Arden Akağaç, yüzünü yeniden bana yaklaştırınca burnunun ucu benimkine değdi. Buz gibi nefesi dudaklarıma çarparken gözlerimi açık tutmakta zorlandığımı fark ettim.
"Sen," dedi nefesi hala dudaklarıma çarpıp tenimi yavaşça kuruturken. "Görmen gereke...
Unutmadan, mutlu olabilmem adına emeğimi taçlandırmak için oy ve yorum bırakabilirsin.
Ben mutlu, sen mutlu. Kapito bence :)
Keyifle oku!
Şarkı: Tame Impala- New Person, Same Old Mistakes
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Toplantının devamında ne olduğunu bilmiyordum çünkü Arden, bana o sözleri der demez elinden kaçmıştım.
Bir vampir olarak elbette istediği an peşimden gelip beni durdurabilirdi ama o bunun yerine kibarlık göstermek istemiş olacak ki beni kendi halime bırakmayı seçmişti. En azından burada oturmuş olayın üzerinden henüz birkaç saat geçmiş halde Kumay'ın yemek yiyişini izlerken bunları düşünüyordum. Arden, elinde nar çubuğuyla çıplak kıçıma vurmak için gelene kadar burada öylece oturma niyetindeydim.
"Annen geliyormuş." Kumay, neredeyse zerre kadar pişmemiş tavuk kanatlarını sivri dişleri arasında adeta yüzerek mideye indiriyordu.
"Öyle." Dirseğimi tezgâha yaslayıp lavabonun önünde tabiri caizse bir kurt gibi tıkınan arkadaşıma baktım. Çok değil bir hafta önce Kumay Kalkan, mutfağı yemek koktu diye neredeyse ağlayacak bir kadınken şimdi ayakta her tarafa sıçratarak yemek yiyordu. Ona her ne olduysa değişen tek şey dış görünüşü olmamıştı. Kişiliği de değişmişti.
"İyi. Ona neden kurda dönüştüğümü anlatırız," dedi arkadaşım yağlı bir kanadı plastik bir kabın içine gelişi güzel atarken. "Tabii bu kadın şok geçirmeden önce mi olur sonra mı olur bilmem." Tavuğun kemiğini tüylü parmaklarıyla itip hoşnutsuzca dudaklarını büktü. "Bir de vampirimiz var ki evlere şenlik. Ben delirtmezsem onu Arden delirtecek."
Musluğu açıp ellerini yıkamaya başladığında başımı kolumdan kaydırıp buz gibi tezgâha yasladım. "Bu kılların ne zaman dökülecek?"
Kumay, sabunu boş verip bulaşık deterjanına uzandı. "Mevsim geçişlerinde dökerim herhalde," dedi alayla. Sonra da hırsla tırnaklarını avuç içine sürterek ellerini köpürtmeye başladı. "Hiçbir fikrim yok," dedi sonrasında sıkkınca.
Bir kulağım tezgâha yaslı olduğu için olmayan tıkırtılar duyuyordum. "Batuhan'larda kıl yok. Oradaki kimsede yok. Demek ki bu sadece değişimin bir safhası."
Kumay, musluğu kapatıp ellerini gri bol pijama altına sildi. "Herkesin dönüşümü farklı geçiyormuş. Parmak izi gibi, kişiye özel." Tüylü oldukları için kolayca kurumayan ellerine ters ters baktıktan sonra da buzdolabına uzanıp iki soda çıkardı. Uzun sivri tırnaklarıyla sodalarını tek tek açıp üzerlerinden hala buhar çıkar halde birini bana uzattığında başımı yasladığım yerden kaldırıp doğruldum.
