Perde 21-Kalbi Atan Kadın

12.4K 781 738
                                    

Selam vampirik!!

Yeniden beraberiz... Şu aralar sıkça görüşmeye başladık. Hadi hayırlısı.

Bölümü okurken yorum bırakmayı unutma. Fikirlerini aşırılı merak ediyor ve yorumlarını okurken eğleniyorum! Mutlu oluyorum..

Keyifle oku, görüşmek üzere

Şarkı: Phantogram- Black Out Days

Şarkı: Phantogram- Black Out Days

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arden Akağaç bir vampirdi.

Zihnim bunu her defasında unutmayı nasıl beceriyordu anlamasam da onun bir insan olmadığını her daim hatırlayabilmek için avuç içime kazımak istiyordum. Böylece o bir insan erkeği gibi yatakta rahatça uyurken onu izlediğimde avuç içimdeki notlara bakıp onun bir vampir olduğunu hatırlayabilirdim ya da...

Hatırlamazdım.

Çoğu zaman, özellikle de zararsız bir şekilde uyurken gözüme yaratık gibi görünmüyordu. Tüm kanlı anları silip yok edersek Arden'in bir insan olduğunu düşünebilirdim. Yakışıklı, çekici, çoğu zaman kibar bir insan erkeği.

Arden, başını yastığında çevirip siyah saçları elimin tersine düştüğünde uyanmasın diye nefesimi tuttum. Pekâlâ, o insan değildi. O fazla bir şeydi, beynim hala tam olarak onu sıfatlandıramasa dahi... İnsan değildi işte.

"Ben uyurken izleme beni."

Çıkmayan nefesim dişlerimin ardında patlarken kendimi öksürürken buldum. "İzlemiyordum," dedim gerisin geri kendi tarafıma kayarken. Oysa vampir çoktan gözlerini açmış, kara ürkütücü bakışlarını yüzüme yöneltmişti.

"İzliyordun," dedi gerinmeden hemen önce. Sonra da kanımı emdiği için çiziklerimin neredeyse kaybolduğu sırtını esnetip saçlarını yastığa sürdü. "Sen gibi kokuyor," dedi burnu yastığa sürtünürken. "Çok hoş."

Çıplak tenimdeki her bir tüy başını kaldırıp merhaba derken silkelenip başımı çevirdim. Oda, darmadağındı. Sanki sadece üç metre büyüklüğünde güçlü bir kasırga odayı vurup her şeyi dağıtmıştı. Komodin devrilmişti. Devrildiği zamanı bile hatırlamıyordum. İşin tuhaf yanı devrilirken yastıkların üzerine düşen aptal lavanta tütsülerinin kokusunu bile almamıştım çünkü her yerim Arden kokuyordu. Onun kokusuyla aptalca donatılmış haldeydim. Yaralarımız geçmiş olabilirdi ama kan bakiydi. Bedenlerimiz normal renginden azade ürkütücü bir bordoya bulanmıştı.

"Öyle sesli düşünüyorsun ki," dedi Arden yeniden esnerken burnu elime değdiğinde. "Neredeyse duyabiliyorum." Başımı yeniden diğer tarafa çevirip dudaklarımı ısırdım. En son istediğim şey Arden'in iç sesimi duyabilmesiydi eğer duysaydı... Eh, benden kaçardı. O bile benden korkup kaçardı.

VAMPAYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin