Sarılmanın Gücü

59 24 29
                                    


"Önce sarıl sonra dinle, sonra anla sonra yine sarıl."

Sarılmak herkes bu sözcüğü hafife alırdı ama insana iyi gelen en büyük güçtü bu. Benim gibi birinin bile yüreğini hoplatırdı. Ayvaz bütün gece onu hayal etmiştim. Olabilir miydi? cidden kurtulabilir miydik? diye düşünürken bile ruhumun içimde nasıl titrediğini hissediyordum. Bugünkü seansım başlamıştı.


"ee bana anlatmak istediğin neler oluyor Gece." dedi psikoloğum melek hanım.


"Kafamı onun omzuna koydum ve hastalığı olmasına rağmen tepki vermedi bana o belki de harika bir adam olacak ilerde. Bende artık kendime güvenimi kazandım. Kendimi onunla sevmeye başladım."


"bu gerçekten harika bir adım. Hem onun için hem de senin için." Odadan çıktığımda hiç olmadığım kadar iyi hissediyordum.


Bahçe vakti gelmişti. Hızlıca kalktım ve sıraya girdim. Bir gün o bahçelerde hatta belki sokaklarda el ele gezecektik onunla ben inanıyordum buna.


"Anka nasılsın?"


"iyiyim Ayvaz sen?" düşünceliydi bu sefer.


"bazen aklıma kötü kabuslar geliyor, sonra aklıma sen geliyorsun ve geçiyor." birden içimden ona sarılmak geldi bunu yapma diyordu bir tarafım diğer tarafım ise yap korkularını yavaş yavaş yok et diyordu. Ona sarılmıştım tam da şu anda ellerini belime sardı. Oldukça sakindi bir süre sonra benden ayrıldı.


"seni seviyorum Anka ama o anılar aklımdan çıkmıyor bir türlü."


"Senin oğlun daha erkek bile olmadı Cavit." diyordu amcam babama ve beni o tür evlere götürmek istiyordu asla bunu kabul edemezdim iğrenç duygudan yoksun bir düşünceydi bu. Yalnızca aptal insanlar sevmediği birine dokunurdu. Gitmedim sonra bir gece amcam geldi. Benim bedenime dokundu bus kestim. Ne elini çekebiliyor ne de ondan kurtulabiliyordum. Debelendim o ise çoktan gitmişti. Ağladım. İnsanlardan nefret ettim. Beni anlıyor musun? anka."



"Bende kocamdan eski kocamdan tonlarca dayak yedim ama pes etmedim."


"Kimse benim Ankamın kanatlarını kıramaz."


"Kimsede benim Aydınlık Adamıma dokunamaz." dedim gülümsedim. O da gülümsedi.


İyi insanlar ya da kötü insanlar kim olursa olsun bunu hak etmezdi. Odama gitmek için sıraya girdim. Ne olursa olsun Ayvaz gülümsemeyi unutmamıştı. Benimle birlikte o her şeyi atlatacaktı. Bugün bir adım daha atmıştık sarılmıştık. Sarılmanın gücü hafife alınamazdı. Kızlar başımda toplandılar.


"Yine noldu?" dedi Selen kıkırdıyordu yine.


"Ona sarıldım."


"sen delisin cidden mi? ama hastalığı."


"Benden korkmuyor."


"işte aşk bu be." dedi Selen o da çok iyiydi ilaçlarının dozu düşürülmüş ve artık sanrılar görmüyordu. Onu da babası iyi etmişti. Hep yanındaydı. Ama benimde artık tutunacak bir dalım vardı.

"Gece psikolog seni arıyor sana bir şey söyleyecekmiş güzel bir haber." Meraklanmıştım odamdan çıkıp psikoloğun odasına doğru yürüdüm.

"Evet neden çağırdınız?"

"Buradan 2 gün sonra çıkıyorsun ilaçlarını kullanmaya devam edeceksin. Ama artık yatmana gerek yok."

"Peki Ayvaz o ne olacak yalnız olamaz ki o." Dedim korkuyla psikolog gülümsedi.

"Onu görebilirsin ziyaretine merak etme o seni unutmaz gördüm aranızdaki bağ kuvvetli."

"Ama annemin yanında kalmak zorunda kalacağım."

"Evet Gece geçmişinle barışman açısından bu önemli lütfen bunu unutma. Baban pek istemedi ama annen bizimle konuştu yaptıklarımı silmek istiyorum onu çok seviyorum o zamanlar hastaydım diyor lütfen onu anla." Belki de her birimiz affetmeyi öğrenmeliydik. Yoksa geçmişimizle yüzleşip şu an olduğumuz kişi olamazdık.

Anka UMUT SERİSİWhere stories live. Discover now