0.43 Müslüm Gürses - Nilüfer

307 32 93
                                    

**********
Kazuko-sama mallar hazır.
Yine aynı yere mi getirelim?

Sikeyim. Neler oluyor burada? Ne malı? Kazuko kim? Numara neden kayıtlı değil? Akami'ye sabahın 4'ünde neden böyle bir mesaj geliyor??

(Yorum yoksa bölüm yok)

Telefonu yavaşça yerine bıraktığımda Akami hareketlenmeye başlamıştı.

A"mikey... Uyudun mu?" Cevap vermemiştim. Uyuduğumu görünce ne yapacak?

A"uyumuş..." Alnımdan öptü... Telefonu alıp yavaşça üstümden kalktı ve bir kaç şey yazıp dolaptan bir hırka aldı üstüne. Masanın çekmecesinden bir kaç şey daha alıp koşarak evden çıktığında takip etmeye çalışmıştım. Ama hiç bir işe yaramamıştı. Saniyeler içerisinde ortalıktan kaybolmuştu. Yağmaya başlayan yağmur ile umutsuzca içeri girmiştim

Akami'den*

******* Aranıyor...

Arama başladı 00.01

"Lan it! Hani yazmayacaktın lan!"

?"seni özledim ama."

"Seni gebertirim."

?"üzülüyorum ama Kai-chawn!"

"Neredesin?"

?"arkanda." Arkamı döndüğümde karşımda iki kişi vardı. Biri beyaz saçlı ve mavi gözlüydü. Niye maske takıyor ki..? Her neyse.

R"sizi görmek ne büyük şeref majesteleri."

"Kes çeneni Ran. Ne vermeye geldiysen onu ver ve git."

R"ödemeyi nasıl yapalım bebeğim?"

"Yine ne istiyorsun?" Eliyle kendi dudaklarını gösterdiğinde demeye çalıştığını anlamıştım. Göz devirince Ran birden saçımdan tutup kendine çekmiş ve dudağıma yapışmıştı. Bir kaç dakika içinde ayrılınca soluklanmaya başladım.

R"bugünlük bu kadar yeter sanırım." Elindeki 6 paketi gösterdiğinde gülümseyip paketleri elinden aldım. Cebime atıp yürümeye başladığımda ran arkamdan bağırmıştı.

R"hoşçakal öpücüğü yok mu?!!!" Orta parmak çekip ilerlemeye devam ettigimde arkamdan beyaz saçlı çocuk gülüyordu.

******
Özletme kendini ;)

Kes çeneni.

Kazuko-sama, böyle konuşmamalısınızz :)))

*Bu kişiyi engellediniz.*

Doğruca eve yürüyüp sessizce içeri girdim ve mutfakta kendime bir kahve yaptım. Balkona geçtiğimde elim dudaklarımdaydı.

"Midemi bulandırıyor..." Göz devirip elimdeki kahveyi ağzıma götürdüm.
Çok değil.
Sadece bir kaç saniye sonra balkona Mikey geldi.

Saçı başı dağınıktı.

"Günaydın!" Gülümsediğimde bana baktı ve yanıma oturdu.

"Mikey? Bir sorun mu var?"

M"sabah nereye gittin?" Bekle. Uyumuyor muydu?

"Canım çok kahve çekmişti gittim marketten aldım."

M"gelen mallar kahvelerdi anlaşılan?" Bekle ..

"TELEFONUMU MU KARIŞTIRDIN!?" Mikey'e bağırırken birden durup mikey'e baktım. Bağırmayi bırakıp yüzüne baktım.

"Bana güvenmiyor muydun?"

M"bir şeyler karıştırdığına emindim. Ve sadece bildirimi gördüm, karıştırmadım."

"Mikey..."

M"haksız mıyım Akami? Benden bir şeyler gizlemiyor musun?!" Mikey yavaş yavaş sesini yükseltiyordu.

M"yalan mı söylüyorum? Gizliyorsun! Kabul et! Her şeyin farkındayım Akami! Ne gizlediğini bilemesem de... Seni şu kadarcik tanıdıysam bir şeyler gizliyorsun!!!" Bağırmaya devam ederken başımı yere çevirmiştim. Yanaklarım yavaş yavaş ıslanmaya başlamıştı. Bir kaç saniye sonra Mikey durdu ve yere eğildi.

M"akami... Lütfen... Bir şey söyle." Yavaşça dudaklarıma yaklaşıp öptüğünde verdiği tepki ile kendimi balkondan aşağıya atmamak için zor duruyordum.

M"neden... Dudaklarında bir gariplik var... Sabahki gibi değil?"

Manjiro'nun boynuna sarılıp ağlamaya devam ettim.

Dayanamıyorum artık.

Her şey üstüme geliyor. Hiç bir şeyi beceremiyorum. Beni seven herkesi üzüyorum.

İyi değilim.

Uyuşturucu istiyorum.

Sigara istiyorum.

İçki istiyorum.

Nefeslerim bozulmaya başlarken Mikey sessizce duruyordu.

M"bizi... Aldatmadın değil mi?"

SİKEYİM!

ÖLMELİYİM.

GEBERMEM VE ARKAMDAKİ HERKESİ RAHATLAYABİLMELERİ İÇİN UZAKLAŞMAM GEREKİYOR.

Öl.

Geber.

Git bir bıçak al ve bileklerini kes.

Bir ipi boynuna dola ve avizeye as.

M"Akami? Konuşabilir misin?" Kafamı iki yana salladığımda Mikey omuzlarımdan tutup gözlerini gözlerime kitledi.

"M-mi-mikey-" hıçkırmaktan konuşamıyordum.

M"bekle, su getireceğim hemen." Mikey giderken arkasından bakmıştım. Kalbim acıyor.

M"geldim. Sakinleş. Buradayım."

"B-be-ben- özür di-dile-"

M"ne için özür diliyorsun?" Sorduğu soru ile daha çok ağlamaya başlamıştım. Konuşmayacağımı anladığımda cebimdeki paketi çıkartıp masaya koymuştum.

M"bu... Uyuşturucu değil... Değil mi?" Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Manjiro beni kendisine çekip sarıldığında kendimi zorlayarak konuşmuştum.

"B-be-ben... Se-se-seni a-alda-aldattım..." Cümlem biter bitmez hıçkırıklarım en yüksek raddeye ulaşmıştı. Ağlamaktan nefes alamıyordum. Yavaş yavaş nefessiz kaldığımı hissediyordum. Mikey ise en ufak hareket etmiyordu.

M"sakinleş." Sesi yavaş yavaş soğuyordu. Bu durumda bile hala benim gibi bir pisliği düşünüyordu.

Onu haketmiyorum.

"Gi-git."

M"anlamadım?"

"Git! Se-se-seni ha-haketmi-yorum!!!" Manjiro en ufak bir ses çıkartmamıştı.

Ölmeliyim.

Ölmem herkes için daha iyi bir seçenek.

Ve kızın gözleri kapanırken, oğlan düşünceleri ile boguşmaya devam ediyordu.

Devam edecek...

Lwgyxlwhsldh

Nasi amaaa

Yorum yoksa yb yok 🤨

1/Manjiro Sano x ReaderWhere stories live. Discover now