18.part

91 10 8
                                    


Dediği şeyi idrak eder gibi yüzüne ve ifadelerine baktım.

"Ne diyorsun anlamadım" deyip yüzüne baktım.

"Ne dedim ki ben?" deyip yüzüme ciddiyetle baktı.

"Ben acıktım dedim sende bende sana dedin..." deyince "ahh pardon dilim sürçtü... Bende seninle beraber acıktım demek istemiştim..." deyince tamam dermiş gibi kafamı salladım.

Elimden tutup tekrar çekiştirince "elimi bırak yürümeyi biliyorum" deyip çekip yürümeye devam ettim.

"Düz yolda yürüyemiyorsun şu topuklularla burda yürüyebilecek misin? Yok.. o zaman karışma" deyip tekrardan elimi tutup yürüdü.

Sinirlendiğimi belli edercesine sesli nefes aldım. Arabanın yanına gelince elimi sertçe çekip arabaya bindim.

Emniyet kemerimi takıp kollarımı birleştirerek oturdum.

Kapı açılma sesi duyunca o tarafa dönmeyip önüme baktım.

Araba kırmızı ışıkta durunca iri eliyle kolumdan tutup kendine çekti.

Kolum onun önüne düşmüş ve o tarafa doğru eğilmiş şekilde duruyordum.

Elini elime sürtüp yüzüme baktı. "Yüzüğün nerde" deyince elimi çekip
"Yüzük mü aldın sanki soruyorsun?" deyip eski halimi aldım.

"Kızım aldım ya ben sana aynanın önünde kırmızı bir kutu görmedin mi?" "Hayır" kısa bir cevap verdikten sonra oflama sesi duyuldu.

"O zaman eve geri dönüp o yüzüğü alıyorsun" deyince hışımla ona döndüm.

"Alıyorsun derken? Ben birşey almıyorum.." "göreceğiz" deyince kırmızı ışık yeşil ışığa dönünce u dönüşü alıp arabayı hızlı sürmeye başladı. Yaklaşık on dakika sonra araba durunca "in" deyip yüzüme baktı.

"Ben gitmiyorum bir yere... Yüzük senin değil mi getir.."

"Hayır senin" deyip kemerini açıp üstüme doğru eğildi.

"Bak güzelim şimdi gidiyorsun ve eve girip odadan yüzüğü takıp geliyorsun" dedi nefesi yüzümü yalarken.

Bir eli emniyet kemerine gidip düğmeye basarak emniyet kemerinin serbest olmasını sağladı.

"Hadi." deyip gözlerini gözlerimden ayırıp dudağıma baktı.

Dudağıma bakması uzun sürünce omuzlarından sertçe itikleyip geriye doğru gitmesini sağladım.

Hızlıca arabadan inip kapıyı hızlı kapatıp eve doğru sinirli büyük adımlarla yürümeye başladım.

Merdivenlerden çıkıp odaya girip aynanın önündeki kırmızı kutuyu açıp yüzüğü elime aldım.

"Neymiş efendim eve gidecekmişim yüzüğü takacakmışım... Ben bu yüzüğü bir yerlerine sokmayı çok iyi bilirim..." diyerek parmağıma taktım.

Diğer elimde duran kırmızı kutuyu sinirle yere atıp odadan çıkıp merdivenlerden aşağı inip evden çıktım. Sinirli adımlarım arabaya ulaşınca kapıyı açıp hızlı bir şekilde kapattım.

Jungkook'a dönüp baktığımda bana gülerek baktığını gördüm.

"Hoşuna mı gitti?" deyince "çok" diyerek cevap verdi.

"Sen görürsün çoku" deyip önüme döndüm.

Arabanın hareket ettiğini sallanan bedenimden dolayı hissettim.

Araba durunca etrafa baktım. Geldiğimizi anlayınca inip jungkook'u beklemeden ilerlemeye başladım.

"Dursana" deyip yanıma vardı.

Polis Mafya'm +18Where stories live. Discover now