Kadın Olmak

52 19 11
                                    

Kadın olmak. Bu konu hakkında binlerce sözcük kullanabiliriz. Ve her birimizin düşünceleri farklı olur. Ama bazı erkekler vardır ki kadınları sadece bir eşya gibi görürler. İşte ben bundan kaçmıştım. Bu zihniyetten. Telefonuma ilk kez Ayvazdan mesaj geldiğinde o kelebekler yine içimde uçmayı sürdürdü.

"Nasılsın Anka'm mutlu musun?" Yazmıştı. Bende ona "Evet ama seni özledim geleceğim."yazdım.

"Bende." Yazdı yüzümdeki aptal sırıtma gitmiyordu. Annem merakla yanıma oturdu. Odamda yatağımın üzerinde oturuyorduk.

"Mesaj ondan mı?"

"Evet ama bana kızma anne ne olur onu seviyorum."

"Biliyorum kızım onu görmedim. Bilmiyorum ama sen sevdiysen sorun yok. Eskisi gibi sana kızmayacağım."

"Teşekkür ederim anne beni anladığın için." Dedim ilk kez içime bir rahatlama gelmişti. Artık bana nefretle değil sevgiyle bakıyordu o kadın değildi. Hissediyordum bunu. Giyindim. Ve annem beni Ayvazın yanına götürmek için arabaya bindi. Ve sonra radyodan rastgele bir şarkı açtı. Şarkının adı Nil karaibrahimgil den çocuğuna bestelediği şarkıydı. Beraber söyleyip ağladık. İlk kez anne kız beraber şarkı söylemiştik. Bir süre sonra gelmiştik. Arabadan indiğimde kalbim yine hızlı atmaya başladı. Ayvazın yalnızca 4 günü kalmıştı çıkmak için bana yazmıştı. Zaten tüm gece mesajlaşmıştık.

"Ayvaz görüşme odasında seni bekliyor Gece."

"Hoşgeldin Anka'm." Birbirimize gülümsedik "hoşbulduk ilk geldiğimde benim saçlarıma dokunmuştun. O kadar hoşuma gitti ki bunu nasıl anlatsam bilemiyorum."

"Biliyorum. Benimde gitti. Artık sevdiğim insanlara dokunabiliyorum. Çünkü sen bana iyi insanların da olabileceğini öğrettin. Sen bana her şeyi öğrettin. Aşkı. Dostluğu sevgiyi."

"Hiç hayatımdan çıkma Aydınlık adam."

"Sana bir defter vereceğim. Anka'm sana hediye olarak sana karşı bütün duygularım ilk gördüğüm an hepsi yazıyor."

"Okurum hemen." Dedim gerçekten bana değer veriyordu. Gözleri ah o gözleri benim ruhuma deydiğinde ne güzel parlıyordu.

Genç adam görüşme bittikten sonra odasına gitti. Resmen kızarmıştı. O saçına dokunuşunu hatırladığı her an içinde bir şeyler patlıyordu. Volkan gibi. Sıcak bir şeye dokunmuş gibi. Yatağına uzandı. Hayallere dalarken istemediği şeyleri yani geçmişini de hatırladı. Ama artık onun için önemli değildi. Yalnızca lanet okudu. Küçük çocukların umutlarını öldüren insanlara. Eğer çocuğum olursa ona asla zarar vermeyeceğim diyordu içinden ona bunları yaşatmayacağım. Babası gelmişti ellerinden tutmuş her şey için özür dilemiş bilmediği onca şey yüzünden kalbi kırılan oğlunu teselli etmişti. Bir babanın yapması gerektiği gibi onu sarıp sarmalamıştı.

Gece eve geri döndüğünde defteri açtı ilk sayfayı okuyordu.

"Gözleri sanırım gördüğüm en güzel gözlerdi. Değişik anlamlar vardı gözlerinde, başka insanlara nazaran bir umut kırıntısı vardı. Aşka dair bunu sevmiştim. Saçları siyahtı Gece gibiydi. Ama ben Geceyi severdim. Çünkü yıldızlar o zaman çıkardı."


Ne güzel Yazmıştı. Benim hakkımda böyle düşünmesi beni mutlu etmişti. Hem de hiç olmadığım kadar.

"Kızım baban bu akşam gelecekmiş seni görmek istiyor. Ve Altay'ın cenazesi var. Gitmek ister misin?"

"Hayır. Onun yalnızca mezarına tükürürüm. O yüzden oraya gitmem."

"Peki kızım."

Akşam olduğunda Gecenin babası gelmişti. Önce ona sarılsa mı? Yoksa konuşsa hesap sorsa mı bilemedi. Neden ayrıldınız beni neden orada bıraktınız diyebilirdi ama yalnızca merhaba dedi.

"Merhaba kızım. Seni çok özledim. Eskileri unutalım artık ne olur tekrar aile olalım."

"Olalım baba." Demiştim gözlerim dolarken tüm bu anları hiç yaşamayacağım sanarken şimdi yaşamam garipti.

"O çocuğu biliyorum eğer seviyorsan onunla devam edebilirsin. Biliyorum o sana iyi geldi. Psikoloğunla konuştum kızım nasıl mutluysan öyle ol."

Anka UMUT SERİSİWhere stories live. Discover now