10

3K 286 130
                                    

Bölüm atmazsam ölmüşümdür bu arada
ne olursa olsun bölüm atarım

~

Kolileri taşırken, bir yandan da düşmemeye çalışıyordu. Çalıştığı sırada, kuvvetli gelen bir rüzgar, Jimin'in dengesini bozdu ve yere düşmesini sağladı.

"Ah.." acıyla inlediği sırada, yanına koşan ikiliye baktı. O ikili de, birbirlerine baktı, ardından ellerini uzattılar.

"Şaka mı bu.."

İkisinin de elini tutup, ayağa kalktı ve düşen beresini yerden alıp, başına takmaya çalıştı.

Elinde ki bereyi, kaptırdıktan sonra, dibinde olan Jungkook'un gözlerine bakmak için başını hafif bir şekilde havaya kaldırdı.

Dikkatli bir şekilde bereyi taktıktan sonra, o da onun gözlerine baktı ve gülümseyerek geri çekildi Jungkook.

Kolileri taşımayı bitirdikten sonra, son kez arkasını döndü ve evine baktı. Bu evde anıları çoktu. İki yılda, güzel anılar biriktirmişti.

Hyunglarıyla, Lalisa'yla ve Jungkook ile bu evde zamanını güzel geçirmişti. Hyunglarını düşündü, Taehyung'u düşündü.

Hiç birine haber bile vermemişti. Zaten iki haftadır konuşmuyorlardı..

"Ah.. hiç özlemeyeceğim."

Bu cümlesi üzerine, Jungkook ve Lalisa güldü.

"Artık, gidelim şu eve."

"Neredeydi bu ev?" Diye sordu Jungkook.

"Grand Hyatt Seoul."

Şaşkınlıkla kaşları havalanan Jungkook'un yüzüne bakıp, ne var dermiş gibi baktı.

"Bende orada yaşıyorum."

-Not: Grand Hyatt Seoul aslında otel, ama ben bu otele aşık olduğum için ev olarak hayal etmeye karar verdim.

...

Evi, Jungkook'un tam tersi tarafındaydı ve yönü Namsan kulesine bakıyordu. Bunun verdiği mutluluk ile eşyaları yerleştiriyordu.

Lalisa'yı ve Jungkook'u eve göndermişti.

Isıtıcıyı açıktan sonra ayağında ki çorabı çıkardı, tekrardan kolilerin olduğu yere yaklaştı.

Koliyi açar açmaz, Jungkook'un hediye olarak aldığı kar küresini gördü, gülümseyerek eline aldı ve yere oturup incelemeye koyuldu.

Kar küresi..

Ters çevirip, karların düşüşünü izledi. Huzurluydu.

Jungkook ile tanıştığından beri kendisini daha iyi hissediyordu açıkçası, daha önce hiç bir arkadaşı veya hyungu ona böyle hissettirmemişti.

Arkadaşlarına değer veriyordu Jungkook, ve bunu hissettirmeyi de başarıyordu.

Düşüncelerini bozan şey, telefonuna gelen bildirim sesleriydi.

Ayağa kalktı ve koltukların ortasında duran sehpanın üzerinde ki telefonunu eline aldı, koltuğa oturdu ve arkasına yaslandı.

Telefon ekranını açmadan önce, derin bir nefes aldı ve elleri ile saçlarını geriye attı.

~~

Jungkook
Jimin
ben daire 46'dayım
eğer bir ihtiyacın olursa
hemen gel
ya da ara
ben gelirim

Jimin
Zaten çok yardımın dokundu Jungkook

Jungkook
Daha da çok yardımım dokunsun
istiyorum

I'm Yours || JikookWhere stories live. Discover now