Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Pekala, görevim sadece onların kökünü kazımak. Sinirlerime hakim olmalıyım. O yavşak suratını delice dağıtmak istiyorum Jeon. Bana dokunuşu midemi ağzıma getirmeye yetiyordu. Bir karım vardı ve kim bilir ne düşünecekti. Sinirden dişlerimi sıksam da sahte gülücükler bırakıyordum suratına. Soyadımı sorduğunda beynim bütün düşüncelerden arınmış, sadece mantıklı cevap arıyordu. Kim, hayır bu unvanımı tanıyorlar. Beynim durmuştu, düşünceler sessiz kalmama sebebiyet veriyordu.
"İsmim size yeterli gelmedi galiba, Bay Jeon? İlginizi çekebildiysem ne ala."
Sırıtıyordu, ben burada nonoşların arasında can çekişiyor iken sırıtıyordu. Jeon ölümün ellerimden olacak. Dudaklarını araladı ve gözlerimin içine dikkatlice baktı.
"Ah hayır hiç önemi yok."
Ha şöyle, ibne.
"Sadece hakkında bilgi edinmek isterim, seni aramızda ilk kez görüyorum. Ayrıca ilgi çekici birisin daha önce görmemiş olmam imkansız."
"Birbirimizi tanımak istiyorsak, gelin tanıdığım harika bir bar var. Orada bir şeyler içelim, ne dersiniz?"
"Memnun olurum Taehyung."
İsmimi ağzına alışı bile... Bunu yaptığıma inanamıyorum. Dişlerimi sıkarak konuşuyordum, şu zamana kadar ağzını yüzünü kırmıyor oluşum senin için büyük bir şans.
Ayağa kalkıp gömleğimin yakasını düzelttim, buyrun dermişçesine ibneye doğru yavaşça eğildim. Arabaya doğru gittiğimizde, inandırıcı olmak adına kapıyı açıp içeri girmesini sağladım ve kapıyı kapattım. Arabaya binerken ağzımdan küfürler eksik olmuyordu. Arabayı çalıştırdım ve fark ettiğim şey arkadaşlarının da peşimizde olduğuydu. Salak değillerdi, birden hepsini götüremezdim merkeze. Sarhoş olmalarını sağlayacaktım.
Barın önünde durdum, indik ve beraber yürüdük. İçerisi oldukça loş olduğundan, burada ibneyi kaçırsam bile kimsenin ruhu duymazdı. Telefonumun titerştiğini hissettiğimde cebimden çıkarıp ekranına baktım.
Kim Soojin arıyor...
Üzgünüm sevgilim, kapatmak zorundayım.
Kimseye çaktırmadan telefonumu ceketimin cebine geri yerleştirdim. Oturacak yer bulduğumuzda, Jeon piçi yine dibimde bitti.
Kim Soojin arıyor...
"Bir dakika müsaade isterim, önemli bir telefon."
"Neredesin Tae!" "Görevdeyim bebeğim, seni sonra arasam?" "Bu ses de neyin nesi? Öyle görev mi olur ha?" "Eve gelince sana açıklayacağım, şimdi kapatmalıyım. Arama." "Hemen eve geliyorsun, yoksa babana haber vereceğim." "Soojin, kapat dedim."
Arkamdan yanaşan Jeon, elini omzuma koyduğunda telefonu gözüyle işaret etmişti.
"O kimdi? Yoksa avımı çoktan avlamışlar mı Bay Tae?"
