13.part

115 18 3
                                    

Şuan tek hissettiğim şey vücudumda gezen kan dolaşımlarının yavaşlamasıydı....

Şaşkınlıktan açtığım gözlerim bir an düzelmiş kendime gelmiştim.

Ellerimi karşımdakinin omzuna koyup itiklemeye çalıştım.

Ama sadece çalıştım.

Jungkook ellerimi yakalamış arka tarafa götürüp belimin hizasında tutup tek eliyle tutup belime bastırmıştı.

Ellerimin sıkılmasının acısıyla ağzımdan boğuk bir inilti çıktı.

Dili dilimi hapsetmiş keşfe çıkmıştı.

Dakikalar süren öpüşme sona ermiyordu. Bu beni sinirlendirmiş ve utandırmıştı.

Jungkook tek taraflı öpüşmenin son bulması adına boş olduğu elini çeneme koymuş aşağıya doğru hareket ettirip ağzımın daha çok açılmasını sağlamıştı.

Jungkook'a baktığımda ise gözleri kapalıydı. Nasıl bundan zevk alabilirsin ki....

Bileklerimin gevşemesini fırsat bilip kafamı geriye atmış ikimizin de başını yolcu torpidosuna çarpmasına sebep olmuştum.

Ikimizin de ağzından bir inleme çıkmıştı. Bu düşmeden dolayı dudaklarımız ayrılmış ikimiz de nefes nefese kalmış şekilde birbirimizin yüzüne çarpmasını sağlıyorduk.

Nefesimi düzene sokmaya çalışırken "ne-ne ya-yaptığını sa-sanıyorsun sen!"diyerek bağırdım.

Bana cevap vermek yerine yüzüme bakmaya devam etti.

"Bırak da şimdi bizi öpüşüyor sansınlar.... Gazeteciler orda...." dedi konuşmakta hiç zorlanmadan...

"Ne yani beni öpmek mi çözüm yoluydu... Ne yaptığını sanıyorsun sen bırak beni... Kalk üstümden..." diyerek omzundan itiklemeye başladım.

Çevik bir hareketle ellerimi omzumun üzerinde durdurdu.

"Rahat dur ha-rin.... Sende bana bağırarak konuşmasaydın bunlar olmayacaktı." deyince kısık bir sesle "ne? Ben mi bağırıyordum!"

"Avukat olunca da davacılara da böyle bağıracağından şüpheliyim.." dedikten sonra sinirlenip bir anda başımı kaldırıp omzunu ısırdım.

"Aaaahh! Ne yapıyorsun sen" diyerek başımı omzundan uzaklaştırdı..

"Bende senin suçluları böyle öpeceğinden şüpheliyim bay sahte polis"diyerek lafını ağzına tıkadım.

"Kalk artık üzerimden" diyerek elimle ısırdığım yere vurdum..

"Ahhhh! Nasıl bir güç var sende kızım! Kalkacağım diyorum işte laftan anlasana!" "Anlamam ben sen git sorguya çektiğin suçlulara lafını geçir kalk şimdi kalkmazsan bağırırım!" diyerek ciddi bir yüz ifadesi alarak yüzüne baktım.

Yavaş bir şekilde kalkıp yüzüme gülümseyerek baktı.

Daha sonra benim omuzlarımdan tutup kaldırdı.

"Sakın karşı tarafa bakma!" diyerek uyardı.

Karşı tarafa bakmadan koltuğa yerleşip emniyet kemerimi bağladım.

Jungkook'un öpüşmesi aklıma gelince utanıyordum.

Yavaşça kafamı cama doğru çevirip dışarıya baktım.

Yaklaşık on dakika sonra araba durmuştu. Etrafa baktığımda ev olmadığını büyük bir AVM'ye geldiğimizi farkettim.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum.

"Öyle dolaşacağız... Yol boyunca takip edildik... Eve gitmemeliyiz... Bir çift olarak gezmeliyiz ki gündemden çıkalım..." dedikten sonra arabadan inişini daha sonra kapımı açışını izledim. Elini uzatıp elini tutmamı istedi. Elimi avucunun içine bırakıp beni çekmesine izin verdim.

Arabanın kapısını kapatıp beni kendisine çekti.

Bugün çok fazla yakın temas kurmuştuk.

Hemde çok fazla....

AVM'ye girip asansöre bindik.

"Ne alacağız?" "Markete gideceğiz evde hiçbir şey yok. Sen olmadığın için evde yemek yemiyordum. Karakolda birşeyler yiyordum."

"Neden? Benden önceki hayatını merak ediyorum... Birşey yemiyordun değil mi? Evini otel gibi kullanıyordun?" diye soru sorduğum cevabın yanıtına "bir de spor salonu" demişti.

Kafamı sen delirmişsin anlamında sallayıp market arabasından alıp yürümeye devam ettim.

Önüme ne geliyorsa koyduktan sonra tarihine bakıyordum.

Daha sonra yanımda hissettiğim hareketlilikle arabanın elimden alındığını gördüm.

"Ne yapıyorsun?" "Bu gidişle tüm marketi satın alacağız. Baksana herşeyi almışsın" dedi arabayı göstererek.

"Sanane ben öderim parasını"

"Ne demek ben öderim.. evin erkeği benim ben öderim..." deyince yüzüne tiksinir gibi baktım.

"Evin erkeği olduğunu bir kere daha sorgulamanı öneriyorum" dedikten sonra yanından gittim.

Kendime küçük taşınabilir sepetten aldıktan sonra içerisine kendime çikolata atmaya başladım.

Adetim yaklaşıyordu...

Tedbirli olmam lazımdı..

Pedler bölümüne girip kendime 2 çeşit ped aldıktan sonra jungkook'u beklemeden kasaya gidip eşyaları geçtim. Kasiyer eşyaları poşete koyduktan sonra uzattığım kartımı alıp okuttu.

Şifremi girdikten sonra kartımı verip fişi de verecekti . Gerek yok dermiş gibi elimi salladım.

Ben Jungkook'a doğru giderken o karşıma çıkmıştı.

"Seni arıyordum.... Nereye gittin...." diye sordu...

"Ihtiyacım olan şeyleri aldım. Bittiyse gidelim..." dedikten sonra eşyaları kasaya koymaya başladım.

Az önceki kasiyer bana başıyla selam verdikten sonra Jungkook'a baktı.

"Aaa siz Jungkook değil misiniz?"

Jungkook gülümseyerek cevap verdi.

"Evet benim de nerden tanışıyorduk?"  deyip kasiyerin yüzüne bakmadan geçen eşyaları poşete koyuyordu.

"Bizim mahallemizde bir olay olmuştu.. siz bir kapkaççıyı bir hareketinizle yere serdiniz o anı kimse unutmuyor..." deyince Jungkook "unutmuşum ya o kadar kapkaççı olayı vardı kiiii... Hangisiydi? Hatırlamıyorum" diyerek kasiyeri geçiştirmeye çalıştı.

Bu kaba davranışına gülümseyerek bakmıştım. Bunu bilerek yapıyordu.

Eşyalar bitince kartla parayı ödeyip çıktık.

Hiç konuşmadan arabaya doğru ilerleyip elimizdeki eşyaları bagaja koyduk...

Daha sonra jungkook'u beklemeden arabaya binip emniyet kemerimi taktım.

Jungkook da oturup emniyet kemerini bağlandıktan sonra arabayı çalıştırıp eve doğru sürdü.

Sonunda eve vardığımızda poşetleri oradaki şoföre bırakıp eve girdik.

"Iki haftaya evleniyoruz biliyorsun.... Mekanı falan ayarladım... Düzeniyle uğraşıyorlar zaten..." deyince sözünü kestim.

"Ne uğraşması daha iki hafta var..." dedikten sonra gülümsedi.

"Sence ben sevdiğim kadının düğün organizasyonunu son güne bırakır mıyım?".....

Bu bölüm nasıldı arkadaşlar....

Sadece 3 okuyucum var....

Ağlamalı miyim....

Votelemeyi unutmayın diyorum ama hiç o yıldız butonuna basmıyorsunuz...

Emeğimin karşılığını istiyorum...

Hemde fazlasıyla....

Polis Mafya'm +18Onde as histórias ganham vida. Descobre agora