce telaşla eğilip onu aldı. Kirlenmediği için, rahatlarmış gibi nefesini dışarı bıraktı.

Telaşlanmasının sebebi, kendi atkısının olmamasıydı. Jungkook'un atkısıydı. Ona vermeye hiç fırsatı olmuyordu.

Ya da.. onu sarhoş eden bu kokudan ayrılmak istemiyordu.

Atkıyı boynuna sardığı sırada, tekrardan o kokuyu aldı ve mayıştı. Tarif edemiyordu bu kokuyu.

"Yürü Jimin." Lalisa'nın sinirle söylenmesi üzerine, ona yetişti ve kafeye adım attılar. Attıkları an, Lalisa'nın üzerine konfetiler patladı.

Herkes bir ağızdan bağırırken, Lalisa mutluluk göz yaşları döküp, saçında ki süslere elliyordu.

Jimin'e döndü ve kollarını, onun boynuna doladı.

"Bir tanesin! Sana ne kadar teşekkür etsem azdır, çok seviyorum seni!"

"Aslında.. bunu Jungkook ile organize ettik. Sevgiline de teşekkür etmelisin." Bir yandan gülüp, bir yandan Lalisa'yı Jungkook'a yönlendiriyordu.

İkilinin sarıldıklarını görünce, gülümsedi. Gülümsemeye çalıştı. Uyumlu bir çift gibi duruyorlardı.

Lalisa diğerleri ile sarılırken bunu fırsat bildi ve kapıyı kapatıp, hırkası ile atkısını çıkardı. Çıkardığı an, bir boşluk hissetti.. Bozulan saçlarını düzeltirken, bir yandan da uyuşmuş olan boynunu hareket ettirmeye çalışıyordu.

Gözleri ile kendi hediyesini aramaya başladığında, Jungkook ile göz göze geldi. Gözlerini, onun gözlerinden çekmek istedi. Ama yapamadı. Kalp şeklinde ki o göz bebeklerine hayran kalıyordu her seferinde.

Jungkook gülümseyerek başını eğince, kendine geldi ve yürümeye başladı, alt kata indi.

Ayıcık buradaydı.

"Bir an getirmediler sandım."

Arkasını dönünce, Jungkook'u gördü ve korku ile geri adım atıp, botunun bağcığına bastı. Böylelikle kalçasının üzerine düştü.

Gülerek, kendisine yaklaşan Jungkook'a ters bakışlarını yolladı, uzattığı ele ise vurarak, ondan yardım almadan ayağa kalktı.

"Sana gülmedim."

"İnanmadım."

Kendisine bir adım yaklaşan Jungkook'un gözlerine, minik gözlerini dikti.

Jungkook bir adım daha yaklaştı ona. Bir adım daha yaklaşınca, Jimin bir adım geri gitti. Gergin bir şekilde gülümseyerek, titreyen bedenini umursamadan konuştu.

"Jungkook. Hediye verme zamanı geliyor. Yukarıya çıkalım mı?"

Jimin, aşağı katın daha da soğuk olduğunu fark edince kollarını birbirine doladı ve yukarıya çıkan Jungkook'un peşinden gitti.

Çıktıklarında, Taehyung'un ve Yoongi hyungunun resmen ayakta porno çektiklerini gördü. Kalbi sıkıştı.

Bu soğuk hava da, gözlerinden akan sıcak damlaların onu rahatsız ettiği yetmiyormuş gibi bir de tüm dikkatleri onun üzerine çekmesini sağlıyordu.

I'm Yours || JikookWhere stories live. Discover now